Türkiye Kamu-Sen, Üyelerine ve Kamu Çalışanlarına duyuru yaptı

Yayın: 07:43 - 06.02.2010
Güncelleme: 07:43 - 06.02.2010

Türkiye Kamu-Sen Üyelerine  ve Kamu Çalışanlarına duyuru yaptı:Sağlıktaki katkı payı ücret alımlarını mahkemeye verdik.

Anayasamızın 56. ve 60. maddelerine göre sağlık ve sosyal güvenlik hizmeti her Türk vatandaşının Anayasal hakkı, Devletin ise ödevidir. Son yıllarda siyasal iktidarlar, Anayasal sorumluluklarından kaçmakta, kamu hizmetlerinin mali külfetini vatandaşın sırtına yüklemekte, sağlık ve sosyal güvenlik sistemini özelleştirmekte, kamu görevlilerinden aldığı katkı payını artırmaktadır.

Memurlara 2010 yılı için %2,5 + %2,5 gibi düşük bir oranda maaş zammı verilirken; yalnızca son bir yıl içinde yapılan değişikliklerle;

   Emeklilik yaşı 60’tan 65’e çıktı.

 

 

 

Türkiye Kamu Sen olarak basın açıklamaları ve kitlesel eylem, yürüyüş ve mitinglerle Hükümeti uyarmamıza rağmen, Hükümet kamu çalışanlarına reva gördüğü bu haksızlığı giderme hususunda bir adım bile atmamıştır. Kamu çalışanlarının bütün kazanımlarını elinden almak için yoğun bir gayret sarf etmekte, her türlü haksızlığı ve ayrımcılığı yapmaktadır. Resmen kamu çalışanlarına işkençe çektirmektedir. Hatta kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırmak için, bütün memurları sözleşmeli statüye geçirmek için çalışmalar yapmaktadır. 

31.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğin 4 Harcırah İşlemleri Başlık kısmının birinci ve ikinci bentlerinin katılım payı uygulaması başlıklı 5. maddesinin öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması ve bilahare iptali için Danıştay’a dava açtık. Üyelerimize ve bütün kamu çalışanlarına saygı ile duyurulur.                                     

Türkiye Kamu-Sen

  İstanbul İl Başkanı 

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

 

 

 

 

 

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA

                                          YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR

DAVACI               : TÜRKİYE KAMU-SEN (4688 SY.19/F)

VEKİLİ                : Av. İlhan KARA

Dr. Mediha Eldem Sokak No: 85 Kocatepe /ANKARA

DAVALI               : MALİYE BAKANLIĞI/ ANKARA

 

TEBLİĞ TARİHİ: 31.12.2009Tarihli ve 27449 sayılı Resmi Gazete 5. Mükerrer)

 DAVA KONUSU: 31.12.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren; Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğin 4 Harcırah İşlemleri Başlık kısmının birinci ve ikinci bentlerinin katılım payı uygulaması başlıklı 5.  maddesinin öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması ve bilahare iptali talebinden ibarettir.

 DAVANIN İZAHI

 

            I-Türkiye Kamu-Sen; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Kanununun 19. maddesinin ‘ f ‘bendi uyarınca; “ Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak hakkına sahiptir.”Ayrıca Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, 18.06.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2005/1 E. ve 2006/1 K. Sayılı kararıyla 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 19’uncu maddesinin (f) bendi uyarınca kamu görevlileri sendikaları ve üst kuruluşlarının üyeleri hakkında tesis edilen bireysel (sübjektif) işlemlere karşı üyelerini temsilen dava açma ve bu nedenle açılan davalarda taraf olma hakkının bulunduğu yönünde hüküm tesis etmiştir.

  II- İptal davasına konu olan Tebliğ’in;

            Harcırah işlemleri başlıklı 4. maddesinde;

         “Kamu personeli ve bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerinin sağlık hizmetleri, devir tarihinden itibaren, 5510 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağından, söz konusu kişiler hakkında 6245 sayılı Harcırah Kanunu ve Tedavi Tebliğinin gündelik, yol masrafı ve refakatçi giderlerine ilişkin hükümlerinin uygulanma imkanı da bulunmamaktadır.

            Bu nedenle, 15/1/2010 tarihinden itibaren (bu tarih dahil), sağlık kurum ve kuruluşları tarafından, yatarak veya ayakta tedavi amacıyla memuriyet mahalli dışına sevk edilen kamu personeli ile bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerine, gidiş ve dönüşleri için yol masrafı ve gündelikleri ile ayakta tedavi görmeleri halinde ayakta tedavi süresince gündelikleri görevli oldukları kamu idarelerince değil, SUT’un ilgili maddesinde belirtilen esaslar dahilinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenecektir. Aynı şekilde, tedavi amacıyla memuriyet mahalli dışına sevk edilenlerin refakatçileri için de 15/1/2010 tarihinden itibaren kamu personelinin kurumu tarafından yol masrafı ve gündelik ödenmeyecektir.”Hükmüne yer verilmiştir.

 Yine Katılım payı uygulaması başlıklı 5. maddesinde ise;

            Kamu personelinin ve bakmakla yükümlü bulundukları aile fertlerinin devir tarihine kadar sağlanmış olan sağlık hizmetlerine ilişkin katılım payı işlemleri, 18/9/2009 tarihli ve 27353 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan (12) Sıra No’lu Tedavi Katılım Payının Uygulanması Hakkında Tebliğ hükümlerine göre yapılacaktır.

            Tedavi giderlerine ilişkin muayene katılım paylarının tahsili, 14/1/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) verilen sağlık hizmetleri için, yukarıda belirtilen Tebliğ hükümlerine göre kamu idarelerince ilgilinin aylık veya ücretinden kesilmek suretiyle sağlanacaktır.

            Devir tarihinden itibaren, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlanacak sağlık hizmetlerinden doğan katılım payına ilişkin işlemler, SUT esas ve usulleri doğrultusunda yürütülecektir. Devir tarihinden itibaren sağlanacak sağlık hizmetleri için kamu idareleri tarafından memurların aylıklarından katılım payı kesintisi yapılmayacaktır.” Hükmü yer almıştır. Her iki hüküm yasa hükümleri ve yargı kararları bakımından değerlendirildiğinde açıkça hukuka aykırılık içermektedir.

III-Anayasanın kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler başlıklı 128. maddesinde; “Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.”Hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm değerlendirildiğinde memur statüsünün farklı bir statü olduğu ayrık düzenlenmesi gerektiği açıkça vurgulanmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi Sosyal güvenlik yasasının iptaline ilişkin vermiş olduğu bir kararda; “……… Yasa koyucunun Anayasa’nın 7. maddesi uyarınca sahip olduğu genel düzenleme yetkisi kapsamında bulunan konuların, 128. maddede özel olarak vurgulanarak yasa ile yapılmasının Anayasa buyruğu haline getirilmesi, Devletin en temel işlevlerinden olan kamu hizmetinin görülmesindeki yeri tartışmasız olan kamu görevlileri için statülerine, yaptıkları görevin gereklerine uygun, emeklileri için de önceki statüleri ile uyumlu ayrı yasal düzenleme yapılmasını gerekli kılmaktadır. Ancak, düzenlemenin aynı hukuksal konumda bulunmayanların bu özelliklerini ve farklılıklarını yansıtmak koşuluyla aynı veya başka bir yasa içinde yapılması hususu kuşkusuz yasa koyucunun takdiri içindedir.”Gerekçesine yer vermiştir.

Anayasa Mahkemesi gerekçesinden de anlaşılacağı üzere; memurların özlük haklarına ilişkin bir düzenleme yapılacaksa (tedavi katılım payı vs) bunun asli kanun olan 657 sayılı yasada yapılması anayasa hükmü niteliğindedir.

V- Devlet Memurlarının Tedavi ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 20. maddesinde; “Tedavi resmi sağlık kurumlarından sağlandığı takdirde, bu kurumlarca hastadan hiçbir suretle para alınmaz.

Sağlık kurumunca, hastanın tedavisi dolayısıyla yapılan bütün işlemler sonucu istenilmesi gereken ücretleri göstermek üzere fatura düzenlenerek ilgili kuruma gönderilir, bedeli en geç aynı mali yıl sonuna kadar bu kurumca ödenir.”

 “Özel Sağlık Kuruluşlarında tedavi” 22. maddesinde ise;” Tedavi özel sağlık kuruluşlarında sağlandığı takdirde, (tabip tarafından kabul edilmek şartıyla) muayene ücreti ve yapılmışsa sair giderler hastadan alınmaz. Tabip tarafından bunlar gösterilmek suretiyle bir fatura düzenlenerek ilgili kuruma gönderilir, bedeli en geç aynı mali yıl sonuna kadar bu kurumca tabibe ödenir. Bu yol tabip tarafından kabul edilmediği takdirde, talep edilen para hasta tarafından tabibe ödenir. Alınacak fatura ilgili kuruma verilerek bedeli kurumdan alınacağı” öngörülmüştür. Bu hüküm bakımından iptale konu düzenleme değerlendirildiğinde iptale konu düzenlemenin devlet memurlarının tedavi giderlerine dair asli düzenleme niteliğindeki yönetmelik hükümlerine de aykırı olduğu açıktır. Yine konfederasyonumuzca açılan iptal davasında, Danıştay 10. Dairesi 2009/1926E sayılı dosyasında, “idarece özel sağlık kurum ve kuruluşları ile kamuya ait sağlık kurum ve kuruluşlarına başvuran hastalardan katılım payının farklı alınmasını gerektiren somut bir neden gösterilmediği gibi, yapılan düzenlemede yasada belirtilen kriter de( önceki basamaktan sevkli olarak başvurulup başvurulmadığı) dikkate alınmamıştır. Gerekçesi yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.

YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİMİZİN AÇIKLANMASI

Dava konusu tebliğ açıkça hukuk aykırıdır. Müvekkil Konfederasyon; ülke genelinde çalışan yüz binlerce kamu görevlisinin bağlı olduğu bir kuruluştur. Müvekkil Konfederasyonun yüz  binlerce üyesi bu işlemden zarar görmekte ve halen zarar görmeye devam etmektedir. Kanaatimizce; yasanın aramış olduğu iki koşul birlikte gerçekleşmiştir. Yüksek mahkemenizin bu konuda vereceği karar oluşan hukuksal sıkıntıyı ortadan kaldıracaktır.

HUKUKSAL NEDENLER: İYUK, 657 sayılı yasa Devlet Memurları Kanunu, diğer yasal mevzuat

SONUÇ VE İSTEM             : Yukarıda açıklanan ve mahkemenizce de re’sen göz önüne alınacak sebeplerle; 31.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Personelinin Sağlık Hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Devrine İlişkin Tebliğin 4 Harcırah İşlemleri Başlık kısmının birinci ve ikinci bentlerinin katılım payı uygulaması başlıklı 5. maddesinin öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması ve bilahare iptaline, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davalı kurum üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten dilerim.

        Türkiye Kamu-Sen Vekili

                                                                 Av. İlhan KARA

EKLER

1- Tebliğ  Metni

2- Vekaletname

Exit mobile version