SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Çocuklarımızın Geleceği Karartılmasın…

Yayınlanma:
ABONE OL
Çocuklarımızın Geleceği Karartılmasın…

TBMM’nin açılışının 91’inci yıldönümünü kutladığımız bu özel günde, her birimiz bağımsız, demokratik, çağdaş bir ülkede yaşamanın mutluluğunu paylaşıyoruz. Bu noktada Mustafa Kemal Atatürk’ün 23 Nisan’ı çocuklarımıza armağan etmesi çok anlamlıdır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Atatürk’ün bıraktığı en büyük miraslardan birisidir. Dünyada kutlanan tek çocuk bayramına sahip olan Türk çocuklarının, 23 Nisan’a sahip çıkması, 23 Nisan ruhunu yaşatması büyük önem taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devletini koruyacak, yüceltecek ve Atamızın mirasına sahip çıkacak olanlar çocuklarımız ve gençlerimizdir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını coşku ve gururla kutladığımız bugünde, “çocuklarımıza gerçekten iyi bir gelecek vaat edebiliyor muyuz?” sorusunu sormamız gerekmektedir.

Avrupa Birliğinin yayınlanan Eğitimde Hedefler Raporunun yedincisinde yer alan bilgilere göre; Türkiye’de eğitimin durumu pek iç açıcı görülmemektedir.  Eğitimi terk oranı, başarı ortalaması ve yetersiz öğretmenle ülkemiz son sırada yer almaktadır. Ayrıca öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, eğitime yatırım ve erkek-kadın öğrenci sayılarında AB’ye üye ve aday ülkelere göre oldukça geride bulunduğumuz ortaya çıktı. Raporda Türkiye’nin daha önce yayınlanan PISA sonuçlarına da atıf yapılarak; fen bilimleri, sözel ve matematikte kısıtlı bir yükselişin olduğu,  ancak ortalamanın çok altında olduğumuz ifade edildi. Raporu hazırlayan komisyon,  Türkiye’de gayri safi yurtiçi hâsılasının sadece yüzde 2.86’sının eğitime ayrıldığını belirtti. Bu oranın Belçika’da yüzde 6.02 ve İzlanda’da da yüzde 7 olduğuna dikkat çekildi.

Geldiğimiz noktada okullaşma oranlarının düşük olduğu ülkemizde, özellikle kız çocuklarının eğitiminin önündeki engeller kaldırılamamıştır. 2010-2011 eğitim-öğretim yılında okullaşma oranları okul öncesinde 4-5 yaş grubunda yüzde 43.10; ilköğretimde yüzde 98.41, ortaöğretimde yüzde 69.33’tür. Okullaşma oranları okul öncesinde 4-5 yaş grubunda kızlarda yüzde 42.47, erkeklerde yüzde 43.70; ilköğretimde kızlarda yüzde 98.22, erkeklerde yüzde 98.59; ortaöğretimde de kızlarda yüzde 66.14, erkeklerde yüzde 72.35’tir. Görüldüğü üzere 2011 Türkiye’sinde tüm çocuklarımızın okullu olmasının sağlanamaması kanayan bir yaradır.

 

Açlık, yoksulluk, sefalet en çok çocukları vurmaktadır. Çocukluklarını yaşayamadan büyüyen, oyun nedir bilmeyen çocuklarımız vardır.  Eli kalem, silgi tutması gereken çocukların bir kısmı sokaklarda ekmek parası peşinde koşmaktadır. Gece yatağına aç giren, okuma hakkı elinden alınan, mutsuz çocuklarla müreffeh yarınlara yürümemiz mümkün değildir.

 

Çocuklara yönelik istismar, şiddet ve taciz alabildiğine artmıştır. Devlet ne yazık ki küçük bedenleri korumaktan acizdir. Geleceğe güvenle bakması gereken çocuklarımızın önüne korku duvarları örülmüştür. İstismar edilen, şiddete ve tacize maruz bırakılan, uyuşturucu simsarlarının ağında savunmasız bırakılan küçücük bedenler hepimizin yüreğini dağlamakta ve yarınlarımızı karatmaktadır.

 

Terör örgütü, çocukları kandırmakta, onları maşa olarak kullanmaktadır. Okullarında olması ya da yaşıtlarıyla sokaklarda oyun oynaması gereken çocuklar, bölücü örgütün propagandasının yapıldığı eylemlerde ön saflarda yer almaktadır. Bu olumsuz tablo,  bölücü örgüt tarafından istismar edilen çocuklarımızın geleceğinden endişe duymamıza neden olmaktadır.

 

Çocuklar ülkemizin teminatı, Cumhuriyetimizin koruyucusu, Ulu Önder Atatürk’ün gösterdiği aydınlık yolda emin adımlarla ilerleyen meşalelerimizdir. Onlara açlığın, yoksulluğun olmadığı, herkesin barış ve kardeşlik içinde yaşadığı, şiddet, taciz, istismar ve uyuşturucu bataklığından uzak, tüm çocukların eğitim-öğretim hakkından yararlanabildiği, çocuk haklarının tam olarak uygulandığı bir dünya bırakmak hepimizin görevidir. Sorumluların görevlerini getirmeleri dileğiyle bütün çocuklarımızın 23 Nisan Bayramı kutlu olsun.

  

                                                         Türk Eğitim-Sen

                                                               İstanbul Bölge Başkanı

                                                                         Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]