Milletini, bayrağını, ülkesini, şehrini çok seven biri olarak; dünyaya inandığı partinin, cemaatin, tarikatın penceresinden bakan, başkasının ne düşündüğünü umursamayan, anlamak istemeyen, her şeyi kendi görüşüne, taassubuna göre değerlendiren, yargılayan, hüküm veren ve sorgulamadan itaat edenlere seslenmek istiyorum.
Şahıs; bir partiye, bir lidere, bir hocaya, bir şeyhe bağlanmadan, imanıyla, vatan, millet sevgisiyle yaşayan, olayları gözlemleyerek, okuyarak, analiz ederek, vatan, millet, memleket ve inançları adına değerlendirip, anlamaya çalışan insanlar da olabilir. Bu insanlar ülkenin ve milletin bölünmesinin karşısında senden daha dik, daha kararlı duruyor, seni de koruyor olabilirler.
Şahıs; bir referandum sürecine girdik. Bu süreçten millet olarak nefret, ötekileştirme, kindarlık gibi şeytani ve nefsani duygulara mağlup olmadan çıkarak bizi birbirimize düşürmeye çalışan herkese, bütün düşmanlarımıza, hainlere haddini bildirmeliyiz. Tarafımızı birilerini memnun etmek veya birilerine karşı olmak için değil ülkemiz ve milletimiz için belirlemeliyiz.
Unutmayınız ki; partilere, cemaatlere, tarikatlara, kişilere bel bağlamaktan, insanlardan medet ummaktan ve insanlara teslim olmaktan kurtulduğumuz gün Allah’ın yardımı vatanımıza, milletimize, hepimize yetişecek ve ülkemiz geçirdiği bu sıkıntılı günlerden kurtulacaktır.
İlgili Haberler
Bugün terörsüz Türkiye için önemli bir adım atıldı
Okan Algün, Teknolojinin Geleceği Tehlikede, Yapay Zeka ve Veri Zehirlenmesi
Hüseyin Yücel mi Serdal Adalı mı?
İtina ile Çökertilen Bir Toplumun Siyasi Davası
Irak Türkmen Milletinin Hali; Hal-i pür melalimiz
Saddam Gerçekten Bir Devlet Adamı Mıydı?