AVRUPA’DAN ANLADIGIMIZ

Yayın: 12:16 - 17.05.2010
Güncelleme: 12:16 - 17.05.2010

Zenginlik, özgürlük ve hesap vermeden yaşamak bizim Avrupa’dan anladığımız.

Dini, dili tamamen farklı ve kabul edilemez bir kimliğe sahip insanlarız biz onların gözünde.

Aslında manevi değeri olmayan, yalancı, zalim, ruhsuz bir toplumdur Avrupa.

       Sömüre sömüre bugünlerine gelen, başkalarının sırtından beslenen, kan, zulüm ve günah üzerine kurulmuş bir toplum ve ülkeler birlikteliği.

       Avrupa’nın doymak bilmez midesi doyacak diye kaç milyar insan aç kaldı bugüne kadar, kaç ülke, kaç insan sömürüldü ve bedel ödedi.

Dünyada kaç milyar insan köle gibi bu ülkelere ve bu ülke insanlarına çalışıyor, çalıştırılıyor?

Kaç insan aç kalıyor Avrupa doysun diye veya kaç insan tükeniyor Avrupalı bol bol tüketsin diye?

İnsanlara kendi ürettiğini bile kullandırmayan,  kahvesini, çayını, petrolünü kendi insanlarının hizmetine sunan Avrupa’da bu yoğurdun bolluğu nereden geliyor?

Firavunlaştıkça firavunlaşan, enaniyetin temsilcileri olan, Asya ve Afrika’nın %85’ini sömürerek bugünlerine gelenlere karşı nedir bu meftunluk?

Kendi eğlencesine harcadığı, herhangi bir fakir ülke insanının asli ihtiyaçlarına harcayabildiğinin binlerce katına ulaşabilen zalimlere karşı nedir bu ilgi?

Sınıfsal, toplumsal, kültürel ve ülkesel emperyalizmi bu kadar güçlü ve şiddetli hale getiren ve üçüncü dünya ülkeleriyle acımasızca oynayan Avrupa’yı önder tayin etmek neyin nesidir?

Kendi vatandaşlarına her türlü özgürlüğü, zenginliği, mutluluğu ve refahı sunan ve bizim aksimize kendi insanını birinci sınıf gören ama diğer insanlara kendi vatandaşlarının hizmetkârları, köleleri gibi davranan hatta kullanan zihniyete karşı nedir bizi zavallı kılan bu yaklaşım?

Yediklerinde kan, yüreklerinde kin olan ve bizim her türlü değerimize düşman olanlara karşı nedir bu kutsamalar?

Atalarımızın ve dedelerimizin kanı hala ellerinde, nefreti hala yüreklerinde ve gözleri hala topraklarımızda olanlarla nedir bu barış çabaları, nedir bu tavizler ve nedir bu sarılmalar, öpüşmeler?

Dinin bütün insani ve toplumsal değerlerini kaldıran, parayı, makamı ilahlaştıranlara karşı nedir bizi bu kadar ezik kılan?

Onların secde ettiklerine secde etmediğimiz sürece bizi kabullenemeyecek olanlara karşı nedir bu onlardan olabilme çabaları?

Avrupa olmaz ise bizler birinci sınıf, özgür, huzurlu, güçlü ve onurlu olamayacak mıyız?

Bizler kendi insanımıza kendi inisiyatifimizle birinci sınıf muamelesi yapamaz mıyız?

Bizler kendi gücümüzü kendi inancımızdan ve kendi değerlerimizden alamaz mıyız?

Bizler kendi insanımızı düşman görmemek ve kendi insanımıza hak ettiği özgürlükleri verebilmek için için çifte standartlarla dolu Avrupa’ya muhtaç mıyız?

Unutmamalıyız ki Avrupa verdiğinden kat be kat fazlasını almadan bizlere günahını bile vermez.

Bundan yıllar sonra onların Türkiye için planladığı her şeyin gerçekleştiğini ve bizim insanlarımızın hem burada hem de oralarda hala zulme ve haksızlığa uğradığını göreceğimizden şüpheniz olmasın.

Taviz verdiğimiz için methedilirken, onların istediklerine evet dediğimiz için cesaretimizden bahsedilirken ve sırf bu sebeple tebrik edilirken ne kadar mutlu olduğumuza bakılırsa çok da haksız sayılmamamız gerekir.

AHMET BERHAN YILMAZ

Ahmet Berhan Yılmaz
Exit mobile version