Değerlerimizi Kuşanarak Büyümeye ve Bütüne Ulaşmaya Kararlıyız
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kimseye küsmeden, herkese kucak açarak, değerlerimizi kuşanarak büyümeye ve bütüne ulaşmaya kararlı olduklarını söyledi.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube’nin düzenlediği ‘İşyeri Temsilcileri ve Kurum Yöneticileri’ toplantısı Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda yapıldı.
4 No’lu Şube Yönetim Kurulu üyeleri, ilçe temsilcilik yönetimleri, Şube Denetleme ve Disiplin Kurulu üyeleri, Kadınlar Komisyonu üyeleri, Memur-Şef ve Hizmetliler Komisyonu üyeleri, ilçe milli eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim şube müdürleri, kurum yöneticileri ve işyeri temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, özelde üyelerinin özlük haklarına, genelde ülkemizin ve dünya mazlumlarının sorunlarına karşı duyarlı bir sendikacılık yaptıklarını ifade ederek, “Bu teşkilatı kuşatan, azmini, gayretini artıran, çalışmalarını bereketlendiren husus, gönül imarına yönelmiş olmasıdır. Gönlümüz, kollarımız, kapımız bütün eğitim çalışanlarına açıktır; çabamız, gayretimiz, hizmetimiz bütün ülke insanına, insanın ve insanlığın mutluluğuna hasredilmiştir. Yeni dönemde eğitim çalışanlarının tamamını bünyemize katmak üzere daha yüce gönüllü olmak, daha çok çalışmak durumundayız” dedi.
Özgürlüğün ve insan onurunun esas alındığı, emeğin değerli kılındığı, kamu görevlilerinin grev ve siyaset hakkına sahip olduğu, vesayetin ihtimal olmaktan dahi çıkartıldığı, eğitim çalışanlarının toplumsal saygınlığının daha da arttığı, gençliğin zamanın ruhunu yakaladığı, eğitim, çalışma ve siyaset hakkı boyutuyla kadın-kadın/kadın-erkek eşitliğinin istisnasız sağlandığı, terörün son bulduğu, kardeşliğin ülkenin her karışında hâkim olduğu, din ve vicdan hürriyetinin gerçek anlamıyla hayat bulduğu bir Türkiye için, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da var güçleriyle mücadelelerine devam edeceklerini kaydeden Gündoğdu, “Yeni dönem hedefimiz, bütüne talip olma irademizi somutlaştıracak kadar büyümektir. Kimseye küsmeden, kimseyi küstürmeden, herkesi davet ederek, herkese kucak açarak, değerlerimizi kuşanarak büyümeye ve bütüne ulaşmaya kararlıyız” şeklinde konuştu.
Özal ve Erbakan Döneminde Alınan Zamdan Sonraki En Önemli Artışı
Yeni dönemin, Eğitim-Bir-Sen’in eğitim alanında sendikal düzlemin büyük parçası olmaktan öte bütünü olduğu bir fotoğraf ortaya çıkaracağını dile getiren Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“22 yıllık geçmişimiz, bunun imkânsız olmadığını, aksine mümkün ve gerekli olduğunu göstermektedir. Bu noktada, yeni dönemde çalışmalarımızı hızlandıracak somut destek, 1 Ocak 2014’ten itibaren yürürlüğe giren toplu sözleşme ve bu toplu sözleşmeyle elde ettiğimiz kazanımlardır. 2014 yılı toplu sözleşme kazanımlarının Ocak 2014’te çalışanların maaşlarına yansıyacak olması, bütüne giden yolda bize çokça katkıda bulunacaktır. 2014 toplu sözleşmesiyle bir öğretmenin maaşına, 15 Ocak itibarıyla 198 TL; 15 Temmuz itibarıyla, 75 TL olmak üzere, toplamda 273 TL net zam aldık. Bu artış, bugünkü maaşlara net yüzde 14 zam demektir. Bu zammın içinde 150 TL ek ödeme var, net 123 TL taban aylığa zam var, bunun brütü 175 TL’dir. Maliye Bakanlığı’nın 80’li yıllardan beri hiç yanaşmadığı bir zamdır bu. Maliye’ye maliyeti her bir memur için yaklaşık 210 TL’dir. Bu zammın, emekliye ayrıldığımızda emekli ikramiyemize yansıması Ocak 2014 itibarıyla net 5 bin 250 TL’dir. Toplu sözleşme kazanımlarının içinde ayrıca emekli eğitim çalışanına yüzde 12 (146 TL) zam, 4/C’liye yaklaşık yüzde 50 zam, öğretime hazırlık ödeneğinin önümüzdeki yıldan itibaren 940 TL’ye çıkarılması da yer almaktadır. Bunların hepsi 2014 yılı toplu sözleşmesinin kazanımlarıdır. Bu kazanımları üyelerimizin desteğiyle biz aldık. Toplu sözleşmeyle elde edilen maaş artışları ve diğer kazanımlar; kamu görevlilerinin, Özal ve Erbakan hükümetleri döneminde aldığı zamlar sonrasındaki en önemli artış ve kazanımlardır.”
Eğitim Çalışanları İçin Elde Ettiğimiz Kazanımları Taçlandırdık
Genel idare hizmetleri sınıfı ile diğer hizmet sınıflarında görev yapan eğitim çalışanları için “eşit işe eşit ücret”le ek ödemeyi daha önce aldıklarını hatırlatan Gündoğdu, “Bu yılki toplu sözleşmeyle elde ettiğimiz taban aylık zammı ve emekli ikramiyesi artışıyla da eğitim çalışanları için elde ettiğimiz kazanımları taçlandırmış olduk. Bizden önce yetkiyi elinde bulunduranlar eliyle havanda su dövüldüğünü, sürecin toplu görüşmeden toplu sözleşmeye evrildiği Anayasa Değişikliği için çaba sarf edenin biz; ayak direyenin diğerleri olduğunu, bizimle birlikte toplu sözleşmenin meyve veren bir ağaca dönüştüğünü anlatmak, meydanı sendika esnafına bırakmamak durumundayız” ifadelerini kullandı.
Eşit Yurttaşlık İçin Elimizi Taşın Altına Koyduk
Gündoğdu, Memur-Sen olarak, başörtü yasağının kaldırılması için imza kampanyası başlattıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: “Bir ayda 12 milyon 300 bin imza topladık. Ardından ‘Sivil İtaatsizlik’ eylemi kararı aldık. Akabinde hükûmet de bu sorunu hukuken çözdü. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Çözüm sürecine de destek olduk. Devletin ötekileri ile toplumun ötekileri artık beriki olmak istiyor. Devletin ötekileri kimlerdi: Başörtülüler, Aleviler, Kürtler; muhafazakâr Kürtler iki kere ötekiydi. Toplumun ötekileri kimler: Romanlar. Gittiğimiz hemen hemen her yerde Kürtler, Cumhurbaşkanı bile olduk ama Kürt olamadık dediler. Hans’a gösterilen hoşgörü, Hz. Ali’yi sevenlerden esirgenmiştir. Aleviler, Alevi olduğunu gizlemek durumunda kaldıklarını söylediler. Başörtülüler, Cumhurbaşkanı eşi olduklarını ama birey olamadıklarını belirtiler. Bütün bu çözüm sürecinin öznesi neydi? Eşit yurttaşlık. İşte bu süreçte bütün bu talepleri yüzde 70-80 karşılanıyor. Onun için çözüm sürecini önemsedik ve elimizi taşın altına koyduk.”
Suriye’de yaşanan zulme de değinen Gündoğdu, Batılıların yaşananlar karşısında sessiz kaldığını, ta ki zalim Esed yönetiminin kimyasal silah kullanıncaya kadar bu sessizliklerini bozmadıklarını dile getirdi. Batı’nın tavrının, ‘kimyasal silah kullanmadan öldür’ demek olduğunu vurgulayan Gündoğdu, Mısır’da yaşananların da bundan farklı olmadığını söyledi. “Batılılar 30 sene Mübarek’e dayandılar, 12 ay Mursi’ye dayanamadılar” diyen Ahmet Gündoğdu, bunun için Rabia Platformu’nu kurduklarını ifade ederek, salonda bulunanları Rabia işareti ile selamladı.
4Y ile Sonuna Kadar Mücadele Edilmelidir
Gündoğdu, Allah’ın, peygamberlerden sonra sevdiği kulların şehitler olduğunu vurgulayarak, “Cenab-ı Hak onlara bile ‘huzuruma kul hakkı ile gelmeyin’ diyor. 3Y’ye (Yasaklar, yolsuzluklar, yoksulluklar) biz yağcılık maddesini de ekliyoruz. Bu 4Y ile sonuna kadar mücadele edilmelidir” diye konuştu.
Yolsuzluk Kılıfı Üzerinden Ülkenin Hedef Alınmasına Karşıyız
Türkiye’nin yakaladığı istikrarın sürdürülmesinin önemine dikkat çeken Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, “2010 Referandumu’nda ‘Evet’ diyen yüzde 58’lik kesim var. Biz sendika olarak, demokrasiden, insan haklarından ve özgürlüklerden yana duruşumuzu sürdürüyoruz. Referandumda ‘evet’ diyenler, ‘Hayır’ diyenleri sevindirecek bir tavır içerisine girmemelidir. 17 Aralık Operasyonu, bir yolsuzluk operasyonu olarak görülemez. Yolsuzluk varsa, sonuna kadar gidilmeli. Hiç bir şekilde üzeri örtülemez. Ancak yolsuzluk kılıfı üzerinden ülke hedef alınıyorsa; siyaset kurumuna, demokrasiye, milletin iradesine önem veren herkesin yer alacağı taraf, Davos’ta dünya mazlumlarının sesi olan Başbakan’ın yanıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Bize Eser Yakışır
Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “Ya eser kalacak ya semer. Size eser yakışır. Bu anlattıklarımız sizin sesiniz, sesinize sahip çıkın. Öldükten sonra mezarımızdan destan yayılması için, destan yazanlara selam olsun.”
Yavuz: Milletimizi ve Onun Sahip Olduğu Değerleri Seviyoruz
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Talat Yavuz ise, ülkesine ve milletine yürekten bağlı eğitimciler olarak Türkiye’nin güzellikler ülkesi olması için uğraştıklarını belirterek, “Hangi dilden, hangi ırktan ve hangi anlayıştan olursa olsun, bütün insanların hayat hakkı olduğuna ve ona saygı duyulması gerektiğine inanıyoruz. Milletimizi ve onun sahip olduğu değerleri seviyor ve onu yaşatmak için can atıyoruz. ‘Hakça paylaşmak, insanca yaşamak’ diyoruz. Ülkemize özgü şartların her on yılda bir en çok mağdur ettiği bir kesimin temsilcileri olarak, bir yandan üretmeye devam ederken, bir yandan da kazandıklarımızın bir gecede yok olmaması için çaba sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.
İlgili Haberler
Başkan Yüksel, Kartal’da o bölgeyi akıllı bir kent yapmayı planlıyoruz
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı
Koruncuk Vakfı “Eğitime Erişim: Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi” Konferansı gerçekleşti
Kartallı Çocuklara Maker Atölyeleri Başladı