Yönetim ve Kurumsal Gelişim Danışmanı Canan Duman, 31 Ekim 2025 tarihli 2026 Yılı Programı sonrasında gündeme oturan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) hakkında “25 Soruda TES” rehber özetini ve TES rehberi hakkında geniş bir değerlendirme yaptı.

Özetle; özel sektör çalışanlarının ücretlerinden brüt %3 kesinti, işverenin kademeli katkısı ve toplamın %30’u oranında devlet desteği öngörülürken; kanun ve ikincil düzenlemeler henüz yayımlanmadı. Duman; kapsam, kıdem, kısmi çekim ve KOBİ geçişi gibi başlıklarda net/planlanan/tartışılan ayrımını yaparak bilgi kirliliğini gideriyor.

Bu kez geliyor!
Şunu baştan koyalım: Bu artık “konuşulan” bir şey değil, 2026 programına yazılmış bir şey. Yani geliyor. 2026’da özel sektör çalışanlarının maaşlarından brüt üzerinden %3 kesilecek; işveren de kademeli olarak katkı yapacak, devlet de bu toplamın %30’u kadar destek verecek. Böylece SGK emekliliğinin yanına zorunlu ikinci basamak konmuş olacak. Adı da TES olacak.
Ama aynı cümlede şunu da dürüstçe söylemek zorundayım:
Bu ayrımı yapmazsak doğru bilgilendirmiş olmayız. Aşağıdaki cevaplar Eylül 2025 tarihli OVP ve 31 Ekim 2025 tarihli 2026 Yılı Programı esas alınarak hazırlanmıştır. (31 Ekim 2025 tarihli 2026 Yılı Programı yayımlandı; ancak TES’e ilişkin kanun ve ikincil düzenlemeler henüz yayımlanmadı.) Kanun ve ikincil mevzuat yayımlandığında bu metin güncellenecektir.
25 SORUDA TES
Evet, geçecekler. Şu anda işyerleri üzerinden OKS’de olanlar, sistem devreye girdiğinde otomatik olarak TES’e aktarılacak. Mevcut OKS/BES birikimleri yanmayacak; TES için ayrı bir hesap açılacak. “Benim param eski sistemdeydi, kaybolur mu?” sorusunun cevabı net: Hayır. Bu, OVP’nin açık hükmüyle uyumlu. Dikkat: TES yürürlüğe girdikten sonra “ben vazgeçtim, caymak istiyorum” diye toplu çıkış yok. Çünkü ikinci basamaklar böyle çalışır. “Ben çıkacağım” diyenlerin bunu 2026 fiilen başlamadan önce yapması gerekecek.
Bugünkü resmî çizgi şu: SGK’lı özel sektör çalışanları için TES zorunlu olacak. Kamu personeli ilk aşamada kapsam dışında. Bağ-Kur’lular ve çalışmayanlar da aynı şekilde. Programda “kamu için ayrıca düzenleme yapılacak” notu var ama tarih yok. Yani bugün bir belediyede çalışan, bir bakanlıkta memur olan veya sözleşmeli kamu personeli bu yazıyı okuyup “hemen benden de kesecekler” diye korkmasın; ilk dalgada değil.
Basında yer alan ‘tüm çalışanlar’ başlıkları kapsamı geniş yorumlamaktadır; bu metin Resmî Program’daki ifadeyi esas alır. Kamu, BAĞ-KUR ve çalışmayanlar için ‘ayrı düzenleme’ ifadesi var; tarih ve oran yayımlanmadı.
Brütten. 2026 Yıllık Programı’nı haberleştiren tüm kaynaklar kesintinin ücretin brütü üzerinden %3 olacağını yazdı. Aynı haberlerde işveren katkısının da başta %1, sonra kademeli olarak %3’e çıkacağı bilgisi var. Bu iki kalemin toplamına da devlet %30 destek verecek.
Örnekle anlatalım (İK’nın da işine yarar):
Toplam o ay çalışanın hanesine yazılan: 3.120 TL.
Yani çalışan cebinden 1.200 TL çıkarken hesabına üç katına yakın bir rakam yazılıyor. Bu hikâyeyi anlatmak sistemin kabulünü kolaylaştırır.
Not: Program oransal kesintiyi öngörüyor; kesintinin brüt/net uygulanma tekniği uygulama tebliğiyle kesinleşecektir. İşveren katkısı ilk yıl %0,5–1’den başlayacak, sonra %3’e çıkacak” ifadesi tasarımsal bir beklentidir; kesin oran ve takvim kanun/ikincil düzenleme ile belirlenecektir. O yüzden “kademeli olarak %3’e çıkması öngörülüyor” demek en güvenlisi. Başlangıç oranı ve artış takvimi kanun ve ikincil düzenlemeyle netleşecektir.
Evet. TES mantığı “çalışan herkes”i kapsıyor. Bugün SGK’dan emekli olmuş ama bir şirkette maaşlı olarak çalışmaya devam edenlerin maaşlarından da %3 kesinti yapılacak. İşveren onların adına da katkı girecek, devlet de destek verecek. Bu kişiler de TES’te en az 10 yıl kaldıktan ve yaş sınırını (kadın 58, erkek 60) yeniden gördükten sonra ikinci bir gelir alabilecekler. Bu gruba özellikle anlatmak lazım çünkü en çok “Ben zaten emekliyim, benden niye kesiliyor?” itirazı buradan gelecek.
OVP ve 2026 Programı ısrarla “2026 içinde” diyor; ekonomi haberciliğinin dili ise “2026’nın ikinci çeyreği / ikinci yarısı” diye yazıyor. 2025 sonundaki gecikme, OKS’nin sisteme dönüştürülmesi ve işveren katkısının bordrolara girmesi için zaman tanınmasından kaynaklandı. Yani 2025’te bekleyenler vardı, 2026’ya ötelendi. Ben yine de “Tarih, uygulama tebliği ve ikincil mevzuatla kesinleşecektir.” diyerek sizi her türlü küçük takvim değişikliğine karşı korumak isterim.
İki sistem yan yana yürüyecek. BES olduğu gibi kalacak, TES için ayrı bir hesap açılacak. BES gönüllü, TES zorunlu olacak. BES’te cayma ve ara çekim var; TES’te genel olarak yok (13. soruda istisnaları anlatacağım).
Bu ayrımı çalışanlara şöyle anlatmak iyi olacaktır:
Olduğu gibi duracak. 2010’da girmişsin, 2025’e kadar çalışmışsın; bu döneme ait kıdemin TES yüzünden geriye doğru azalmaz. TES, ileriye dönük birikimi ve yeni dönemdeki katkıyı düzenliyor. Programın ruhu da bu: “Mevcut haklar korunacak.” İK’cılar bunu çalışanlara böyle söyleyebilir.
Hayır, bugün böyle bir resmî düzenleme yok. Bu rakam kamuoyundaki tartışmalardan, bazı eski taslaklardan ve sendika endişelerinden çıktı. OVP’nin ve 2026 Programı’nın metninde “30’dan 19’a düşürülür” diye bir cümle yok. Dolayısıyla 2025’in sonunda “kıdemini 11 gün fona aktaracaklar” diye yazılanlar ihtimal, mevzuat değil. OVP ve 2026 Programı’nda böyle bir madde yer almamaktadır.
Tek başına hayır. TES’in amacı emeklilikte ikinci basamak yaratmak. Kıdem tazminatının fona devri ise ayrı bir siyasi ve hukuki karar gerektirir. Ama dürüst olmak zorundayız: TES kurulduğunda “madem işveren zaten %3 ödüyor, kıdemin şu kadarını da buraya yönlendirelim” demek daha kolay olur. Bu yüzden ben şirketlere ve çalışan temsilcilerine hep şunu söylüyorum: “2026’da sadece kanunu değil, onun arkasından gelecek ikincil düzenlemeleri de izleyin.” Şu anda “kıdeminiz gitti” diyen yanlış söylüyor; “asla ilişki kurulmaz” diyen de fazla iyimser. Orta yerde durmak en doğrusu.
Olduğu gibi duruyor. Çalışan bugün ayrılsa alacağı tutarı TES yüzünden kaybetmeyecek. Bu, hem haberlerin diline böyle yansıdı hem de resmî taraf “mevcut haklar korunacak” cümlesini özellikle kurdu. Şirketler bu cümleyi gönül rahatlığıyla kullanabilir.
Bugünkü tasarımda hayır. TES sabit oranlı, zorunlu bir sistem olarak kurgulanıyor. Daha fazla biriktirmek isteyen gönüllü BES’te katkısını artıracak. Bunun iki nedeni var: 1. Bordrolar sade kalsın. 2. Devlet bütçe projeksiyonunu şaşırtmadan ilerlesin. O yüzden zorunlu kesinti %3 olacak, bunun üstüne çıkmak TES içinde mümkün değil; fazlası için BES’e devam edebilirsiniz.
Önceki programlarda sadece “kurulacak” denmişti; takvim yoktu, oran yoktu, işveren yoktu.
2026–2028 OVP ve 2026 Programı ise:
Aşağıdaki istisnalar henüz yayımlanmış bir ikincil düzenleme değildir, programı ve 2025 sonu açıklamalarını yorumlayarak yazıyorum.
Asıl kural çok net: 10 yıl sistemde kal + yaşını doldur (kadın 58, erkek 60) emeklilik gelirini al. Bundan aşağısı yok. Bu yüzden gazeteler “emekli olana kadar çıkış yok” diye başlık attı. Ama 2025 sonu haberlerinde şu ifade de yer aldı: Şu anda Resmî Gazete’de yayımlanmış bir kısmi çekiş tebliği yok; aşağıdaki haller 2025 sonunda paylaşılan model anlatımlarına dayanmaktadır. BES’te 2026 Programı’yla açılan alanlar TES’te birebir uygulanacak diye okunmamalıdır.
Bu sosyal durumlar hemen hemen tüm kaynaklarda aynı söylendi: evlilik, ilk konut alımı, uzun süreli işsizlik / gelir kaybı ve ağır hastalık / maluliyet. Bu durumlarda birikimin %10–20’si aralığında kısmi çekişten söz ediliyor. Burada dikkat edilmesi gereken 4 nokta var:
Dolayısıyla genel kural: TES’te para sistemde kalır. İstisna: Evlilik, ilk konut alımı, uzun süreli işsizlik, ağır hastalık gibi sosyal nedenlerde Hazine’nin çıkaracağı düzenlemeye bağlı olarak kısmi çekim yapılabilecektir. Burada anlatılan kısmi çekim TES içindir; BES’teki kısmi ödeme alanları farklıdır ve karıştırılmamalıdır.
BES’e çok benzer bir yapı geliyor: Katılımcı risk profiline göre fon seçebilecek, fonlar Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda, SEDDK, SPK, EGM gözetim ve denetiminde olacak. Ama bu fonlar sadece bireyin geleceği için değil, ülkenin uzun vadeli tasarrufu için de kullanılmak isteniyor. Yani TES, aynı zamanda sermaye piyasalarına uzun vadeli kaynak sağlayacak. Bu nedenle denetim zinciri bu kadar sıkı yazıldı.
Kısa vadede: Çalışanın net maaşında küçük bir azalma göreceğiz. Çünkü brütten %3 kesiyoruz. Asgari ücrete yakın çalışan için bu fark daha görünür olacak.
Aynı anda: İşveren de o kişi adına ödeme yapıyor. Devlet de %30 destek veriyor. Yani çalışanın cebinden çıkanla hesabına yazılan aynı değil.
Psikolojik taraf: Çalışanlar ilk ay bordrolarında “Neden düştü?” diye soracak. Bu yüzden İK’nın o ay içinde dağıtacağı SSS’de (sıkça sorulan sorular) mutlaka şu üç soruya cevap olmalı:
Yüksek ücretlilerde (örneğin 80.000 TL brüt) kesilen rakam da büyük olacak; burada devlet katkısının üst sınır koyup koymayacağı belirleyici olacak. Şu anda üst sınır açıklanmadı.
Bugün için:
Bu gruplar için “ayrı düzenleme” ifadesi var ama tarih yok. O yüzden “ilk aşamada kapsam dışında” demek en neti.
Evet. Zaten politik iletişim bunun üzerine kurulu: “SGK yetmiyorsa TES’le destekle.” 10 yılını ve yaşını tamamlayanlar, SGK emekliliğinin yanında TES’ten de düzenli bir gelir alabilecek. Bu, özellikle “emekli olup çalışanlar” için ciddi bir artı; çünkü onlar zaten çalışırken de ödemeye devam edecekleri için ikinci basamakları daha dolu olacak.
Hedef %3 (brüt). Yürüyüş ise %0,5–1’den başlayıp birkaç yılda %3’e çıkmak. Böylece işverenin personel maliyeti bir anda artmamış oluyor. Bu katkı da çalışanın bireysel hesabına yazılacak. Burada altını kalın çizeceğimiz boşluk şu: “İşveren katkısının hangi sürede çalışana kesin hak olarak geçeceği ikincil düzenleme ile belirlenecektir.” Yani çalışan 1 yıl sonra ayrılırsa, işverenin o 1 yılda ödediği TES payı tamamen ona mı kalacak, kısmen mi dönecek, yoksa sistemde mi kalacak bunu daha yazmadılar. İK’cıların bilmesi gereken tam da bu.
Devlet, çalışan + işveren katkısının toplamına %30 verecek. Bu, 2024’ten itibaren BES’te gördüğümüz %30’luk devlet katkısı mantığının ikinci basamağa taşınmış hâli.
İki bilinmez var:
Sistem Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda kurulacak; SEDDK, SPK ve Emeklilik Gözetim Merkezi tarafında denetlenecek; her katılımcı için bireysel hesap tutulacak. Yani BES’te olduğu gibi kişi kendi ekranından görebilecek. “Paramı bir yerde eritip sonra gösterecekler mi?” kaygısı bu modelde yersiz.
2025 sonu haberleri şunu yazdı: “Önce büyük ve kayıtlı sektörlerden başlanacak, sonra yaygınlaşacak.” Yani banka, finans, enerji, telekom gibi bordrosu güçlü ve denetlenmesi kolay sektörler önden girebilir; KOBİ tarafı 1–2 çeyrek sonra gelebilir. Bu yüzden şirketlere “2026 başında hangi dalgada olduğunuzu kontrol edin” demek gerekiyor. Bu da “kademeli geçiş”tir.
KOBİ’lerin çoğu bordro ve SGK işlerini dışarıya yaptırıyor ve OKS’de “çıkarım” diyebiliyordu. TES’te öyle bir çıkış yok.
O yüzden:
Bugün masada üç senaryo konuşuluyor, hiçbiri kesin değil:
Şirketler: Bütçe ve bordroyu TES’e göre revize etsin; çalışan iletişimini hazırlasın; kıdem dosyalarını temizlesin; emeklilik şirketiyle entegrasyon planı yapsın.
Çalışanlar: OKS’den çıkmayı düşünüyorsa TES başlamadan önce çıksın; BES’i varsa toplam tasarruf yükünü gözden geçirsin; “Ben emekliyim, benden kesilmez” diye düşünmesin çünkü kesilecek.
İK ve danışmanlar: Hazine, SEDDK ve Çalışma Bakanlığı’ndan gelecek ikincil düzenlemeleri yakından izlesin; çünkü kısmi çekimin listesi, işveren katkısının hak ediş süresi, kamu çalışanlarının takvimi hep o düzenlemelerde yazacak. 2026’nın ilk aylarında bunlar peş peşe gelir.
Bugün net olarak bildiklerimiz şunlar:
Bunlar kesin blok.
Yarın çıkacak olanlar da şunlar:
Yani ben danışman olarak şunu söylüyorum: “Bugün bildiğimizi net söyleyelim, yarın çıkacak olanı da dürüstçe ‘ikincil düzenleme gelecek’ diye bırakalım.”