SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Memurların Grev ve Toplu Sözleşme Hakkı Engellenemez

Yayınlanma:
ABONE OL
Memurların Grev ve Toplu Sözleşme Hakkı Engellenemez

Hükümet bir taraftan demokrasiden, insan haklarından ve özgürlüklerden bahsederken, beri taraftan da kamu çalışanlarının demokratik tepki ve hukuka uygun eylemlerini bürokratları vasıtasıyla cezalandırmaya çalışmaktadır. Bu insan haklarına ve demokrasiye aykırı bir durumdur. Hükümetin bu çifte standart yaklaşımı hiçbir şekilde kabul edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Teftiş Kurulu 07.12.2009 tarih ve 55696 Sayılı yazıları ile 25 Kasım 2009 gün ki iş bırakma eylemine katılan 16 TCDD personelini kanunsuz ve haksız olarak işten el çektirmiştir. Teftiş Kurulu, TCDD Personel Yönetmeliği’nin 133/d maddesi ile TCDD Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin aynı mahiyetteki 12/ç maddelerini gerekçe göstererek bu haksız ve insan haklarına aykırı işlemi gerçekleştirmiştir.

Bu madde metinleri şöyledir ;

TCDD Personel Yönetmeliği’nin 133/d maddesi :

“ Görevden Uzaklaştırmayı gerektiren haller “ başlığı altında “ Haklı bir özrü olmadığı halde verilen herhangi bir görevi kabul ve yerine getirmeyerek, işi durduran veya görevlerine devamlarında sakınca görülen” personele uygulanır.

TCDD Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin 12/ç maddesi :

“ Haklı bir özrü olmadığı halde verilen herhangi bir görevi kabul ve yerine getirmeyerek, işi durduran veya görevlerine devamlarında sakınca görülen “ personel.

 

            Her iki madde ile anlaşılan husus “ Haklı bir özrü olmaması “ hususudur. Kaldı ki bu maddelerin işletilmesi sırasında dikkate alınması gereken temel dayanaklardan birisi Başbakanlığın 2005/14 Sayılı Genelge’nin 3. maddesidir. Bu madde ile “ Kamu Görevlisi hakkında görevden uzaklaştırma tedbiri, ancak ilgili personelin yürütmekte olduğu görevin, yürütülen soruşturmayı etkileyeceği yönünde açık ve güçlü bir ihtimal bulunması halinde uygulanacaktır.”  Hükmüdür.

 

            Ayrıca, Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin madde 12 ç şıkkı 4. paragrafta “ Görevden Uzaklaştırma tedbiri, teftiş ve soruşturmanın her safhasında alınabilir. Ancak, görevden uzaklaştırılan kişinin görevi başında kalmasının mahsuru olduğunun açık bir şekilde ortaya konması gerekir.” İbaresi yer almaktadır.

 

            Oysa, söz konusu 16 kişi kurumdaki görev ve sorumlulukları itibarı ile ne yöneticilerdir, ne de yürütülen soruşturmayı etkileyeceği söz konusudur.

 

            Yinede her iki madde hükmünde yer alan “Haklı bir özrü olmadığı halde” bugüne kadar olan uygulamalarda oluşan Disiplin Kurulu içtihatlarında haklı özürlerin neler olduğu bilinmektedir. Bilinmeyen ya da bilindiği halde göz ardı edilen nokta Yasal Sendikaların varlığı, amaçları, üyeleri ve üyelerinin üyesi olduğu Sendika ve bu Sendikanın bağlı bulunduğu Konfederasyon kararlarına uymasıdır.

 

            2000 ve daha sonraki yıllarda yapılan iş bırakmalarla ilgili yine “mazeretsiz olarak işe gelmeme” eylemine göre ceza işlemleri yapılmış ve konuya ilişkin yargı kararları hasıl olmuştur.

 

            Örneğin; Danıştay 12. Dairesinin E.2005/5767. K. 2008/225 Sayılı Kararın gerekçesinde ise; “ Olayda davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan üretimden gelen güçlerini kullanma çağrısına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği, dolayısıyla 657 sayılı yasanın 125/c-b maddesi anlamında, özürsüz olarak işe gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.

 

Bu durumda , disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında, hukuki isabet görülmemiştir.” ifadesine yer verilmiştir.

 

Bu durumda ;

1-Sendika üyeleri hakkında idari tahkikat yolu kapanmıştır. Bu durumdaki personel hakkında TCDD Personel Yönetmeliği’nin 133/d ve Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin 12/ç maddeleri delaletiyle işten el çektirilmiş personelin derhal görevlerine döndürülmesi gerekir. Aksi halde TCDD Personel Yönetmeliği’nin GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILAN YETKİLİNİN SORUMLULUĞU başlıklı Madde 135 hükümleri uygulanır.

2-Yasal bir sendikada başkan, yönetici ve temsilci sıfatıyla görevli olanlar hakkında TCDD Personel Yönetmeliği’nin 133/d ve Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin 12/ç maddesi işletilemez, bu durumda olan Sendika yöneticilerini salt personel olarak görmek yanlıştır. Çünkü bu durumda olanlar, Sendika ve Konfederasyonlarının almış olduğu kararlara uyma zorunluluğu olan kişilerdir. Ancak eylem esnasında adli vakalar oluşmuşsa Kurum konuyu Adli makamlara intikal ettirebilir ve yargı sonucu oluşan  karara uyma durumu hasıl olur.

 

           Ayriyeten 25 Kasım eylemi nedeniyle yaşanan mağduriyetlerle ilgili olarak daha önceden başta Genel Müdür olmak üzere tüm yetkililer uyarılmış, ancak, Yönetim, yolcuların merkezlerine intikalinin sağlanması yerine ne pahasına olursa olsun meşru, gayrimeşru trenleri çalıştırmayı tercih etmiştir. Bu sebeple ne çalışanları ne de Sendikalar yaşanan sorunlardan sorumlu tutulamazlar.

 

          Ayrıca, Başbakanlığın 2005/14 sayılı Genelgesinin 8. maddesinde “ Sendika ve Konfederasyon İl ve İlçe Temsilcilikleri, Sendika Şubeler ile Sendika ve Konfederasyonların 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri yürüyüşleri kanunu hükümleri çerçevesinde düzenleyecekleri toplantı ve gösterilerde gerekli kolaylıklar sağlayacaktır.” Emri yer almaktadır.

 

          Sendikal faaliyetleri engelleyen, sendika üyeleri arasında ve çalışanlar arasında ayrım yapan yöneticiler hakkında ise T.C.K’nın 118. maddesi ile 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılacağı hükmü mevcuttur.

 

           25 Kasım eyleminin yasal olduğuna ilişkin Sivas İdare Mahkemesi’nin ESAS NO: 2009/1202 Yürütmeyi Durdurma Kararı’dır. Bu kararla İdari Mahkeme, Sivas Valiliği’nin 25 Kasım Pankartları’nın yasal olmadığı gerekçesi ile il merkezilerine astırmak istemeyen 11.11.2009 tarih ve 4135 Sayılı yazılarını iptal etmiştir.

           

            ILO’nun düzenlemeleri arasında yer alan “Hak grevi” , “ Dayanışma Grevi” çerçevesinde 1 günlük uyarı eylemi nedeniyle görevden el çektirilenlerin görevlerine iadesi, başlatılan İdari Soruşturmaların durdurulması ve personel arasında husumet ve ayrım uygulamalarına son verilmesi gerekmektedir. Çünkü işten el çektirme işlemi T.C.K’nın 118. maddesine göre suçtur. Demokrasiye, İnsan Haklarına, Sendikal Özgürlüğe ve Anayasamızın 90. maddesine açıkça bir saldırıdır. Bu işlem hiçbir şekilde kabul edilemez.

YAŞASIN TOPLU SÖZLEŞMELİ GREVLİ SENDİKAL HAK MÜCADELEMİZ!

 

 Türkiye Kamu-Sen

İstanbul İl Başkanı  

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan   

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]