SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Fen-Edebiyat ve İlahiyat Fakültesi mezunlarına uygulanan zulme son verilsin

Yayınlanma:
ABONE OL
Fen-Edebiyat ve İlahiyat Fakültesi mezunlarına uygulanan zulme son verilsin

Milli Eğitim Bakanlığı 2011 Haziran atamalarına ait olan Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Kılavuzu, 6 Temmuz 2011 atamasına esas olmak üzere güncellenerek Bakanlığın sitesinde 24 Haziran 2011 günü yayınlandı. Güncellenen kılavuzun Haziran 2011 kılavuzundan farklı olan Pedagojik Formasyon başlıklı 6. Maddesinde aynen şu ibare yer almaktaydı: “Danıştay 8. Dairesinin 20/10/2010 tarihli ve 2010/2741 Esas No’lu Yürütmeyi Durdurma Kararı gereğince Atatürk, İstanbul, Uludağ üniversitelerinin fen-edebiyat fakültelerinde 2009­-2010 eğitim-öğretim yılından itibaren öğrenimleri süresi içinde verilen pedagojik formasyon dersleri ve belgeleri geçersizdir.” Ancak Fen-Edebiyat Fakülteleri öğrencilerinin yoğun tepkisi üzerine bu ibarenin 28 Haziran 2011 mesai saati bitmeden kaldırıldığı anlaşılmaktadır (bk. Pedagojik formasyon.Net). Bu karar yalnız Fen-Edebiyat Fakülteleri değil, aynı zamanda İlahiyat Fakültelerini de doğrudan doğruya ilgilendirmektedir.

Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma Kararında belirttiği; Ortaöğretim Alan Öğretmenliği için Eğitim Fakültelerinin öğrencilerinin 5 yıl ve Fen Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin 4 yıl okuması bir eşitsizlik olduğu doğrudur. YÖK’ün bu eşitsizliği görmemesi büyük bir eksikliktir. Bu eşitsizliğin bir an önce giderilmesi gerekmektedir.

Ancak bir kısım çevrelerin iddia edildiği gibi, öğretmen olma hakkı yalnız Eğitim Fakültelerine ait bir hak değildir. Bu hak aynı zamanda Fen, Edebiyat, Dil-Tarih-Coğrafya, İlahiyat, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okullarının da hakkıdır. Bu hak 28 Şubat sürecinde Edebiyat, Fen, Dil-Tarih-Coğrafya, Fen-Edebiyat ve İlahiyat Fakültelerinden kanuni bir düzenleme yapılmadan dönemin YÖK Başkanı tarafından öğretim üyelerinin bütün uyarılarına rağmen sözlü emirlerle alınmıştır. Eğitim Fakültelerinin yeni yapılandırılması adıyla Eğitim Fakültelerinin içi boşatılmıştır. Bugün gelinen noktada kadrosuzluk ve yetişmiş elemanın azlığı nedeniyle Eğitim Fakülteleri can çekişmektedir.

Bunun yanı sıra Eğitim Fakültelerinin Ortaöğretim Alan Öğretmenliği bölümünde eğitim gören öğrencilerin bütün alan dersleri Fen ve Edebiyat Fakültesi öğretim üyeleri tarafından verilmektedir. Yine Eğitim Fakültelerinin ilgili bölüm öğrencileri; 3,5 yıl Fen-Edebiyat Fakültelerinde, 1,5 yılda da staj dâhil olmak üzere pedagojik formasyon derslerini Eğitim Fakültelerinde alarak mezun olmaktadırlar.

Fen Edebiyat Fakülteleri öğrencileri Eğitim Fakültesi öğrencilerinden yarım dönem daha fazla alan dersleri öğrenim görmelerine rağmen öğretmen olamamaları büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığın ortadan kaldırılması bir zorunluluktur.

Öğretmenliğin bir uzmanlık alanı olduğu doğrudur. Ancak daha fazla alan dersi görüp başarılı olanların öğretmen olamaması gibi bir gariplik dünyanın hiçbir yerinde söz konusu değildir.

Aşağı yukarı aynı dersleri gören ve bu dersleri aynı öğretim üyelerinden alan Eğitim Fakültesi öğrencileri öğretmen olma hakkını kazanırken, Fen ve Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin öğretmenlik hakkının ellerinden alınması büyük bir haksızlık ve zulümdür. Bu zulmü ve haksızlığı ortadan kaldırmak her aydının asli görevidir.

Din Bilgisi derslerini İlahiyat Fakültesi mezunları veremeyecekse kim verecek? Böyle bir mantıksızlık olur mu? İlahiyat Fakültelerini yok etmek için tezgâhlanan oyunları bozmak bir zaruret haline gelmiştir.

Din Bilgisi ve Ahlak Dersi öğretmeni olacak olanların derslerini İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri verecek ama aynı eğitimi daha fazlası ile aynı hocalardan alan İlahiyat Fakültesi öğrencileri öğretmen olamayacak. Böyle bir çelişki olabilir mi?

YÖK ve MEB’in artık derin uygudan uyanarak bu konulara acilen müdahale etmeli ve kalıcı çözümler üretmelidir. YÖK’ün konuyla ilgili çözüm getirmemesi Edebiyat, Fen, İlahiyat vb. Fakülteleri işlevsiz hale getirecektir.

Eskiden olduğu gibi Orta Öğretim Alan Öğretmeni (Lise Öğretmeni) yetiştirme hakkı tamamen Edebiyat, Fen ve Teknoloji Fakültelerine verilmelidir. Yine İlahiyat Fakültelerinin elinden Din Dersi Öğretmeni yetiştirme hakkı alınmamalıdır. Eğitim Fakülteleri de ilköğretime yönelik öğretmen yetiştirmelidir. Daha kaliteli bir eğitim için Eğitim Fakültelerinin ve Fen-Edebiyat Fakültelerinin gerekli öğretim üyesini yetiştirmek ve istihdam için acilen çok sayıda öğretim üyesi ve elemanı kadrolarına ihtiyacı bulunmaktadır. Lafla kaliteli eğitim olmaz. Vakit geçmeden gerekli öğretim elemanı kadroları ihdas edilsin. Bu bir acil uyarıdır: “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul – zurna az”.

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

 

 

 

 

 

 

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]