Memorial Ataşehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Yalçın Polat, çocukluktan başlayan bilinçsiz beslenme alışkanlığının yanısıra; son yıllarda sigara- alkol tüketiminin hızla yaygınlaşmasının mide kanseri vakalarında artışa neden olduğunu belirtti ve mide kanseri tedavisi hakkında bilgi verdi.
Mide kanseri, karnın sol üst bölgesinde bulunan midenin herhangi bir bölgesine yerleşebilen, genellikle lenf bezleri karaciğer ve akciğere yayılabilen; tüm kanserler içinde en sık görülenler arasında 4. ancak kanserden ölümlerde 2. sırada yer alan bir kanser türüdür. Çeşitli sebeplerden dolayı midenin mukoza zarından tümörler gelişir; bu tümörlerden kötü huylu olanları, kansere neden olmaktadır. Ülkemizde de en sık görülen kanser türleri arasında bulunan mide kanserinden dünyada her yıl yaklaşık 800 bin kişi ölmektedir. mide kanseri Erkeklerde bayanlara kıyasla 3 kat daha fazla görülmektedir. ABD’de mide kanserine ait oranlara bakıldığında yıllık yeni vaka sayısı yaklaşık 25 bin dolayındadır.
Etli gıdalara isteksizlik önemli bir mide kanseri belirtisidir
Erken dönemde olan mide kanserleri çoğu kez başlangıçta belirsiz ve özellikli bir bulgusu yoktur; yani belirti vermeyebilirler. Başlangıçta hazımsızlık ve şişkinlik; özellikle etli gıdalara karşı isteksizlik önemli belirtiler gösterebilmektedirler. Daha geç dönemlerde ise; karın ağrısı, bulantı, kusma, gıda alımından sonra şişkinlik, kilo kaybı görülmektedir. Daha önce herhangi bir şikayeti olmayan 40 yaş üzerinde bir kişide hazımsızlık ve kilo kaybı gibi durumlar bu hastalık açısından değerlendirmeyi gerektiren belirtilerdendir.
Mide Kanseri İçin Risk Faktörleri
Sindirim sistemi organlarından midenin herhangi bir parçasından gelişebilen bir kanser türü olan mide kanserinin oluşumunu tetikleyen birçok neden bulunmaktadır. Mide kanserine neden olabilecek durumları şu şekilde sıralayabiliriz:
Hastalığı erken evrede yakalamak tedavi için önemli bir adım
Mide kanseri tanısında en önemli araç endoskopidir. Risk grubundaki olgulara mutlaka endoskopi uygulaması yapılmalıdır. Endoskopi uygulamasında, ucunda kamera olan bir boru ile mideye girilmesi sağlanır ve gözlemlenen ur oluşumuna biyopsi uygulanmaktadır. Kesin tanı konması için biyopsi kaçınılmazdır. Endoskopinin uygun kullanımı ile hastalığı erken evrede yakalamak mümkün olabilmektedir. Özellikle Japonya da endoskopinin etkin kullanımı; erken tanıyı ve buna bağlı olarak bu hastalıktan kurtularak uzun yaşam sonuçlarını da beraberinde getirmiştir. Bunun dışında kontrastlı grafiler ve bilgisayarlı tomografi mide kanseri tanısını sağlayan diğer önemli araçlardandır. Mide kanseri tanısının ardından uygulanacak olan tedavi multi disipliner yaklaşımı gerektirmektedir; yani ekip çalışması ile başarı sağlanabilmektedir. Cerrahi olarak tümörün uygun bir şekilde çıkarılması hastalığın en önemli ve en belirleyici tedavi şekli olmaktadır. Hastalığın evresine göre kemo-radyoterarpi tedavisi uygulanması önemli bir etkinliğe sahiptir. Eğer lenf bezlerine sıçrama olmuşsa mutlaka kemoterapi yapılmalıdır.
İlgili Haberler
Tuzla Belediye Başkanı Eren Ali Bingöl, Her Zaman Vatandaşın Yanında
Ahmet Şimşek Eğitim kurumları kaderine terk edildi
Maltepe’de ‘Başka Sinema’ gösterimleri başlıyor
CHP, hep aynı!
Hazreti Mevlana 571. Vuslat Yıldönümünde Anıldı
Uçan Türk Fatih Arda İpçioğlu Türkiye Kayakla Atlama tarihinin en iyi derecesini yaptı