SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kartal Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

Kerkük Türkmenlerini Sünni Arap potasında eritme planındaki Salihi ve Turan’ın rolleri

Yayınlanma:
ABONE OL

2006-2012 yılları arasında Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve İhvan Harekatının uzantısını teşkil eden Irak İslami Partisi’nin genel sekreteri olan Tarık Haşimi tarafından Irak Türkmen Cephesini “ıslah ederek yavaş yavaş elimize/kontrolümüze alacağız” diye ifadesini 2009 yılında Irak Cumhurbaşkanlığı binasında yapılan bir görüşmede dile getirmiştir. 

 2006 yılında kurulan Türkmen Adalet Partisi, Irak İslami Partisi ve diğer siyasal islami görüşünü benimseyen bir kaç mahalli Arap partileriyle ittifak yaparak Uyum Listesi adı altında, 2010 yılında Irak’ta gerçekleşen parlamento seçimine katıldılar. Diyale bölgesindeki Uyum Listesinin adayı, 2006 yılında ilk defa  siyasete katılan Türkmen Adalet Partisinin Başkan Yardımcısı Hasan Turan idi. Irak islami Partisinin büyük desteğini alan Hasan, seçimi kazanamadı. Seçimi kazanamayan Hasan, ayni yılda yapılan ITC’nin başkanlık kurultayında başkan adayı olarak seçime katıldı.  ITC’nin o dönemdeki sağlam milli kurumsal ve toplumsal yapısından dolayı çok komik bir kaç oy almasıyla hüsrana uğradı.

2011 yılında Erşat Salihi’nin ITC başkanlığına getirilmesiyle Hasan Turan’ın otobana çıkarcasına önü açıldı. Salihi, diğer suvarilerle belirlenen hedefe ulaşmak değil, uzun süre atın üstünde kalma arzusu olan saltanat, şöhret ve  koltuk esiri  meziyetlere sahip olduğundan dolayı, başkanlık koltuğuna tehlike arz eden bütün milli kişiler kumpaslarla ITC’den uzaklaştırdı. Böylece, ITC’nin kurumsal yapısı, “islah etme, ele geçirme” planlarına açık ve kolay bir hale geldi.

“Siyasette nasıl gelirsen öyle gidersin” diye söylenen ünlü sözü, bir kez daha Türkmen siyasetinde yaşanmışlığını 2020 yılında Hasan Turan’ın Erşat Salihi yerine gelmesiyle gördük.

23 Mart 2023 tarihinde,   Irak Parlamentosu’nda Kerkük başta olmak üzere İller Seçim Yasası onaylandı. Yasaya bakıldığında, yine Kerkük’teki Türkmenlerin aleyhine olduğu açıkça görülmektedir. Öreneğin, yasada yer alan seçmen kütüklerinin incelenmesini ifade ediyor. Ancak, inceleme mekanizması, süresi ve metodu ile ilgili hiçbir detay belirlenmektedir.. Yani, kütüklerin incelenme işlemleri seçim sonrasına kadar neticelenmiyeceğini şimdiden kanuna bağlamış görülüyor. Bu durum, Kerkük’teki Türkmenleri, parlamento seçiminde olduğu gibi 3. unsur olarak resmileştirmek konusunda son noktayı koyacaktır. Üstüne üstlük onaylanan yasada, incelenecek kütüklerin 140. Madde çerçevesinde onaylananların yanı sıra Kerkük’e bağlı ve 15 bin Arap seçmeni olan Zap ile 25 bin Kürt seçmeni olan Sergelen bölgeleri hariçtir ifadesi yer alıyor.

Ayni zamanda, 1.7 sainte lague sistemi ile seçim icra edilecektir. Buna göre, Tuzhurmatu dahil olmak üzere, seçime tek başımıza kalılamayacağımızın anlamına geliyor. Katılırsak, büyük listeler arasında eriyip yok olacağız. Yani, Kerkük’te Araplar ile ittifak etme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakılan bir Türkmen toplumu ortaya çıkıyor. Üstüne üstlük, yasada, Kerkük’teki görev dağılımının %32’ye göre yapılması konusu yer almıyor. Başka bir ifadeyle, Kerkük’teki Türkmenlere yönelik marjine edilme sürecinin son aşaması, yerel seçimle uygulanmak  istenmektedir.

Kerkük’teki Arap bloğu, Türkmenler ile birlikte seçime katılma talebini şartlarını kabul etmek için şimdilik ret etmektedirler. Arapların şartları, 15+1=16 sandalye olan Kerkük İl meclisinde 2 Sünni +1 Şii Türkmenin kazanmasını hedeflemektedirler.

12 Mayıs 2018’de ardından 2021 yılında, yapılan Irak Parlamento seçimlerinde ITC başkanlarının uyguladığı planlı hatalı seçim stratejisinin sonuç olarak, Kerkük’teki ITC’nin etkisi tamamen yok olmuş ve inisiyatifi, diğer rakip partilere altın tepside sunulmuş. Yani, Türk Devletinin Kerkük üzerindeki 1000 yıllık etkisi büyük ölçüde zayıflamış.   Önümüzdeki yerel seçim, yukarıda zikredilen planın tamamlayıcısı olacaktır. Yani, Türkmenlerin Kerkük’teki varlığı, Kürt ve Araplardan sonra 3. unsur olarak kayıtlara geçecektir. Irak’taki Türkmen siyasetin temelinde, Türkmen Milletinin çıkarını değil, iki ITC başkanın şahsi çıkar ve ihtirasları yatmaktadır.

Dr. Hicran Kazancı

author avatar
Hicran KAZANCI
1995 yılında kurulan Irak Türkmen Cephesi (ITC)’nın kuruluşunda yer alan Kazancı, Türkiye’de eğitim gören Türkmen öğrencilerini bir çatı altında toplamak amacıyla Ankara Merkezli ITC Türkmeneli Öğrenci Birliğinin kurulmasında aktif rol aldı ve 1997 yılında kurulan Türkmeneli Öğrenci Birliğinin genel sekreterliğini yaptı.1997-2004 yıllarında, Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliğinde, eğitim sorumlu olarak görev alan kazancı, Türkiye’deki bazı resmi kurumların yeminli tercümanlığı yaptı. 2004’te Ankara’da kurulan Türkiye Ulusal Stratejik Araştırmaları Merkezi (TUSAM)’da Ortadoğu Masası Başkanlığı yaptı, Cumhuriyet Gazetesi ile TUSAM’ın ortak çalışmaları sonucu haftalık olarak yayımlanan Cumhuriyet Stratejisinde Ortadoğu ile ilgili 100’ün üzerinde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır.2005-2008 yıllarında, Kerkük merkezli ITC’nin Enformasyon, dışilişkiler koordinatörü ve başkanlık danışmanlığı görevini üstlenen Kazancı, 2008 yılında Washington’da gerçekleşen 6 aylık eğitim programına katıldı. ITC Dışilişkiler koordinatörü olan kazancı, 2010 yılında Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilci görevine atandı. 2011 yılında, ITC Dış ilişkilerinden Sorumlu Yürütme Kurulu üyeliğine seçilen kazancı, ABD/Boston’da gerçekleşen 3 aylık yoğun eğitim programına katıldı.ITC Türkiye Temsilci ve ITC Yürütme Kurulu görevini 2019 yılına kadar aktif bir şekilde yürüten kazancı, Irak Siyasi Partiler Kanununa göre ITC’nin hale resmî kurucu üyesidir.Dr. Hicran Kazancı aktif görevi boyunca Irak Türkmen meselesini Washington, Boston, New York, Lahey, Oxford, Brüksel gibi batılı kentlerde anlatmak için bir çok başarılara imza attı.

İlgili Haberler