Yalçın’dan Yıldız’a Övgü Dolu Sözler

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Ali Yalçın yeni İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr.Muammer Yıldız’ı konu alan bir köşe yazısı yayınladı. Köşe yazısı aşağıda okuyucularımıza sunulmuştur.

İstanbul Maarif Müdürü İyi Bir Tercih

İstanbul şüphesiz; Türkiye’nin en büyük kentidir. Milli gelir içindeki en önemli katkı nasıl İstanbul’a aitse; değişimin gözü de hep İstanbul üzerindedir. 39 İlçesi bulunan İstanbul’un birçok ilçesinin nüfusu, Anadolu’daki birkaç ilin toplam nüfusundan az değildir. Şüphesiz Türkiye İstanbul değildir. Fakat İstanbul Türkiye’dir. Payitahttır. “Ankara’nın en güzel tarafı İstanbul’a dönüşü” olarak nitelenecek kadar edipleri bağımlı kılan bir şehirdir. İzmir’in, Erzurum’un, Şırnak’ın, Yozgat’ın, Antalya’nın, Konya’nın belki de bütün şehirlerin muadilini İstanbul’da bulabilirsiniz. Onun için devlet yönetimi tarafından İstanbul merkezli uygulanan laboratuar uygulamalar eğer İstanbul’da başarılı olmuş ise şüphesiz Anadolu’da da başarılı olmuştur. Çünkü İstanbul bir mozaiktir. Onun için değişim genellikle İstanbul merkezlidir. Eğer değişim tabandan tavana olacaksa aslan payı İstanbul’a düşer. Türk siyasi hayatı da bunu ispatlar niteliktedir.

İLGİLİ HABER Kartal halkının tercihi kim olacak?

Başlığı okuyanlar maarif müdürü cümlesinden hareketle tevellüt kaç diye soru sormak isteyebilir. Fakat bu yazının öznesi ben olmadığım için cevapsız bırakmayı yeğlerim. Giriş paragrafında Türkiye haritasındaki özgül ağırlığını anlatmaya çalıştığımız mega kentin maarif müdürünü başlık olarak attıysak; öyleyse devamı da ona ışık tutmalıdır.

31 Ekim–1 Kasım Müdür ve Müdür Yardımcılığı sınavlarının sınav konuları bu kez tartışmalara kapı aralamayacak kadar isabetli seçilmiş gibi gözüküyor. Okul Yönetimi, Yönetimde İnsan İlişkileri, Okul Geliştirme, Eğitim Öğretimde Etik, Türk İdare Sistemi ve Protokol Kuralları gibi eğitim yönetimi ve denetimi alanının derslerini içeren muhtevanın yanında idari mevzuatın ağırlığı da kendini hissettiriyor. Eğitim Yöneticisi adayları Türk İdare Sistemi ve Protokol Kuralları konusunda kamusal ve sosyal yaşamda bir yöneticinin; “İmajının kıyafet, nezaketinin davranış, bilgisinin konuşma, görgüsünün ise yeme içmesiyle” ortaya çıkacağını öğrenmiş oldular. “İnsanlar kıyafeti ile ağırlanır, konuşması ile uğurlanırlar” diyenler yanlış söylememişlerdir. Niye yalan söyleyeyim. İstanbul Milli Eğitim Müdürü’nü ilk dinlediğimde heyecanlandım. Okuyanlara göre; bir sendikacı olarak bu yazıyı yazmakla belki kendi ayağıma kurşun sıkmış olabilirim. Bunun farkındayım. Ama sendikacı olmak, duygularımı paylaşmama engel olmamalıdır diye düşünüyorum. Beni yakından tanımayanlar; bu yazıyı yazmamın, aksini yazmamı zorlaştıracağını düşünebilirler. Ama peşinen söylemeliyim ki yanılırlar.

Yeni İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız’ı üç kez izleme fırsatım oldu. Biri nezaketen hoş geldiniz ziyaretinde, diğeri tüm ilçelerin Halk Eğitimi Merkezlerinin yöneticileri ile yapılan tanışma toplantısında, ötekisi ise bir etkinlikte teşehhüt miktarı kadar. Atalarımız “bir adamla yemek yemeden ve yolculuk yapmadan onu tanıdım deme” derler. Belki bu açıdan bakıldığında peşin hüküm vermek sayılabilir ama ilk intibaın çok önemli olduğunu bilenlerdenim. İyi bir gözlemci olduğumu düşünürüm ve şimdiye kadar yanılmamışımdır. Kimse için kişisel tahlil yazmam. Kalem oynatacaksam sendikacı olarak sorunları dile getirir ve çözüm önerilerimi sıralarım o kadar…

Bu yazıyı okuyan ve Halk Eğitimi Yöneticileri ile yapılan toplantıya iştirak edenlerin “bence de doğru söylüyor” dediğini duyar gibiyim. Yeni İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız’ın konuşmasındaki seçicilik ve tavırlarındaki hasbilik beden dili ile bütün salona yayıldı. Yönetişim, planlılık, verimlilik, sürdürülebilirlik,  eşgüdüm, özveri gibi eğitim yönetiminde master yapanların duyduğu ve sıklıkla kullandığı yeni yönetim yaklaşımları, uygulamadan kopuk bir akademisyenden duyuluyor gibi değildi. Ve en güzel tarafı da buydu. Talim Terbiye Kurulu Üyeliği gibi Türk Milli Eğitim Sistemi içerisinde en önemli görevlerden birinde bulunmuş eğitimin kılcal damarlarına hakim bir entelektüelin İstanbul için vira bismillah demesi kalem oynatmaya değer diye düşündüm. ilçe milli eğitim müdürlerinden, okul yöneticilerinden ve birçok meslektaşımdan duyduğum; “İstanbul için iyi bir tercih” sözü yere düşürülmemesi gereken bir sözdür. Umarım İstanbul’u idare etmeye değil, İstanbul’u yönetmeye gelmiştir.

Yönetim felsefesinde peşin hüküm vermemek önemli bir ilkedir. Ünlü Çin Düşünürü Lao Tzu’nun “Acele Karar Verme Hastalığı” öyküsünü biliyorum. İstanbul için “marifet iltifata tabidir, iltifatsız marifet zayidir.” sözünün gereğini yerine getirmemize vesile olacak işler için aceleci değilim. İstanbul’da sorunlar halının altına mı süpürülecek yoksa etkili bir yönetim felsefesi ile sorunlarla mücadele mi edilecek bunu henüz bilemiyoruz…

Devlet memuruna sicil notu verirken bir yaklaşım vardır: Memurun notu 100’dür ve siz bir yıllık performansına göre gerekçelerinizi belirterek notu aşağı çekersiniz. Fakat bazı eğitim yöneticileri memurun notunu başlangıçta 0 (sıfır) kabul eder. Verdikleri notu ise kendileri tarafından verilmiş ulufe gibi görürler. Yeryüzü tanrısı edasıyla ulufeyi (!) az veren bazı yöneticilerin yüzüne, çoğunlukla yargı kararları tokat gibi çarpar. Ben ulufeci yaklaşıma karşı çıkanlardanım.  Ticarette geçen yıldan kalan (-) eksi bakiyeler genelde bir sonraki yılda tahsil edilir. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü için en azından kendisi ile birlikte eksi bakiye getirmemiş bir başlangıcı göz ardı edemeyiz. İstanbul’un kendinden kaynaklanan (-) eksi ve (+) artıları vardır. Tabiî ki yeni İl Milli Eğitim Müdürü “İstanbul’un eğitimde SWOT analizini” yapacaktır. Buna zaman vardır. Ben YÖK’ün Meslek Lisesi mağdurlarındanım ve yarışa geriden başlamanın ne olduğunu bilirim.  Çoğunlukla başarılı olmak için yarışa geriden başlamamak en büyük kazançtır. Benimde katıldığım bir görüş var ki o da; Dr. Muammer Yıldız,  bütün eğitim yöneticilerin gözüyle 100 puan üzerinden göreve başlamıştır.

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız için; “Sakın Değişme Müdürüm” diyen Müfettişler Derneği Başkanı Doğan Ceylan’ın temennisine katılıyor ve eğitim kalitesi yönünden başarılı bir İstanbul diliyorum. Çünkü İstanbul eğitimde başarıyı hak ediyor ve bunu başarmak zorundadır. İstanbul’da başarı zor ama imkânsız değildir. Başarı vizyon ve eğitimin bütün paydaşları ile eşgüdüm gerektirir. Eğitimde başarıya yöneticilerin kariyerinden ziyade çocuklarımızın hakkı vardır.

Unutmayalım ki; kaliteli eğitim alamamış hiçbir çocuğun yedeği yok!

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı

Ali YALÇIN

admin

See Full Bio