Konuyla alakalı yine, Kerkük doğumlu Irak Türkmen Cephesi’nin Kurucu Üyesi ve halen Yürütme Kurulu Üyesi de olan Dr. Hicran Kazancı’nın kaleme aldığı dikkat çeken yazısına yer vereceğiz.
ABD’nin Irak’ı işgal etmesi sonucu devrilen Saddam rejiminden sonra iş başına gelen Irak Hükümeti, ABD’nin yönlendirmesiyle Kerkük sorunu sürekli ötelendi. Saddam döneminde Araplaştırma politikasından kaynaklanan büyük sorunlar yaşayan Kerkük, sorunların Saddam sonrası çözüme kavuşturulması yerine Kürtleştirme planlarına maruz kaldı. Kerkük sorunun, sadece Kerkük’teki Türkmen, Kürt ve Araplar arasında yaşanan bir sorundan öte Bağdat-Erbil arasında bir sorun, Irak’a komşu ülkeler arasında bir sorun ve egemen güçler arasında bir küresel sorun olduğu gerçeğini bilmek lazım. Yani, Kerkük sorunu demografik sorundan ziyade, siyasi bir sorudur. Siyasi sorununda nasıl çözüleceği konusuna Türkmen bağlamında önceki yazılarımda değindim. Tekrarlamanın anlamı yok.
Kürtleştirme ile Araplaştırma Kıskacındaki Kerkük
2003 sonrası, Kerkük üzerinde hakimiyet kuran KYB ile KDP arasında kent üzerinde nüfuz sağlamak konusunda gizli bir savaş başladı. Kerkük’ü içine alacak şekilde bir bağımsız yapıya kavuşmak için, 25 Eylül 2017 tarihinde, Irak Kürdistan Yönetimi tarafından referandum gerçekleştirildi. Kerkük üzerinde hakimiyetinin sona ermesi veya hakimiyet konusunda KDP ile ortak olmasında kaygılanan KYB, Bağdat Yönetimi ile gizli bir anlaşma yapıtı. Anlaşma gereği 16 Ekim 2017 tarihinde, Bağdat’a bağlı güçlerin Kerkük ve Sincar’a girerek kontrolü sağladı.
16 Ekim 2017 tarihinden önce, Türkmen siyasetçileri Kürt ve Araplar arasında sarkaç politikası uyguladılar. Yani, zaman zaman Araplar hesabına Kürtler ile iyi ilişki kurdular, zaman zamanda, bunu tam tersini yaptılar. Başka bir değişle, ileriye dönük hiç bir stratejik temeli olmayan günü kurtarma politikası uygulandı. 16 Ekim sonrası, tamamen Bağdat’ın yanında yer almaları, Arapların Kerkük’e yönelik yoğun Araplaştırma politikasının uygulanmasını sağladı.
Gelinen nokta, Kerkük’e yönelik Türkmenler hesabına Kürtleştirme politikasını uygulayan Kürtler ile, yine Türkmenler hesabına Kerkük’teki Araplaştırma politikasını icra eden Araplarla anlaşma sağladı Kerkük konusunda. Yani, her siyasi hamleden sonra, Türkmenler alan kayıp ederek ve biraz daha küçülerek ortaya çıktı.
Türkmenlerin Çıkış Stratejisi
Toplumlar, sadece söylemlerle ikna edileceği devri kapanmıştır. Yapılan/yapılacak işlerin ve atılan/atılacak adımların sahada etki ve karşılık bulmasıyla ölçülür. Türkmen toplumu ile siyasi müesseseye gönül verenleri retorik, hamaset ve edebiyat konuşmalarıyla konsolide etmek imkansız hale gelmiştir. Kerkük merkezli Türkmeneli bölgesinde ortaya çıkan sorunları söylemlerle değil, ciddi ekip çalışmalarıyla çözülür. Gerginleştiren ve kutuplaştıran söylemlerden kaçınılması gerekir, yerine birleştirici, kapsayıcı ve motive eden dillerin kullanması lazım. Türkmen toplumu, söylemlerin sahada eylemlerle desteklenmesini sağlayan siyasetçileri görmek istiyor.
Somut ve gerçekçi icraat bekleyen Türkmen milletinin sahadaki siyasi aktörlerine yönelik güvenleri sarsılmış ve her geçen gün erozyona uğruyor. Bu bağlamda, Türkmen milletinin güvenini yeniden tesis edebilme kabiliyeti olan ve toplumda karşılık bulan adayların olması gerekmektedir.
İlgili Haberler
Emeklilikte Tarihe Takılanlar Derneği Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret etti
Maltepe’de Cumhuriyet’in 101’inci yılı coşkuyla kutlandı
Cumhuriyet’in 101. Yıl Dönümü Kartal’da Bengü konseriyle Coşkuyla Kutlandı
Kartal Belediyesi’nde Grev Pankartı Asıldı Grev Resmen Başladı
Tuzla’da Cumhuriyet Bayramı kutlamaları coşkuyla gerçekleştirildi
Kayıp Etmeye Mahkûm Olan Tutarsız Türkmen Politikası