2030 stratejisine “afetlere karşı dirençli toplum” hedefini koyan Kızılay, 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde sosyal medya hesaplarından yaptığı yayınla 4 milyondan fazla kişiye temel afet bilinci eğitimi verdi.
Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, İTÜ Öğretim Üyesi ve Kızılay Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu ile Kızılay İstanbul Şube Başkanı Kadem Ekşi’nin yaklaşık 2 saat süren yayınını takip edenler, depreme ne kadar hazır olduklarını görebilecekleri interaktif bir teste katılarak, sertifika da aldılar.
17 Ağustos depremini anma etkinlikleri kapsamında, Türk Kızılay milyonlarca kişiye aynı anda onlinetemel afet bilinci ve güvenli yaşam eğitimi verdi. Türk Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık ve İTÜ Öğretim Üyesi ve Kızılay Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Kızılay İstanbul Şube Başkanı Kadem Ekşi’nin moderatörlüğünde “Deprem 101 Afetlere Hazırlık Semineri” adıyla canlı eğitim programı düzenlediler. Kızılay’ın sosyal medya hesaplarından takip edilen programda katılımcılara online eğitime katılım sertifikası verildi. Ayrıca program esnasında katılımcıların, depreme ne kadar hazır olduklarını görebilecekleri interaktif bir test de yapıldı ve sonuçları izleyicilerle paylaşıldı.
Türk Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, programda yaptığı açıklamalarda, “Devamlı sorumlulukları başkasına atma eğilimdeyiz. Önce kendi canımızdan ve el uzatacağımız etrafımızdaki insanların canından sorumluyuz” dedi.
Bu nedenle Türkiye’nin de artık‘toplum tabanlı afet yönetim sistemine’ geçmesi gerektiğini belirten Kınık şöyle devam etti:
“Afetlere hazırlık noktasında en önemli görev birey olarak hepimizin üzerine düşüyor. İlk 3 dakika, ilk 3 saat, ilk 3 gün… Bunlar bir afetin kilit ve ayrı ayrı hazırlıklı olunması gereken zaman dilimleri. İlk 3 saatte size bir uzmanın ulaşma şansı yok. Ağır bir senaryoyla karşılaştığımızda en az 3 gün bize profesyonel yardım gelmeyecek. 3 gün ayakta kalacaksınız,komşunuza bakacaksınız, onu ayağa kaldıracaksınız.Amerika bu süre 5 gün olarak kabul edilmeye başlandı. Deprem çantalarını temin etmeliyiz. E-devletten toplanma merkezlerini öğrenip, evimize en yakın toplanma merkezine gidip oradaki yetkililerden bilgi almalıyız.”
Afetlere hazırlıklı ve dirençli olabilmek için yapılması gerekenleri de sıralayan Kınık, “Aile afet planlarının yapılması, motorlu ulaşımın sakıncaları için bisiklet temin edilmesi gerekiyor. Deprem sonrasında yollarda araçlarla ilerlemek mümkün olmayacaktır. Ayrıca özel araçlar yardım ekiplerinin ulaşımını zorlaştıracaktır. Bu nedenle bisiklet tercih edilmelidir. Engelli yakınlarımızın, bakım hastalarımızın tahliyesinin önceden planlanması çok önemli. Bu bireyler için sosyal dayanışma gerekiyor. Mesela ilkyardım hepimizin öğrenmesi gerekiyor. Bir gün bir yeriniz kanar nasıl durduracağını bilmiyorsak daha olumsuz sonuçlara gidebilir. Afete hazırlık, ilk önce bireylerden başlar sonra daha büyük oluşumlara doğru devam eder.Araba alırken vuruğu var mı sorunu var mı diye soruyoruz. Ev alırken niye sormuyoruz.
İşitme engelliler birden fazla yerlerde düdük tutmalılar. İşitme engelli kardeşlerimiz sesimizi duyamayacaklar. O nedenle afet anında belli aralıklarla bu düdükleri çalmaları gerekecek” dedi.
Kızılay’ın deprem hazırlıkları kapsamında mahallelerde örgütlenmeye başlayacağını da açıklayan Kınık, “Mahallemizi tanıyacağız. Kızılay olarak mahalle ve sokaklarda örgütlenmeye başladık. Her mahallede Kızılay gönüllülerimiz olacak ve bu gönüllülerimiz mevcut tehlikeleri düzeltecek ve bildirecek” dedi.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu programda çarpıcı mesajlar verdi. Deprem olacak mı tartışmasını artık kapatılması gerektiğini söyleyen Prof. Kadıoğlu, “Artık deprem olacak mı olmayacak mı tartışmasını geçmemiz lazım. Deprem olacak. Olunca ne yapacağız asıl önemli olan bu. Yarın olacakmış gibi hazırlanmamız gerekiyor” dedi.
Afet Uzmanı Prof. Kadıoğlu şunları söyledi:
“Afete hazır olmayan insanlar ikiye ayrılıyor kimisi donup kalıyor kimisi de kaçışıyor. Afet anında kontrolsüz tahliye öldürür. Kaçmak sorunlu bir hareket. Kaçma konusu Türkiye’de milli spor olmuş gibi. En büyük yanlış bu. Bunu aşabilmek, hem ruhsal hem de fiziksel eğitimler gerektiriyor.
Çürük binadan insanların çıkması gerekiyor. Bu binalarda cenin pozisyonu gibi önlemlerin işe yaraması mucize olur. Önce binanın sağlam olması gerekiyor. Bina sağlam olunca bize en çok zarar verecek şey dökülecek düşecek olan eşyalar ve sıvalardır.Bu nedenle çök kapan tutun prensibi çok önemli. 17 Ağustos’ta düşen ansiklopedilerden çok sayıda bebek hayatını kaybetti. Evdeki eşyaların sabitlenmesi gerekiyor. Eşyalar öyle bir yer değiştiriyor ki yatak odasının kapısı açılmıyor. Kapıyı açıp insanlar başka odalara giremeyecekler. Sıfırıncı saniyede yani depremin ilk anında önce binanın sağlamlığı ve eşyaların sabitlenmiş olması önemli… Deprem anınca camlar patlıyor ve evdeki kişilere büyük zarar veriyor. Bunun için evlerin camlarını filmle kaplamak iyi bir çözüm olabilir. Camın dağılmasını önlüyor. Okullarda binalar sağlam, öğretmenler eğitimli olmalı.En azından bir kanamayı durdurmak, basit bir ilkyardımı bilmek gerekiyor. İlk yardım eğitimi ve ilk yardım çantası çok önemli.”
Kızılay İstanbul Şube Başkanı Kadem Ekşi de, Deprem hazırlıkları konusunda toplumsal bir mutabakat olduğunu, İstanbul Şube’de bu konuyla ilgili yapılan projeye dikkat çekerek, “Hemen Başlamak zorunda olduğumuz konusunda toplum olarak mutabıkız. Kızılay olarak İstanbul’un 39 ilçesinde, fay hatları üzerindekiler başta olmak üzere 950 mahallede bu farkındalığı oluşturmak için hazırlık yapıyoruz. Bunu hep birlikte, milli seferberlik ruhuyla başaracağız” dedi.
İlgili Haberler
Başkan Yüksel, Kartal’da o bölgeyi akıllı bir kent yapmayı planlıyoruz
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Montaj Başvuruları Erişime Açıldı!
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı