Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Talat Yavuz yaptığı açıklamada;
“Yıl 1989, yer Giresun. Anadolu’nun birçok şehrinden öğretmen olmak için gelenlerle toplanmıştık. Milli Gençlik Vakfı’nın o yıl hizmete açtığı öğrenci yurduna kayıt yaptıran kırk dokuz kişi için yeni bir süreç başlamıştı. İnşaatı henüz bitmiş binamız, kısa sürede bütün eksikleri giderilmiş ve artık sıcak bir yuvaya dönüşmüştü.”
“Giresun Eğitim Fakültesi ilk öğrencilerini almış, Eğitim Yüksek Okulu, yavaş yavaş fakülte havasına bürünmeye başlamıştı. Ancak verilmesi gereken çok mücadele vardı. Öğretmen olacağız diye kravat takmak mecburiydi. Pazartesi ve Cuma günleri bayrak töreni yapılırdı.
Yurt ortamında bilenen Milli Görüş bilinci, adım adım fakülteye yayılmaya başlamıştı. Artık her şubede temsilcimiz vardı ve düzenli toplantılar yapıyorduk. Her geçen gün yeni arkadaşlara ulaşırdık. Konferanslar düzenler, haksızlığa karşı mücadeleyi konu alan filmler izlerdik. Marşlar dinler, Ömer Muhtarın direncini izlerdik. Kitap tahlilleri, eğitim sohbetleri ve haftalık derslerle çok verimli bir ortam oluşmuştu.”
“İki yıl süren yurt serüveni, ilk yıl gelen öğrencilerin evlere çıkmasıyla, üçüncü yılda on bir tane öğrenci evine dönüşmüştü. Fakültede kıyafet serbestliği başlamış, bayrak törenleri kaldırılmış, hocaların ufku açılmıştı. Derslerde sert geçen tartışmalar bizi yetiştirir ve hızımız olurdu.
Kardeşlik o kadar ilerlemişti ki bazı arkadaşlarımız kıyafetlerini bile değiştirerek giyerdi. Hatta ikizler gibi aynı elbiseden alan arkadaşlarımız bile vardı. Yardım sandığımız çok işe yarar, harçlığı biten arkadaşımızın imdadına yetişirdik.”
Örgütlü olmanın gücünü ilk günden keşfeden biz, üçüncü yılımızda, uzun süren bir mücadeleye, Öğrenci Derneği kurma mücadelesine girişmiştik. Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne bir klasör dolusu imza gönderir, bir klasör dolusu red cevabı alırdık. Biz dernek kurmaya çalışırken, Rektör Kemal GÜRÜZ, başörtüsü zulmünü acımasızca uygulamakla meşguldü.
“Giresun’da o gün yetişen kadro, hala çok önemli görevleri yerine getiriyor. Devlet ve sivil toplum kademelerinde aynı bilinçle görev yapan arkadaşlarımızdan, göreve başladığı ilk birkaç ay içinde şehit olanlar da oldu. Milli Gençlik Vakfı öğrenci yurdunda o ilk yıl demlenen dava arkadaşlığı, hala aynı bilinçle ülkemizin her bir köşesinde hizmet etmeye devam ediyor.”
“Şimdi otuz sene önceye sizi götüren duygu nedir diye sorduğunuzu duyar gibi oldum. Neydi o gün bizi besleyen ve bu kadar güzellikleri bize yaşatan duygu? Nasıl başarmıştık? Nasıl yüzlerce kişiye kendimizi anlatmıştık. Anlatmıştık ve bir tesbih taneleri gibi dizildiğimiz yerde bozulmadan duran o bilinci ve samimiyeti nasıl sağlamıştık?”
“Şimdilerde o ruhu ve samimiyeti yeniden yaşamaya, o günlerden esinlenmeye ne kadar çok ihtiyacımız var. Yeniden tazelenmek ve yeniden yola koyulmak gerek. Gelecek zor günlere güçlü girmekten başka çaremiz yok.”
İlgili Haberler
Başkan Yüksel, Kartal’da o bölgeyi akıllı bir kent yapmayı planlıyoruz
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı
Koruncuk Vakfı “Eğitime Erişim: Sivil Toplum Kuruluşlarının Etkisi” Konferansı gerçekleşti