SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Eğlence, Yeme ve İçme Ayı: Ramazan!

Yayınlanma:
ABONE OL
Eğlence, Yeme ve İçme Ayı: Ramazan!

“Geçen ramazanda söylemiştim ve ortada değişen bir şey yok dolayısıyla tekrar söyleyeyim; bizler bu hızla gidersek yarınlarda bize ramazan eğlencelerini dayatan bu zihniyet iftar vakitlerini çanlarla, sahurları gonklarla duyuracak ve iftar sofralarımızda kadehlerini iftarın şerefine kaldıracaklardır.”

Ramazan ayını; Peygamber efendimizin “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.” Diyerek önemini vurguladığı, günahların bağışlandığı, Allah’a daha yakın olmanın kapılarının açıldığı, iyi insan olmanın yollarının sonuna kadar açık olduğu bir ay olarak biliyoruz. Buradan da daha fazla ibadet, daha fazla tefekkür ve daha fazla tövbe etmemiz gerektiğini anlıyoruz.

Lakin günümüzde ramazan ayını daha fazla eğlenmek, daha fazla yeme içmek, daha fazla uyumak ve daha az çalışmak olarak değerlendirenleri hayretle izliyoruz.

İnsanımızı dininden, ibadetinden uzaklaştıramayanlar, yıkamıyorsak tahrip edelim mantığıyla şu mübarek ramazan ayını da yıllardır kendi belirledikleri bir şekle sokmaya çalışmaktadırlar. İşte bu sebepledir ki; Ramazan ayı planlı bir şekilde iftar ile sahur arasında ki zamana sıkıştırılmaya çalışılmaktadır.

Birileri ramazanda düzenlenen eğlenceleri ve yeme içme törenlerini bizlere öylesine dayattılar ki ramazanda oruç ve diğer ibadetlerden daha çok eğlence, yeme içme konuşulur oldu ve daha kötüsü bu eğlenceler birer gereklilik gibi algılanır ve yerine getirilir oldu.

Oruçlu iken sadece haramlardan değil helallerden bile belirli zamanlarda uzak kaldığımızı unutarak, ramazanı eğlenceye, bol çeşitli, nefsi okşayan, şarkılı, türkülü, eğlenceli, şeytani iftar sofralarına indirgeyenler orucun manevi ikliminin tahrip edilmesine ve amacından uzaklaşmasına sebep olduklarını bilmiyorlar mı?

Oruç; kişinin nefsine, gözlerine, midesine, diline, ayaklarına, ellerine maddi manada yokluğu yaşatması değil midir?

Oruç; Allah’a kulluk şuuruna erişmeye çabalamak değil midir?

Oruç; fakiri, muhtacı daha iyi anlamak, o yokluğu bütün bedenimizde ve beynimizde hissetmeye çalışmak değil midir?

Bütün bunlar ortada iken;

Bizler gibi akşama oturacağımız iftar sofrasının kuş sütü dâhil çeşit, çeşit yiyeceklerini düşünerek oruç tutmak yerine nefsini mutlu edenler, lüks ve israf içindeki beş yıldızlı davetlerde oruç açanlar, iftar sonrası eğlencelerini dinin kuralı gibi kaçırmayanlar veya bu eğlencelere sebep olanlar oruç yerine ne tutuyorlar adını koyamıyorum.

Bu iftar ve sonrası eğlenceleri bu ülkenin gündemine ne zaman girmiştir bilemiyorum, ilgilenmiyorum ve merak etmiyorum. Peki, ama ülkemizde kendimizi bulma ve özümüze dönme noktasında top yekûn bir savaş yaşanıyorsa bütün bunlar nedir? İşte bunu merak ediyorum.

Özellikle toplumun asıl ihtiyaçlarının giderilmesi için iş başında olması gereken belediyelerin bu kadar israfla gece yarılarına kadar ve de insanların evlerinde, camilerde ibadet yapmasına engel olma pahasına düzenlediği eğlenceleri orucun, dinimizin, Peygamber Sünnetinin ve Kuran-ı Kerimin neresine koyacağız merak ediyorum.

Ramazan nefis kontrolü ve muhasebe ayıdır. Bizlerden hayatımızın her anında kontrol etmemiz istenen dünyevi ve nefsanî arzuların Ramazan Eğlenceleri adı altında şu mübarek günlerde kamçılanması ramazanın manevi havasına uygun değildir. Ayrıca bu eğlencelerin hiç biri ne inançlarımıza, ne kültürümüze, ne de dinimize uygun değildir. Üstelik bunların başta belediyelerimiz olmak üzere resmi kurumlarımızca yapılması diğer bir hayal kırıklığı ve üzüntü sebebidir.

Geçen ramazanda söylemiştim ve ortada değişen bir şey yok dolayısıyla tekrar söyleyeyim; bizler bu hızla gidersek yarınlarda bize ramazan eğlencelerini dayatan bu zihniyet iftar vakitlerini çanlarla, sahurları gonklarla duyuracak ve iftar sofralarımızda kadehlerini iftarın şerefine kaldıracaklardır.

author avatar
Ahmet Berhan Yılmaz

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]