SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Memur Sağlıklı Beslenemiyor

Yayınlanma:
ABONE OL
Memur Sağlıklı Beslenemiyor

Memur Sağlıklı Beslenemiyor
Türkiye Kamu-Sen olarak Türkiye genelinde 81 ilde toplam 1360 kamu görevlisinin katılımıyla “Gıda Tüketim Eğilimi” anketi gerçekleştirdik. Yapılan anketin amacı; kamu görevlilerinin ve aile bireylerinin günlük gıda tüketim miktarını ve gıda alış verişlerinde tercihlerinde ön planda tuttukları kriterleri belirlemeye yöneliktir. Araştırmada bir memur ailesinde günlük kişi başına ortalama 3 gr kırmızı et tüketilirken, ekmek tüketiminin 150 gram olduğu ortaya çıktı.
Ankette son derece çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Buna göre;
 
Memurların dörtte birinin evine hiç kırmızı et girmiyor. %28’i günde 3 gramdan daha az kırmızı et tüketiyor.
Kamu görevlilerinin %24,3’ü Kurban bayramı dışında hiç kırmızı et tüketmediğini belirtti, %27’si ise günlük 3-17 gram arasında kırmızı et tüketiyor.
Memur ailesi günde ortalama 3 gram ile 17 gram arasında tavuk eti tüketiyor.
 “Hiç tavuk eti yemiyorum” diyenlerin oranı %6,6.
 Günlük 3 gramdan az tavuk eti tüketenlerin oranı %29,8.
 Günlük 3 ile 17 gram arasında beyaz et tüketiyorum diyenler ise %36,4 olarak belirlendi.
Memur ailesinin %15’inde hiç süt tüketilmiyor.
Kamu görevlilerinin ve aile bireylerinin %46,7’si ise günlük yarım bardaktan daha az süt içiyor.
Günde bir bardak süt içenlerin oranı ise yalnızca %8,5.
 
Memur ailesinin %7,4’ünde meyve tüketilmiyor.
Memur ailesinin %42,6’sı günlük 100 gramdan daha az meyve tüketiyor.
100-200 gram arasında meyve tüketenlerin oranı ise %26,1 olarak tespit edildi.
 
Memurlar, maddi imkânları ölçüsünde gıda tercihlerini belirlediklerini (%56,3) ve temel önceliklerinin sağlıklı ve dengeli beslenmekten (%12,9) çok ailesinin karnını doyurmak (24,3) olduğunu belirtti.
 “Canımın istediğini alabiliyorum” diyen memurların oranı ise %1,4’te kaldı.
 
Memurun sağlıksız beslenmesine nedeni; ülkemizde hayvan ürünlerinin yüksek olması ve memurun alım gücünün düşük olmasından kaynaklanıyor .
Özellikle AB ile tam üyelik müzakereleri çerçevesinde 2004 yılında imzalanan Katılım Ortaklığı Belgesi ve ekleri ile AB tarafından Türkiye için hazırlanan ilerleme raporlarında tarım ve hayvancılık konusunda son derece çarpıcı tespit ve istekler bulunuyordu. Örneğin Katılım Ortaklığı Belgesi Etki Raporu’nda Türkiye’nin canlı hayvan ve et ithalatını yasaklaması eleştirilmekte, ilerleme raporunda ise canlı hayvan, et ve et ürünlerine uygulanan ithalat yasağının kaldırılması istenmekteydi. Yine bu raporlarda AB ile yapılacak müzakerelerde en önemli konunun “Tarım Faslı” olacağı, şu anda %25 olan tarımda istihdam edilen nüfusun %6’ya kadar indirilmesi gerektiği belirtiliyordu. O dönemden beri ülkemizin tarım politikaları belirgin bir şekilde değişmektedir.
Tarımsal ürünler için belirlenen taban fiyatların düşük tutulması, tarımsal girdi fiyatlarının artmasıyla birlikte çiftçimizin gelirlerinin azalmasına yol açmıştır. Bu durum, tarımda çalışanların köyden kente göç etmesine ve tarım üretiminin düşmesine neden olmaktadır. Dolayısı ile yıllardır uygulanan politika, tarımsal nüfusu azaltmayı hedeflemektedir ve bu amaca da ulaşılmaktadır. Bu noktada ülkemizin gıda ve et ihtiyacını kendi kendine karşılayamaması ve gıda fiyatlarının artması sorunu ortaya çıkmaktadır. Veriler, tarım sektöründe çalışanların sayısının, tarımsal üretimin ve tarım ve hayvancılıktan elde edilen gelirin düştüğünü; tarımsal ürünlerin fiyatının arttığını gösteriyor. AB politikaları ise tıkır tıkır işliyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı, geçtiğimiz aylarda et fiyatlarındaki artışın nedenini açıklarken aslında acı bir itirafta da bulunuyordu: “İran hayvancılığa teşvik uyguladığı için hayvanlar İran’a gidiyor ve Türkiye’deki et üretimi talebi karşılamıyor.” Yani İran’ın bir hayvancılık politikası var ve İran çiftçisine destek vererek onları kolluyor, gözetiyor, teşvik ediyor. Bizim politikalarımız ise AB direktifleri doğrultusunda belirleniyor.
 
Bu arada et fiyatları artmaya devam ediyor. Bu gidişle Türk memuru kendisine reva görülen sefalet ücreti ile günlük 3 gram eti de göremeyecek konuma gelmesi yakındır. İlgililere acilen duyurulur.
 
Türkiye Kamu-Sen 

 İstanbul İl Başkanı 

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]