İSTATİSTİK

2015 – 2016 öğretim yılı başarı ile sona erdi.

Türkiye’de: 61 bin 200 okul, 652 bin derslik var. Öğretmen sayımız: 994 bin, öğrenci sayımız ise:17 milyon 600 bin. Bu verilere göre: derslik başına 28 öğrenci, öğretmen başına:18 öğrenci düşüyor.

Tüm okullarda 18 mi? Değil tabi. 14 kişilik sınıfta var, 24 kişilik sınıfta var. Ancak öğretmen başına: 18 öğrenci Milli Eğitim için büyük bir başarı, hatta büyük bir rekordur.

Bu rekoru egale eden bir başka rekorda: 18 milyon öğrenciden, 9 milyonunun takdir ve teşekkür almasıdır. 18 milyon öğrencimiz var ve bu öğrencilerin yarısının karnesi tepeden tırnağa 90’lar ve 100’lerle dolu. Öyle öğrenciler var ki; tüm notları 100, öyle sınıflar var ki; tüm öğrencileri takdir ve teşekkürlük,  ya da ülkedeki her iki öğrenciden biri süper.

Üniversite sınavına 2 milyon öğrenci girdi. Bu öğrenciler, kendilerine sorulan 40 matematik sorusundan sadece 6’sını, 40 fen bilgisi sorusundan sadece 4’ünü yaptı. Yani 12 yıl okuttuğumuz, bir- iki hatta üç yıl dershaneye gönderdiğimiz çocukların: Fen bilgisi dersindeki YGS başarısı: %10, Matematik dersindeki YGS başarısı: %13’ler seviyesinde.

Bir sınıfta bir öğretmene 18 öğrenci düşüyor, bu öğrencilerin yarısı takdir ve teşekkür almış,  karnesi 90-100 puanla dolu ama YGS sınavındaki başarısı % 10 bilemedin %12.

2 milyon öğrenci YGS sınavına girmiş, 180 puanı geçen 250 bin kişi, sıfır alan 33 bin kişi. Bu işte bir tuhaflık var. Kızımız çorba pişiremiyor, oğlumuz patlayan ampulü değiştiremiyor. Kızlar yumurta kırmaktan, erkekler damlayan musluğun contasın değiştirmekten bi haber. Çünkü akademik başarımız şişirme, sosyal başarımız sıfır. Çünkü her birimizde bir yanlışlık, her birimizde bir hata ya da bir eksiklik var.

Mesela: 5 yaşında birinci sınıfa öğrenci alma yanlış. Birinci sınıfta el yazısı ile okuma – yazma öğretme yanlış. Sınıfın % 50 sinden fazlası zayıf not alırsa sınav yeniden yapılır, mantığı yanlış. 6 yaşındaki çocuğu sekiz saat kuru bir sıra üzerinde oturtup, okulda tutmak yanlış. Onlarca farklı ders koyup bir günde 8-9 saat ders yanlış. Performans dedikleri, kırtasiye çıktısı ile sınıf geçme yanlış.

Kitapların içi yetersiz, Şiir yazma yerine şiir okuma günleri hatalı. Okullarımızda kütüphane, resim atölyesi, müzik sınıfı ve spor salonu gibi birimler eksik. Öğretmen yetiştiren bir kurum olan; Öğretmen Liseleri ve Eğitim Fakültelerinin kapatılması hatalı.

Anne ve babaların; bilgi ve başarı fukarası çocuğun takdir ve teşekkür belgelerini komşularına gösterip; “Benim çocuk, ne kadar akıllı”  demesi yanlış. Her şeyi çocukların önüne hazır koyup, onları tembelleştirmek, “Akıllı ve güzel“ diyerek şişirmek yanlış.

Hiç doğru yok mu derseniz var tabi yüzlerce, binlerce doğru, milyonlarca başarılı çocuk var. Ya başarısızlar

İstatistik rakamlar ve gerçekler böyle, tercih sizin.

Mustafa Telli

See Full Bio