Köylüsünden kentlisine, okumuşundan cahiline, 7’sinden 70’ine, kadın erkek hepimiz Atatürkçüyüz. Her birimiz Atatürk’ü sever sayar ve göğsümüzü gere gere “Ben Atatürkçüyüm” deriz.

İşte yine saat 9’u 5 gece “ti” sesiyle saygı duruşunda bulunacak. İstiklal marşımızı okuyacak günün anlam ve önemine uygun konuşmalar yapıp, şiirler okuyacağız.

“Atatürk” konulu konferans ve sempozyumlar yapılacak. Atatürk’ün sevdiği şarkılar seslendirilecek. Atatürk resimleri sanat galerilerinin en nadide yerine asılacak. Öğrenciler arası resim, şiir ve kompozisyon yarışmaları yapılacak. Çünkü bugün, 10 Kasım ve hepimiz Atatürk’ü seviyor, sayıyor;  O’nu, minnet ve şükranla anıyoruz.

Evet, bizim yaptığımız sadece anmak. Şiir okumak, konuşma yapmak ve hazır olda beklemek. Hiç kendimizi kandırmayalım. Biz ne Ataürk’ü ne İstiklal savaşını ne de Atatürkçülüğü biliyoruz. Bilmiyoruz çünkü yaptığımız iş ve eylemlerin hiç birinde Atatürk yok.

Yok! Çünkü Atatürk’ün yoktan var ettiği ülkemiz her geçen gün elden gidiyor. Top ve tüfekle bu ülkeye giremeyen düşman, şimdi cebinde dolar; Piyerloti’de kahve içip, Eyüp Sultan’da şiş kebabı yiyor. İçini boşaltıp zarar ettirdiğimiz bankalar onların. İflas ettirip, sattığımız fabrikalar onların. El değmemiş sahillerimiz, altın ve gümüş madenlerimiz onların. Tarım alanlarımız onların.

Tek suçlu ise biziz. Biz çocuklarımızı yabancı kolejlere gönderip, yabancı hayranı yaptık. Biz yerli malı yerine ithal ürün alıp fabrikalarımızı batırdık. Biz milyonlarca işçimizi sokağa attık.

İç çamaşırımızı Fransa’dan, elbisemizi İngiltere’den, ayakkabımızı İtalya’dan, parfümümüzü Çin’den biz getirdik. Rus kitabını, İngiliz tiyatrosunu, Alman müziğini biz takip ediyoruz.

Sınıflarımızı takdirle geçip, çevremize faydalı olmayı değil, haylazlık edip, kavga çıkarmayı biz seçtik Okullarımızı okunmaz hale biz getirdik. Başı örtülü kızlarımızı okullardan atarak, onları; “öcü, tü kaka” göstermekte bizim işimiz. Türk- Kürt, Suni- Alevi, Sağcı –Solcu, Laik-Ateist diye ülke birliğini de biz bozduk.

Şimdi söyleyin. Atatürkçülük bu mu? Atatürkçülük kendi kültürünü, kendi dilini, kendi dinini inkâr etmek mi? Atatürkçülük, ülke topraklarına kin ve nefret tohumları ekmek mi? Atatürkçülük finans kaynaklarını, fabrikalarını, bankalarını, topraklarını yabancılara satmak mı?  Satışa zemin hazırlamak mı?

Facebook’ta 10 milyon üye peşinde koşanlar! Atatürkçülük üretmektir. Ürettiğini paylaşmaktır. Atatürkçülük, yaptığı işin en iyisini yapmaktır. Atatürkçülük birlik ve dirliktir. Atatürkçülük; Türkçe konuşup, Türk tarihine, Türk Gelenek ve Göreneklerine sahip çıkmaktır.

Atatürkçülük, yoklukta değil, refahta bir ve beraber olmaktır.

M. Nazım Telli