D.Ali Torlak parlamentoda düzenlediği denizcilik sektörünün sorunlarını şu şekilde dile getirdi;
Değerli basın mensupları,
Türkiye bugün, hangi siyasi düşüncede olursa olsun, bu vatanı gönülden seven herkesi isyan ettirecek çok ağır şartlarla karşı karşıyadır. Yaşanmakta olan siyasi ve ekonomik bunalım döneminin her alandaki tahribatı, korkutucu boyutlara ulaşmıştır. Kangren haline gelen sorunlar ve sıkıntılar, Türk milletinin sabrını taşırma noktasına dayanmıştır.
Türkiye’yi içine düşürdükleri siyasi ve ekonomik bunalımın idraki ve bilinci içinde olmayan hükümet, bu tehlikeli gidişatı önleyecek tedbirler yerine, sürekli kriz ve gerginlik üretmekle meşguldür. Ekonomik ve sosyal sorunlar giderek ağırlaşmaktadır. Ekonomik ve finansal kriz ortamının bütün şartlarının yaşandığı bugünkü süreçte, hükümet göstermelik politikalarla sanal bir istikrar görüntüsü vermeye çalışmaktadır. İşsizlik, yolsuzluk ve açlık, toplumu patlama noktasına getirmiştir.
AKP iktidarı, ekonomimizde kendini ciddi şekilde hissettiren ekonomik sorunları algılayamamış, küresel finans krizinin etkilerini de küçümsemiştir. Bu sebeple birbiri ile uyumlu, bütüncül bir önlemler paketi oluşturamamış, önlem alınmasında çoğu zaman geç kalınmıştır.
Önlem alınmakta geç kalınan sektörler içerisinde; gerek istihdam, gerek ihracat ve gerekse katma değer bakımından ülkemiz ekonomisinin temel direklerinden biri olan gemi inşa ve denizcilik sektörü vardır. Türkiye ne yazık ki bu sektörü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Gemi inşa sektöründe üretim yapmakta zorlanan tersanelerin bir kısmı kapanmıştır. Bir çok tersane işçilerini ücretsiz izne çıkarmıştır.Artık sektör ayakta duramamaktadır. Eğer tedbirler alınmazsa tersaneler bütünüyle kapanacak, gemiler Laid-up ‘ta beklemeye devam edeceklerdir. Türkiye bu sektörde yakaladığı dünya da önemli bir aktör olma şansını kaybedecektir.
Değerli basın mensupları;
Sizlere AKP hükümetinin adeta gözlerini kapadığı, görmezden geldiği denizcilik sektörünün içine düşürüldüğü durumla ilgili bazı bilgiler sunmak istiyorum.
Dünya denizyolu ulaşımı yıllık büyüklüğü 300-350 milyar dolar civarındadır. Bu büyüklüğün de % 30‘ u Akdeniz havzası taşımacılığından sağlanmaktadır. Yani bizimde içinde bulunduğumuz Akdeniz Havzasının büyüklüğü 120 milyar dolardır. Türkiye toplam ithalat ve ihracatının yaklaşık % 88′ ini deniz yolu ile gerçekleştirmektedir. Böyle olmasına rağmen Türkiye’nin bu pastadan aldığı pay % 0,6′dır. Komşumuz Yunanistan ise yılda 60 milyar dolar kazanarak 300 milyarlık pastanın % 20’sini almaktadır.
Sektör raporlarında belirtildiği gibi dünya sıralamasında 1 Ocak 2002’de 19′ uncu olan Türk deniz ticaret filosunun, 2009 da 26. ncı sıraya düşmesi denizcilik sektörünün nereden nereye geldiğini göstermektedir.
Ayrıca, 2002 yılına kadar, 450 civarındaki gemiyle Akdeniz’ de tartışmasız bir güç olan Koster filomuz, son 8 yıl da eriyerek , 50-55 adet gemi civarında bir sayıya gerilemiştir.
Seyir emniyeti ve deniz güvenliği bakımından gençleştirilme ihtiyacı açık olan deniz ticaret filomuzun 10 yıl önce 17 olan yaş ortalaması, bugün itibariyle 24,24’ dür. Buda sektöre yeni gemi girmediğinin bir belirtisidir. Adeta herkes kendini kurtarabilme derdine düşmüştür.
Türk deniz ticaret filosu tonaj bakımından incelendiğinde ise 10 yıl önce 10.5 milyon dwt iken 2009 da 7,5 milyon dwt’a düştüğü görülmektedir.Bu % 27 küçülme demektir.Peki biz küçülürken dünya küçülmüşmüdür? Hayır. 10 yıl önce dünya deniz ticaret filosu 550 milyon dwt iken bugün 1.2 milyar dwt. Yani, dünyada yüzde 120 artış olmuş. Bizde ise, yüzde 27 küçülme olmuştur. Burada bir gariplik yokmudur.
Değerli basın mensupları ;
Bu garipliğin ve sektördeki kötü gidişatın tek sorumlusu AKP hükümetidir. Sıkıntılar içinde ayakta durmaya çalışan Türk denizcilik sektörüne AKP hükümetinin ilgisizliği ve yanlış politikaları sonucunda sektörün yıllara dayanan birikimi heba edilmiş, sektörde iflaslar başlamış ve binlerce işçi işini kaybetmiştir.
Denizcilik sektörümüzün her zaman en büyük sıkıntısını çeken emekçiler artık işsiz ve aşsız kalmışlardır. Bu sektörde çalışan insan sayısı 250.000 civarındadır. AKP hükümetinin yok saydığı ve yalnız bıraktığı bu sektörde, istihdamın tekrar sağlanması ve devamı düşüncesiyle Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz Türk denizcilik sektörünün sorunları ve çözüm önerilerinin araştırılması ile ilgili önerge 30 Mart 2010 tarihi itibariyle AKP’li milletvekillerinin oyları ile reddedilmiştir. AKP hükümeti bir kez daha istihdamın ve üretimin ve işçinin yanında olmamıştır. Bu durum AKP hükümetinin ve zihniyetinin denizcilik sektörüne bakışının bir göstergesidir. Türk denizciliği ölsün biz gerekirse Yunanlı denizcilerle taşımacılık yaparız zihniyetidir yani gayri milli bakış açısı bir kez daha kendini belli etmiştir.
Bilinmelidir ki Milliyetçi Hareket Partisinin iktidarında her zaman insanımızın sıkıntılarına çare ve çözüm ortağı olacağımızı tekrar ifade ediyor, bu bilgilerimizi aracılığınızla kamuoyu ile paylaşıyorum. AKP hükümetinin de daha fazla gecikmeden sektörün yok olmaması için sorunlara eğilmesini bekliyorum. Çünkü bu sektör aynı zamanda bir ülke için stratejik bir sektördür onun yok olmaması ülkenin geleceği için önemlidir.
Bu vesileyle; basın toplantımıza gösterdiğiniz ilgiye teşekkür eder saygılar sunarım.
İlgili Haberler
Tuzla Belediye Başkanı Eren Ali Bingöl, Her Zaman Vatandaşın Yanında
Ahmet Şimşek Eğitim kurumları kaderine terk edildi
Maltepe’de ‘Başka Sinema’ gösterimleri başlıyor
CHP, hep aynı!
Hazreti Mevlana 571. Vuslat Yıldönümünde Anıldı
Uçan Türk Fatih Arda İpçioğlu Türkiye Kayakla Atlama tarihinin en iyi derecesini yaptı