Kamuda çalışan personelin maaş ve ek ödemelerinin aynı banka üzerinden yapılmasına karşılık bankaların verdiği promosyon gelirlerinin tamamını idarecilerin keyfi kullanması dönemini kapatan 2007/21 sayılı Başbakanlık Genelgesi üzerinden iki yıl geçti. Genelge’de “toplam miktarın üçte birini geçmemek üzere komisyonca belirlenecek tutar birim personelin ihtiyaçları doğrultusunda kullanmak üzere ayrılabilecektir” ibaresi ne yazık ki suiistimale yol açmaya devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu 27.01.2010 tarihinde genelge yayınlayarak Milli Eğitim personeli için “promosyon gelirlerinin tamamının çalışan dağıtılmasını” istedi. Eğitim İş kolunda ana gövde olan Milli Eğitim Bakanlığı’nda sorun çözüldü. Şeffaflığın ve katılımcılığın en az olduğu, sendikalaşmanın yüzde onlarla ifade edildiği üniversitelerde ise gözler Başbakan’a çevrildi.
Bilindiği gibi çalışanların maaşlarının aynı banka üzerinden işlem görmesine karşılık ödenen “Banka Promosyonu” sendikaların ısrarlı takipleri sonucu çalışanlara verilmeye başlandı. 2007/21 Sayılı Başbakanlık Genelgesi; bazı lokal yerlerde uygulanan çalışana pay verme uygulamasını genelleştirdi. Çalışanlar açısından önemli bir kazanım olarak görülen yeni uygulamada “promosyon miktarının tamamının personele dağıtılması genel ilke olarak benimsenmekle birlikte” diye devam eden ve bir miktarının kesilebilmesine kapı aralayan “toplam miktarın üçte birini geçmemek üzere komisyonca belirlenecek tutar birim personelin ihtiyaçları doğrultusunda kullanmak üzere ayrılabilecektir” cümlesi alışkanlıklarından bir türlü vazgeçmeyen yöneticilerle sendikaları karşı karşıya getirmeye devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile Eğitim Bir Sen arasında yapılan Kurum İdari Kurul Toplantısında karara bağlanan ve Bakan Nimet Çubukçu adıyla yayınlanan genelge ile Milli Eğitim Bakanlığında promosyon konusu kavga alanı olmaktan çıktı. Her şeyin Rektör’ün iki dudağı arasında olduğu, sivilleşmeye direnen üniversitelerde promosyon konusu kavga sebebi olmaya devam ediyor.
Hatırlanacağı üzere Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ile Türkiye Garanti Bankası arasında yapılan Promosyon Protokolü ile alınan 4.600.000 TL’nin 1.947.332 TL ‘sine Rektörlük çeşitli gerekçelerle el koymuş ve neredeyse yarısını çalışana dağıtmamıştı. Başbakanlık Genelgesi gereği en az yüzde 70’lik kısmın çalışana dağıtılması gerekirken yüzde 58’i dağıtılmış ve 42’sine el konulmuştu. K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi ben yaptım oldu anlayışı ile promosyon gelirinin yüzde 42’sinin üzerine yatmıştı. Eğitim Bir Sen Üniversite Şubesi konun peşine düşmüş fakat üniversite yönetiminin keyfi ve ketum davranışı sonucu neticeye ulaşamamıştı. Personelin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmak üzere denilerek kesilen 1.326.332 TL’ye ilaveten Üniversite yönetiminin öğrenci harçlarına karşılık aldık dediği 621.000 TL’lik keyfi pay üzerindeki şaibeler durmak bilmiyor. Üniversite çalışanlarının maaşları karşılığı Garanti Bankasından alınan 4.600.000 TL’nin 621.000 TL’sine uyduruk bir gerekçe ile yönetim tarafından el konulmasının üzerinden iki yıl geçti. Toplamda nemalandırılan 1.947.332 TL ve harcandığı söylenen 621.000 TL’nin nereye harcandığı sorusu henüz karşılık bulmuş değil. Çalışanlara dağıtılması gereken paralardan kesilen yüklü miktarlar personelin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmak yerine üniversite yönetimlerinin örtülü ödeneği olarak görülüyor. Birçok üniversitede aynı tartışmalar yaşanmaya devam ediyor. Şeffaflığın ve sivilleşmenin yuvası olması gereken üniversiteler ne yazık ki okul müdürlükleri kadar bile katılımcılığı içselleştirememiş durumda.
Üniversite çalışanları Başbakanlık tarafından yeni bir Genelge yayınlanmasını bekliyorlar. Maaş ve ek ödemeler karşılığı çalışana ödenmesi gereken promosyon gelirlerinin 2007/21 Sayılı Başbakanlık Genelge’sindeki; “personele dağıtılması genel ilke olarak benimsenmekle birlikte” cümlesinden hareketle rektörlüklerin iştahını kabartan para olarak görülüyor. Promosyon gelirlerinin suiistimal edildiğini düşünen üniversite çalışanları promosyonların kamu yöneticilerinin arpalık alanı olmasını istemiyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nda olduğu gibi Rektörlere yeni bir Genelge ile “One Minute” denmesini bekleyen üniversite çalışanları, gözlerini Başbakanlık’a çevirdiler.
