HES’SİYATIMIZ VEYA KURBAĞALARI ÜRKÜTMEK

Yayın: 10:56 - 03.05.2010
Güncelleme: 10:56 - 03.05.2010

Aylardır gündemden düşmeyen, bu ülkenin en sakin insanlarına sahip olan bölgemizi bile isyana sürükleyen ve kimin, ne amaçla bu bölgeye dayattığını çözemediğimiz Hidroelektrik santrallerinin inatla ve millete rağmen yapımına devam edilme kararlılığı aklımıza şu sözü getiriyor “Bari attığınız taş ürküttüğünüz kurbağalara değse.”

Şimdi Siyaset – Bürokrasi – Müteahhit üçgenine sormak gerek; sizler, millete karşı bu savaşı ne adına veriyorsunuz. Neden dünyada güzelliğine az rastlanır bu doğa harikasını betona boğmaya, bu güzelliği yok etmeye karar verdiniz ve neden yöre halkını hiçe sayıyorsunuz. Hani sizler milletin iradesinin hâkim kılınmasına, insanlara zulüm yapılmamasına vesile olacaktınız, hani baskıcı ve dayatmacı yöneticiler eskilerde kalmıştı?

Bir soru da ilimizin siyasilerine; sizler ne zaman Erzurum adına bir şeyler yapacaksınız, sizler bu görevi sadece partinize hizmet etmek için mi üstlendiniz? Sizler; bu suskunluğunuz, sessizliğiniz ve bu kadar ürkütücü ve üzücü teslimiyetiniz sonucu çok büyük bir vebal üstlendiğinizin ne zaman farkına varacaksınız? Unutmayınız ki partiler, makamlar geçici şehirler, ülkeler kalıcıdır. Hele hele binlerce insanın kul hakkı, vebali öbür dünyada da sizinle birlikte olacaktır.

Resmi rakamlar ortada; ülkemizdeki kayıp-kaçak elektrik kullanımı %20’ye yakın ve bunun ekonomik değeri yılda yaklaşık 2,2 milyar dolara tekabül ediyor. Öyle ki bu kaçak kullanım bazı illerde %70’in üzerinde seyrediyor. Sizler Erzurum’a, Rize’ye, Trabzon’a karşı bu savaşı vereceğinize kaçak elektrik kullanım problemini çözün sonra enerji açığını bahane ederek doğayı katletme pahasına, gerekli gereksiz yapılacak HES’lerden bahsedin.

Yoksa Nasreddin Hoca gibi karanlıkta kaybettiklerinizi aydınlıkta aramak daha mı kolay geliyor? Bunu sormak beni de çok üzüyor ama gücünüz bize mi yetiyor?

İnsanların sizlere oy vermesi sizlerin her dediğinize evet diyeceği ve her yaptığınızın doğru olacağı anlamına gelmediği gibi kafanıza esen her şeyi yapabilirsiniz anlamına hiç gelmez. Sizlerin haksız olma ve yanılma ihtimaliniz olamaz mı? Mesela Rize ve Trabzon’da yargı oralardaki HES’lerin hem doğaya zarar vereceği hem de canlıların hayatını olumsuz yönde etkileyeceği kararına vardı, HES’lerin yapımını ve doğa katliamını en azından şimdilik durdurdu.

Şimdi gücünü bu milletten aldığını iddia eden iktidara sesleniyorum; vatanına, milletine âşık, vatanına yıllardır yük olmamış, sevgiden başka bir duygu beslememiş bu yöre halkına istediği huzuru veriniz ve bu bölgenin yakasından düşünüz. Bir faydanız olmuyor ise bari zararınız da olmasın.

YAKUTİYE BELEDİYESİNE TEŞEKKÜR

Yakutiye Belediyesi’nin Yakutiye Medresesi ve Lala Paşa Camii’ni de içine alan çevre düzenlemesi ve peyzaj çalışması bir belediyenin asli hizmet alanında yapması gereken çalışmalara iyi bir örnek olacağa benziyor.

Erzurum’da uzun yıllardır göremediğimiz böylesi güzel ve kalıcı bir belediye hizmeti için Yakutiye Belediyesine şimdiden teşekkür etmek gerekir.

Belediye başkanları göreve geldikleri andan itibaren siyasi mülahazalardan uzak bir şekilde, görev aldıkları şehrin ve insanlarının daha rahat ve huzur içinde yaşayabilmeleri için gereken ne varsa onu yapmak durumundadır. Bunun yanı sıra kişiliksiz yönetim sergileyen, cesaretsizlikleri sebebiyle parti taassubundan, teslimiyetinden kurtulamayan belediye başkanlarının da hem kendilerine, hem şehirlerine önemli zararlar verdikleri de aşikârdır.

Belediyeler; yol, su, imar, ulaşım gibi birincil hizmetlerinin yanı sıra park, bahçe ve benzeri yapılanmalarla şehrin kaotik ortamından insanları belli bir süre de olsa uzaklaştıracak gerekli alanları oluşturmakla da görevlidirler.

Fakat ne yazıktır ki Erzurum’da belediyeler genellikle bu gerçeğin aksine davranarak insanlara huzurlu ve rahat bir hayat şansı sağlayacak alanları oluşturmak yerine bütün alanları otomobillere ve binalara teslim edecek yapılanmaları ortaya koymak gayretinde görünmektedirler.

Erzurum’un şehirleşmedeki en önemli eksiklerinden biri açık alanlar veya meydanlardır. Meydanlar şehirlerin kalbidir ve şehir hayatının olması gereken önemli bir parçasıdır. Meydanlar buluşma noktalarıdır, önemli olayların, hatıraların yaşandığı yerlerdir.

Yıllardır birçok vesileyle değindiğim insanların randevu verebileceği, buluşabileceği, çocukların koşturabileceği, birini beklerken canınızın sıkılmayacağı bir meydan, bir alan Erzurum’un ihtiyacıdır.

Dünyanın ve ülkemizin önemli şehirleri meydanları ile bütünleşmiş, meydanları ile nam salmışlardır ve Yakutiye Belediyesi de bu konuda önemli bir adım atmıştır. Bu tarihi meydanın son yıllarda Erzurum’a yapılmış önemli, hayırlı ve kalıcı hizmet olarak tarihteki yerini alacağına inanıyorum.

AHMET BERHAN YILMAZ

Ahmet Berhan Yılmaz
Exit mobile version