Nilüfer Hoca, Milletvekillerimize harika bir fırsat sunuyor
Toplumsal bir problem olan ve gün geçtikçe felakete dönüşen bu problem, ancak yasal düzenlemeyle çözüme kavuşacaktır.
Dolayısıyla bu yasal düzenleme TBMM çatısı altında olabileceğinden dolayı milletvekillerimize önemli görev ve sorumluluk düşüyor.
Başıboş sokak köpekleri insanlarımıza saldırıyor, parçalıyor öldürüyor. Ama köpeğe dokunamıyorsun çünkü 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununu yürürlüğe girdikten sonra köpekler kutsal bir varlık gibi ilgi görüyor. Yani dokunulmazlık hakları var. Köpek sana saldırabilir parçalayabilir fakat yasaya göre sen köpeğe dokunamazsın.
Arama kurtarma köpekleri, bekçi köpekleri, av köpekleri, görme engelliler için eğitilmiş kontrollü bakılan eğitimli köpekleri hariç tutuyoruz. Sadece sokaklardaki başıboş köpeklerin varlığı tehlike saçıyor, bu konuda acil çözüm adımı atılması gerekiyor.
Nilüfer Hocanın bu cesur hamlesi tüm toplum tarafından takdir gördü
Aslında bu konuyu enine boyuna akademik ve bilimsel boyutta çok naif bir üslupla dile getiren Atatürk Üniversitesi Akademisyenlerinden Veteriner Hekim çok kıymetli Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu Çoban Hanımefendiden dinlemek gerekiyor.
Geçtiğimiz gün Erzurum’da başıboş köpekler sorununu bilimsel açıdan değerlendirmek amacıyla, hukuki, dini, halk sağlığı alanında uzman akademisyenlerin katıldığı, “Başıboş Köpekler Sorununa Bilimsel Bakış” paneli gerçekleştirildi. Mutlaka konunun detaylarını kendisinden dinleyip bilgi sahibi olmak gerekir.
Başıboş köpek sorunu insan hayatına kast eder hale nasıl geldi?
Köpekler sokakta yaşamaktan mutlu mu gerçekten?
Meseleyi akla, vicdana ve bilime uygun çözmenin yolu ne?
Hayvan barınakları nasıl olmalı?
Veteriner Hekim Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu Çoban ayrıntılı bir şekilde izah etti.
Türkiye Cumhuriyeti de, 2004 yılında, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununu yürürlüğe koyarken, hayvan haklarının yasalarla korunması yolunda tarihi bir adım attı.
Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, başıboş köpeklerin öldürülmesi yasaklandı. Ayrıca, hayvan bakımevleri ve rehabilitasyon merkezleri kurulmasının yolu açıldı. Köpeklerin üremesinin kontrolü için, kısırlaştırılma; sağlık kontrolleri için de aşılama, işaretleme faaliyetleri düzenlendi.
O günlerde toplum tarafından sevinçle karşılanan 5199 sayılı kanunun ilanı üzerinden 18 sene geçti; fakat her doğumda yaklaşık 6 – 7 tane yavrulayan binlerce sokak köpeğinin kısırlaştırma, aşılama, küpeleme, diğer tedavi ve bakım işlemleri yetersiz kaldı, köpeklerin üreme hızına yetişilemedi.
Yani ülkemizde bu konuda tam bir akıl tutulması yaşanıyor. Köpek dediğiniz hayvan ağzındaki keskin dişleriyle insana saldıran bir canavardır. Tarih boyunca bu köpekler, hep tasmalı şekilde yani kontrol altında insan hayatında yer almıştır. Şimdi geldiğimiz noktada ise; ruh hastası bir kitlenin dayatmasıyla yasallaştırılarak kutsallaştırılan ve can dostumuz tanımlamasıyla şirinleştirerek sokaklarda, parklarda, avmlerde hayatımızın her alanında serbestçe yer alması sağlanmaktadır.
Başıboş köpek varlığının artması, çocuklar, kadınlar ve tüm insanlara yönelik saldırıların sıklaşması ve hayvan hakları yöneticilerinin farklı görüşleriyle gündemde olan başıboş köpekler sorununa mutlaka yasal bir çözüm adımı atılması gerekiyor.
Ama nasıl olacak, bir yanda saçma sapan şekilde baskıyla düzenlenmiş hayvan hakları kanunu var, bir yanda sözde hayvan sever adı altında sadece köpekleri kutsayan azgın azınlık bir güruh var.
Öte yandan bu sözde hayvansever dernekler vasıtasıyla belediyeleri baskı altına almış köpek yemi sektörü, köpeklere çipli kimlik takılsın diyen yani rant lobisi var… Düşünebiliyor musunuz işin rantsal ekonomik boyutunu, ve insan hayatına zararından başka hiçbir faydası olmayan bir rant sektörü.
Bu zincir içerisinde yem üretip satan firmalara ortak olan siyasiler olduğu da iddia edilmektedir.
Evet kıymetli Milletvekillerimiz sizi göreve çağırıyoruz!..
Eğer köpek yemi lobisiyle çıkar ilişkiniz yoksa; halk sağlığına öncelik veriyorsanız, sözde hayvansever özde köpek taparlardan korkmuyorsanız, bu konunun çözümünde aktif rol alınız. Yoksa bu iş önü alınamaz bir şekilde felakete doğru gidiyor.
İnsan hayatına – topluma hiçbir faydası olmayan aksine insanlara saldıran birer canavar olan köpekleri beslemek için halkın vergileri – parasıyla oluşturulan belediye bütçelerine zorunlu tutulan köpek yemi ihaleleri yapılmaktadır. Hemde 3 – 5 Milyon lira tutarlar karşılığında alınan yemler cadde sokak kaldırımlarda sağlıksız şekilde köpek beslenmektedir.
Belediyeler besicilik yapacaksa yani illede hayvan besleyecekse; insana zarar veren köpekleri değil de faydalı olan koyun, keçi, tavuk gibi eti yenen sütü içilen yumurtası yenen hayvanları tercih etsinler. Toplum olarak tam destekleriz. Ama insanlara saldıran, öldüren yaralayan ve kuduz gibi tehlikeli hastalıkların temel kaynağı olan köpekleri besleyerek kendi sonumuzu hazırlama gafletinden biran önce kurtulalım.
Selametle kalınız…
İlgili Haberler
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
Kartal Belediyesi kreşlerinde “Yes To Science” bilimsel eğitim projesi uygulanıyor
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Montaj Başvuruları Erişime Açıldı!
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı