İnsanı ahlâkı, bilgisi, çalışkanlığı, ilkesi ve ülküsü şahsiyetli, saygın, onurlu ve değerli kılar. Bu değerli ve şahsiyetli insanlar da şahsiyetli toplumu oluşturur.

Ülkesini, milletini sevip sayan, milli ve kutsal değerlerinin üzerine titreyen ve muasır medeniyete ulaşmayı ülkü edinen şahsiyetli insanlar Türk Milletinin, Türk Devletinin, Türk istiklalinin ve istikbalinin güvencesidir.

Muasır medeniyet seviyesini yakalamış, müreffeh, saygın, huzurlu, özgür ve barış içinde yaşayan bir millet, bir devlet, bir ülke isteniyorsa toplumun her bir ferdi parti, lider gibi bağlılıkları bir kenara iterek vatanına, milletine, ülkesine hizmeti her şeyden üstün tutmayı ilke edinmelidir.

Bilinçli, fedakâr, milliyetçi, vatanseverlerin ülkü ve ülke bağlarını siyasi, dini bahanelerle kendi çıkarlarına alet edenler müreffeh ve özgür Türkiye’nin düşmanı olan vatan hainleridir.

Unutulmamalıdır ki; ilkesiz ülkü olmaz, ülküsüz milliyetçilik, vatanseverlik olmaz, ülkesiz de bunların hiçbiri olmaz.

Bu sebeple ilkesizce davranan, şahsi menfaatleri peşinde koşan ülküsüz, ülkesiz gafillere ve bunların peşinden koşan akılsızlara söylenecek söz yoktur.

Partisini, liderini, öte yandan cemaatini, tarikatını vatanından, milletinden, bayrağından üstün tutanların bizleri, bizlerin de onları anlamamız mümkün değildir.

Son söz; bizim için şeref Türk Milletine, Türk Devletine, Türk Bayrağına, Allah’a sadakattir. Şerefi başka sadakatlerde arayanlarla da işimiz yoktur.