SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Flaş

İstanbul’da uluslararası Kırım Sempozyumu Düzenlendi

Yayınlanma:
ABONE OL

-Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı Kırım Tatar Türklerini Unutmadı
-Kırım’ın dünü ve bugünü uluslararası sempozyumda ele alındı
-İstanbul’da uluslararası Kırım sempozyumu düzenlendi
-YTB Kırım Tatar Sürgünü’nü kayıt altına aldı

İstanbul’da düzenlenen “Devletlerarası Kırım, Sürgün ve İsmail Bey Gaspıralı” adlı uluslararası sempozyumda yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda katılımcı katıldı. İki gün süren sempozyumun ardından 18 Mayıs 1944’te gerçekleşen Kırım Tatar Sürgünü’nün 71. yılı dolayısıyla düzenlenen törene geçildi. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül’ün de katıldığı anma programı Kur’an-ı Kerim tilavetiyle açıldı. Daha sonra YTB tarafından iki yıllık titiz bir çalışmayla tamamlanan ‘Kırım Tatar Sürgünü Sözlü Tarih Çalışması’ndan kesitler izletildi.

Sempozyumda, 1783 yılında Kırım’ın Rusya tarafından ele geçirilmesiyle birlikte bugüne dek yaşanan sürgün ve göç olayları ile 100 yıl önce vefat eden Kırımlı mütefekkir İsmail Gaspıralı’nın fikirleri, faaliyetleri ele alındı. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB), Dünya Kırım Türkleri ve İktisadi İşbirliği Derneği, İstanbul Üniversitesi ve Dersaadet Kültür Platformu işbirliğinde gerçekleşen sempozyumun birinci günü Cem Karaca Kültür Merkezi’nde, ikinci günü de Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Dünya Kırım Türkleri Derneği Başkanı Mehmet Kamil Berse, “Biz 18 Mayıs sürgününe denk gelen bugünde böyle bir programı gerçekleştirmek için çaba harcadık, sizler de bu çabamıza destek verdiniz, buralara kadar geldiniz. 18 Mayıs 1944 sürgünü bir soykırımdır. Bu Rusya’nın 1944’te yaptığı soykırımdır. Dolayısıyla Rusya’nın bize dayattığı sözde soykırımı kabul etmiyor ve kendilerinin tarihinde soykırım olduğunu söylüyoruz” diye konuştu. Sempozyumun ilk oturumunda konuşan Kırım araştırmacısı Timuçin Mercanoğlu, “Kırım’ın Rusya tarafından 2014 İlhakı ve Entegrasyon Süreci” başlıklı tebliğinde Rusya’nın 27 Nisan 2014 yılında Kırım’ı tek taraflı ilhak etmesiyle birlikte başlayan entegrasyon sürecini anlattı. Mercanoğlu, “Ukrayna’nın başkenti Kiev’de başlayan Meydan gösterileri Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesiyle sonuçlanmıştır. 16 Mart 2014’te yapılan referandumla Kırım, Rusya’ya katılma kararı aldı ve 21 Mart 2014’te Rusya Devlet Başkanı Putin’in imzasıyla Kırım Rusya’ya bağlandı. Rusya Federasyonunu oluşturan Cumhuriyetlerden biri konumundaki Kırım, daha önce bağlı bulunduğu Ukrayna’ya bağlı yapısından Rusya’ya entegrasyon çalışmaları başladı. Bu kapsamda para birimi grivnadan rubleye geçildi. Daha önce Ukraynaca olan resmi dile Rusça ve Kırım Tatarca’sı eklendi. Telefon kodu değiştirildi. Ukrayna pasaportu taşıyan Kırımlılara Rusya pasaportu verildi. Ukrayna’ya ait olan enerji ve telekomünikasyon şirketleri Rusya’ya bağlandı. Kırım’da faaliyet gösteren Ukrayna bankaları kapandı yerlerine Rus bankaları açıldı. Bu entegrasyon eğitimden sağlığa ve ticarete her konuda uygulandı. Yani Rusya kanunlarına göre yeniden düzenlendi” dedi. Mercanoğlu, entegrasyon sürecinin 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle tamamlandığını belirtti.

UKRAYNA’NIN ÇELİŞKİLİ POLİTİKASI
Kırım’a ABD ve Avrupa ülkelerinin ticari ambargo koyduğunu hatta google ürünlerinin Kırım’da çalışmadığını belirten Mercanoğlu, bu süreç içerisinde Rusya’ya Kırım üzerinden yaptırım yapan Ukrayna’nın kendi politikasıyla çelişen uygulamalarına değindi. Mercanoğlu, “Kırım’a verdiği elektriği ve tarımda kullanılan kanala giden suyu kesmesi ile otobüs, tren seferlerini iptal etmesi Ukrayna’yı kendi politikasıyla çelişkili hale getirmektedir. Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ‘Kırım bize ait, bizimdir’ ifadelerini kullanmasına rağmen Kırım’a yapılan bu yaptırımlar Kırım’da yaşayan halkı mağdur etmekten başka bir işe yaramaz. Yine 2015 Ukrayna bütçesinde Kırım’a bütçe ayrılmaması da başka bir çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.
1909’DA KIRIM’DAN 503 HACI
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Koçak, İstanbul’da çıkan Tonguç gazetesinde yayımlanan makale ve haberlerle Romanya Tatarlarını inceledi. Yrd. Doç. Koçak, Tonguç’un, Romanya’daki Türklerin en çok takip ettiği gazetelerden birisi olduğunu söyledi. Öte yandan Tonguç’taki Kırım’la ilgili bir habere atıf yapan Yrd. Doç. Dr. Koçak, “1909 yılında Kırım’da 503 kişini İstanbul üzerinden hacca gittiği belirtiliyor. 6’sının hasta, 13’ünün de hac sırasında vefat ettiği belirtiliyor. Bu kafileye Hacı Mirza’nın başkanlık ettiği belirtiliyor” dedi.

BATI’DA YANSITILAN İSLAM GERÇEK İSLAM DEĞİL
Doç. Dragan Potocnik, “Romanya’da Müslüman İzler” başlıklı konuşmasında Batı’nın İslam’ı yanlış anladığı ve anlattığını ifade etti. Doç. Dr. Potocnik, “Batı dünyasından baktığımızda İslam, Hristiyanlığın tersi olarak yansıtılır. Hâlbuki bunlar birbirinin devamıdır. Yahudilikte aynı kökten gelmektedir. Kur’an’ın öğretilerine göre yaşamak her Müslüman’ın görevidir. Kur’an iyiliği emrediyor kötülüğü yasaklıyor. Topluma saygılı olmayı emrediyor. Bu, Avrupa’nın modern sistemine uyuyor. Özellikle Avrupa’da İslam hakkında çok az bilgi var. Batı’da yansıtılan İslam gerçek İslam değildir” dedi.

KIRIM REFERANDUMU
Başkanlığını Prof. Dr. Celal Erbay’ın yaptığı birinci oturumda, Kırım’daki Türkler, geçtiğimiz yıl yapıla referandum ve Kırım’ın Rusya’ya ilhakı süreci ele alındı. Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu ‘Kırım’daki Türk Varlığının Tarihi Gelişimi’, Yrd. Doç. Dr. Fatih Öztürk ‘Kırım Referandumu ve Uluslararası Hukuk’, Doç. Dr. Nuri Kavak ‘Kırım Tatarlarında Akıncılık ve Köle Ticareti’, Doç. Dr. Sezai Balcı ‘İsmail Bey Gaspıralı Devrinde Kırım Uleması’, Timuçin Mercanoğlu ‘Kırım’ın Rusya Tarafından 2014 İlhakı ve Entegrasyon Süreci’ başlıklı konuşma yaptılar.

KIRIM VE İSMAİL GASPIRALI
Başkanlığını Prof. Dr. Esin Nazif Gürdoğan’ın yaptığı ikinci oturumda Kırım’ın çeşmeleri, matbuatı, gazeteleri, dili ve Türk İslam dünyasını fikirleriyle etkileyen Kırımlı mütefekkir İsmail Gaspıralı ele alındı. Prof. Dr. İsmail Kerimov, “19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl balarında Kırım Türkçesi Kitapların Katalogları” başlıklı konuşmasında dönemin kitaplarını anlattı. Elmira Abibullayeva, “1918 yılına Numan Çelebi Cihan’ın vefatından sonra bir toplantı yapılıyor. Toplantıda, 35 çalışanı olan Tercüman gazetesinin kapatılmasına karar veriliyor. İsmail Gaspıralı’nın Tercüman’ı çıkartmasında eşi Zühre Hanım Akçurin’in büyük gayretleri olmuştur. 1944 sürgününden sonra Tercüman’ın matbaası fırın olarak kullanılmış 1960’tan sonrada yurt olarak kullanılmıştır. İsmail Gaspıralı’ya ait tüm vesikalar Rus istihbarat servisi KGB tarafından alındı ve ne olduğunu bilemiyoruz. Belki yakıldı, belki de saklandı. Gaspıralı’nın annesi, babası ve eşi Zühre hanımın aynı mezarlığa defnedildiğini düşünüyoruz. Doç. Dr. Ahtem Celilov, “Kırım’ın Eski Çeşme ve Sebilleri” başlıklı konuşmasında Kırım’daki Osmanlı dönemine ait çeşmelerin orijinal adları, yeni isimleri, eski ve yeni fotoğraflarını sinevizyona yansıttığı görüntülerle anlattı. Selvina Seitmemetova, “İsmail Gaspıralı’nın matbaasında neşir olunan Kur’an-ı Kerim ve Dini Kitaplar” başlıklı konuşmasında matbaada basılan dini kitapları adları, müellifleri ve basım tarihlerini anlattı. Doç. Dr. Leniyara Celilova, “1926 Türkoloji Kurultayı ve Kırım Tatarlarında Harf İnkılabı” başlıklı konuşmasında Azerbaycan’da düzenlenen kurultayı analiz etti ve Türkçe konuşan ülkeler açısından önemine değini. Celilova, Kurultay’a Türkiye’yi temsilen katılan Mehmed Fuad Köprülü’nün Mustafa Kemal Atatürk tarafından özel olarak görevlendirildiğini söyledi.

ROMANYA TATARLARI VE MÜSLÜMANLAR
Başkanlığını Prof. Dr. Mustafa Aydın’ın yaptığı üçüncü oturumda Romanya Tatarları ile Romanya Müslümanları ve Romanya’ya göçleri ele alındı. Melek Fetisleam, “Romanya Tatarlarında Milli Uyanış Hareketi” başlıklı konuşmasında Romanya’daki Tatarların kendi kültürleriyle ilgili faaliyetlerine değindi. Kemal Gurulkan, “Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında Bir Kırım Tatar Kasabasının (Mecidiye) Oluşumu” başlıklı konuşmasında Kırım’dan Romanya’nın Mecidiye kasabasına iskan ettirilen Kırım Tatarlarını anlattı. Mecidiye kasabasının 50-60 evden oluşan bir köy oluğunu belirten Gurulkan, iskanla birlikte oranın geliştiğini söyledi. Öte yandan Dobruca Tatarlarının Kırım Tatarı olduğunu, Dobruca Tatarı denilmesinin sadece coğrafi işaret olarak kullanıldığını ifade etti. Kırım’daki Tatarların Osmanlı tarafından Dobruca bölgesine nasıl iskan edildiğini anlatan Gurulkan, “Osmanlı, 15 donanma gemisi, 10 da tüccar gemisiyle Kırım’ın Kerç, Akyar ve Gözleve şehirlerindeki bazı Kırım Türkünü Dobruca bölgesine iskan etmiştir” dedi. Yrd. Doç. Ahmet Koçak, “II. Meşrutiyet Dönemi Osmanlı Matbuatında Romanya Tatar Müslümanları: Tonguç Gazetesi” başlıklı konuşmasında İstanbul’da çıkan Tonguç gazetesinde yayımlanan makale ve haberlerle Romanya Tatarlarını inceledi. Yrd. Doç. Dr. Koçak, Tonguç’un, Romanya’daki Türklerin en çok takip ettiği gazetelerden birisi olduğunu söyledi. Öte yandan Tonguç’taki Kırım’la ilgili bir habere atıfta bulunan Yrd. Doç. Dr. Koçak, “1909 yılında Kırım’da 503 kişini İstanbul üzerinden hacca gittiği belirtiliyor. 6’sının hasta, 13’ünün de hac sırasında vefat ettiği belirtiliyor. Bu kafileye Hacı Mirza’nın başkanlık ettiği belirtiliyor” dedi. Doç. Dr. Yusuf Adıgüzel, “Diasporada Kültürel Kimliğin Yeniden Üretilmesinde Türkiye’deki Kırım Tatar Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü” başlıklı konuşmasında Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren 53 Kırım Tatar sivil toplum kuruluşunun öneminde değindi. Doç. Dr. Abullah Akat, “İsmail Gaspıralı’nın ileriyi gören sözler Kırım Tatarları için her zaman iyi olmuştur. Sadece Kırım’la kalmamış tüm Müslüman milletleri etkilemiştir. Gaspıralı’nın yansımalar kendinden sonra devam etmiştir” dedi.

KÜÇÜK KAYNARCA’DAKİ HİLAFET MADDESİ ÖNEMLİ
Prof. Dr. Ali Arslan, “Küçük Kaynarca Anlaşması bizim için önemli bir metin. Daha önce İslam toprakları işgal olmuştu ama Küçük Kaynarca Anlaşmasıyla büyük bir bölüm dışarıda kaldı. Bu anlaşmada siyasi olarak kaybedilen topraklarda yaşayan Müslümanların halifeye bağlı kalmaları anlaşmaya eklendi. İlk defa birden çok ayrı millete mensup Müslümanların birlik altında bir işgalciye karşı mücadele verilmesinin Kırım Savaşından sonra İmam Mansur’un Kafkasya’da verdiği mücadeledir Buradaki mücadelelerde Ruslara karşı başarı ele edildi.”

ŞEFİKA GASPIRALI KADINLARI AYDINLATTI
Doç. Dr. Ranetta Gafarova, “Şefika Gaspıralı kadınları aydınlattı. İsmail Gaspıralı ‘ne kadar kadın tahsil tamamlarsa o kadar çevresine ve çocuklarına faydası var’ demiştir. Şefika hanımın annesi Zuhre Hanım da örnek bir kadındı. Şefika Gaspıralı, İsmail Gaspıralı’ın kızı olarak iyi bir eğitim aldı. Kadınlar için Alem-i Nisvan dergisini baş editörlüğünü yaptı. Bu dergide Müslüman kadınlara hitap etti. Çocuk sağlığı, eğitim, el işi, el sanatları, ebedi sayfa, bilimsel sayfalar ve ilanlar yer aldı. Bugün de Kırım’da Zera Bekirova’nın editörlüğünü yaptığı Nenkecan dergisi çıkmaktadır. Bu dergi Alem-i Nisvan’ın devamı olarak çıkmaktadır.”

İSTANBUL’DA KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ’NÜN 71. YILI ANMA PROGRAMI
Sempozyumdaki tebliğ sunumlarının ardından Kırım Tatarları sürgününün 71. yılı anısına düzenlenen özel programa geçildi. Haliç Kongre Merkezi’ndeki anma programda Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlı (YTB), İstanbul Üniversitesi, Dünya Kırım sürgünün tarihçesi ve bıraktığı izler ele alındı. Program, Kırım sürgününde şehit olanlar için saygı duruşu ve Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Dersaadet Kültür Platformu Genel Başkanı Mehmet Kamil Berse, Kırım sürgününün bıraktığı derin izlerin yıllar geçse de kapanmayacağını söyledi. Kırım’da yaşananların sürgün olmadığını belirten Berse, “Her ne kadar sürgün kelimesi kullanılsa bile bunun sürgün olmadığı bir gerçek. Ruslar tarafından yapılan soykırım ve sonrasında ortaya çıkan manzara yıllar geçse de kapanmayacaktır. Yapılan soykırımın envanterlerinin yabancı dillere çevrilerek sesimizin daha çok kişiye ulaştırılması bizim için önemli. YTB tarafından yapılan çalışmalar yaşanan trajediyi gözler önüne serdi” dedi. YTB Başkanı Kudret Bülbül de yapılan çalışmalar sonrası önemli belgelere, dokümanlara ulaştıklarını ve yapılan çalışmaların birer arşiv niteliği taşıdığını aktardı. Hazırlanan “1944 Kırım Tatar Sürgünü Sözlü Tarih Çalışması” ve “Kırım Tatar Tarihi Eserleri Envanteri Projesi” kapsamında son tanıklarla görüşüldüğünü kaydeden Bülbül, “430 bin Kırım Tatarı’nın maruz kaldığı 1944 sürgününün son tanıklarının yer aldığı çalışmada, 246 kişiyle mülakatlar yapıldı. Bu mülakatlar, tarihçiler, bilim adamları, belgesel ve program yapımcılarının önemli derecede istifade edebileceği bir arşiv niteliği taşıyor” diye konuştu.

İlgili Haberler

Genel
18 Nisan 2024
AKOM’dan kritik uyarı! İstanbul dahil 16 ilde…

İstanbul ve batı bölgeleri için şiddetli yağış ve fırtına uyarısı! İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), İstanbul başta olmak üzere yurdun batı bölgelerinde beklenen şiddetli gök gürültülü sağanaklar ve sıcaklık düşüşleri konusunda vatandaşları uyardı. Kıyı Ege ve Batı Karadeniz bölgelerinde de etkili olacak yağışlar için hazırlıklı olunması gerektiği belirtildi. İSTANBUL’DA BEKLENEN HAVA DURUMU AKOM, […]

Genel
17 Nisan 2024
Bu ikili çok güçlü! Sarımsak Limon karışımı her derde deva

Damar sağlığından romatizma ağrılarına, doğal bir çözüm olan sarımsak ve limon kürü, sağlık sorunlarınıza karşı güçlü bir destek sağlıyor. Sarımsak ve limon, tek başlarına harikalar yaratan iki doğal besin. Bu iki güçlü malzeme birleşince, sağlık üzerindeki faydaları ikiye katlanıyor. DOĞAL DAMAR AÇICI OLARAK LİMON VE SARIMSAK: Dolaşım sistemini destekleyen ve damar sağlığı üzerinde olumlu etkiler […]

Genel
16 Nisan 2024
Suyun içine birkaç damla aseton damlatın! Öyle bir işe yarıyor ki

Yer silme suyuna birkaç damla aseton eklenince, parkeler gıcır gıcır oluyor. Ev temizliğine devrim yaratacak o yöntem bulundu. Ev temizliğinde yeni bir yöntem keşfedildi! Aseton, genellikle tırnaklardaki ojeyi çıkarmak için kullanılan bir madde olarak bilinse de, parkeleri temizlemede de etkili olabiliyor. İşte bu kullanımın detayları… Aseton, asidik yapısı ile bilinen bir kimyasal madde. Tırnaklardan oje […]

Genel
16 Nisan 2024
Adana’da Sıcaklık Rekoru: Termometreler 39 Dereceyi Gördü!

Adana’da Nisan ayında termometreler 39 dereceyi göstererek sıcaklık rekoru kırıldı. Uzmanlar, sıcaklığın daha da artacağını ve 42 dereceye ulaşacağını öngörüyor. Adana, Türkiye’de yaşanan küresel ısınma etkilerinin en yoğun hissedildiği şehirlerden biri oldu bu Nisan ayında. Kentte ölçülen 39 derece sıcaklıkla yeni bir rekor kırıldı. Meteoroloji yetkilileri, bu sıcaklık artışının Afrika’dan gelen sıcak hava dalgaları nedeniyle […]