DEDEMDEN TORUNUMA…

Yayın: 15:32 - 24.09.2018
Güncelleme: 15:32 - 24.09.2018

1940’lı yıllarda Rahmetli dedem Hacı Osman ve babaannem evlatları için üzülüyor; “Biz geldik gidiyoruz ama çocukların hali ne olacak?” diyorlardı.

1960’lı yıllarda Rahmetli babam Sezai Öğretmen ve Allah canına sağlık versin annem Şükran Öğretmen aynı şekilde evlatları için üzülüyor; “Biz geldik gidiyoruz ama çocukların hali ne olacak?” dediler.

Yıl 2018 bizler oğlumuz, kızımız, yeğenlerimiz için üzülüyor; “Biz geldik gidiyoruz ama çocukların hali ne olacak?” diyoruz.

Bu gidişle 2020 sonrası da oğlum, kızım ve sonraki yıllarda torunum; “Biz geldik gidiyoruz ama çocukların hali ne olacak?” diyecek.

Huzur, güven, emniyet içinde yaşayarak yarınından emin olmak, mutlu ve müreffeh bir ülkeye sahip olmak dünya tarihini yazmış olan Türk Milletinin en tabii hakkı olmasına rağmen ülkemizin ve milletimizin sıkıntılarını bu toprakların kaderiymiş gibi karşılayanlara ve hatta bu acılardan mazoşistçe zevk alanlara sorulacak tek soru var. Birçok ülke saadet, refah ve huzur içinde yaşarken, Allah’ın bu aziz vatanı ve necip milleti dünyaya tehlike, tehdit altında, korkuyla, huzursuz yaşasın, ekonomik, sosyal sıkıntılar içinde boğulsun diye gönderdiğini mi düşünüyorsunuz?

Dedemden torunuma miras kalacak gibi görünen sorunumuz; içeride bu kadar hain, dışarıda bu kadar düşman varken, ülkemiz bu kadar tehdit, bu kadar tehlike altında yaşarken bizlerdeki bu kibrin, bu hamasetin, bu öfkenin, bu aymazlığın gerçekleri görüp aklımızı kullanmamızın ve müreffeh bir toplum olmamızın önündeki en büyük engel olduğunu göremememizdir.

Bizler; hatalarımızı, beceriksizliklerimizi kabul etmeyip, sorumluluklarımızı yerine getirmedikçe, yaşanan sıkıntıların bu toprakların kaderi olduğunu iddia etmek kolaycılığına ve inkârcılığına kaçtıkça daha çok çekeriz, çok.

Ahmet Berhan Yılmaz
Exit mobile version