SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

“Milli Şehit” Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’i Rahmetle Anıyoruz

Yayınlanma:
ABONE OL
“Milli Şehit” Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’i Rahmetle Anıyoruz

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, 98 yıl önce bugün “Ermeni Kırımı” suçlamasıyla Mustafa Nazım Paşa (Nemrut Mustafa)’nın başkanlığındaki Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesinde idama mahkûm edildi.

Dünya Savaşının başlaması akabinde Ermeniler, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde olduğu gibi Yozgat’ta da Müslümanlara karşı saldırılarını devam ettirdiler. Nitekim Yozgat Bölgesindeki Ermeniler 2 Eylül 1915’te Boğazlayan ilçesine bağlı köyleri ateşe verdiler ve duruma müdahale etmek üzere bölgeye gönderilen jandarma kuvvetlerine ateş açtılar. Bu durum üzerine 30 Mayıs 1915’te alınan Bakanlar Kurulu’nun Tehcir Kararı gereği İç İşleri Bakanlığının talimatı ile jandarmaya ateş açan Ermenilerin 24 saat içinde bölgeden çıkarılarak Suriye istikametine sevk edilmesi emredildi. O tarihte Boğazlıyan Kaymakamı olan Kemal Bey bu emri yerine getirdi.

1918 yılı Haziranında İngiliz ve Ermenilerin baskıları sonucunda dönemin hükümeti Kemal Bey’in görevine son vererek tutuklanmasını sağladı. Kemal Bey, Konya “İstinaf Mahkemesi”nde yargılandı ve sonunda suçsuz olduğu tespit edilerek beraatına karar verildi. Ancak, İngilizlerin ve Ermenilerin ikinci defaki baskısı sonucu tutuklanarak Divan-ı Harpte yargılanmak üzere işgal altındaki İstanbul’a getirildi.

Mondros Mütarekesi’nden sonra, kurulan Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesinin ilk icraatı Yozgat Tehciri yargılamasıdır. Yozgat Tehciri ile ilgili sorgulama evrakları 5 Ocak 1919’da mahkemeye teslim edilerek, Kemal Bey’in ikinci yargılama sürece başladı.

İlk duruşma 5 Şubat 1919 Çarşamba günü Adliye Nezaretindeki Cinayet Mahkemesi Salonunda yapıldı. Aleyhte dinlenen 25 kadar şahidin önemli bir kısmı yalancı şahit olarak ifade verdi ve ifadelerindeki tezat mahkemede açıkça ortaya çıktı.

Mahkeme heyeti aleyhte şahitlik edeceklerin vilayetlerden getirilmelerini sağlarken, lehte ifade verecek olanlar için olumsuz tavır sergiledi.

Savunma şahitlerinin yol paraları sanıklar tarafından karşılanması şartı ile dinlenebilecekleri belirtildi. Bunun üzerine savunma avukatları: “Adalet para ile satın alınamaz. Maznun olanların parası olmayabilir” diyerek tepki gösterdi ve ifadelerinin Yozgat Cinayet Mahkemesinde alınması talep edildi. Fakat Mahkeme heyeti sanıkların lehinde ifade verecek olanlarısuç ortağı” olarak görüp,aleyhlerinde ifade vereceklere “mağdur” gözü ile baktığı için bu haklı talebi dikkate almadı. Savunma avukatlarının birçok noktadaki itirazları ciddiye alınmadığı gibi, sanıklara isnat edilen suçları ret etmek için verdikleri yazılı itirazlar bile suratlarına atılarak, hakarete maruz bırakıldılar.

Savunma avukatlarından sonra söz alan Kemal Bey savunmasını “metin bir ses” ile okudu. Halil Menteşe tarafından kaleme alındığı anlaşılan Kemal Bey’in savunmasında; Ermeni olaylarının tarihi gelişimi verilerek başlandı. Mahkeme heyetinin söz konusu olayları, sadece oluş tarzı ile değil, aynı zamanda meydana geliş sebepleri ve amilleri ile ele alması gerektiğini savundu. Kemal Bey, Ermeni komitelerinin bağımsız bir Ermenistan için çalıştıklarını, Rus Çarlığının maddi ve manevi destekleriyle birçok vilayette, neye mal olursa olsun Türkleri öldürdüklerine dikkat çekti. Bu kadar büyük cinayetler işleyenlerin mahkemesi görülmedikçe, hem insanlığın, hem de İslâmiyetin vicdanı aydınlanmayacaktır dedi.

Osmanlı toplumunun en sakin, hoşgörülü ve hakperver bir unsuru olan Türklerin, bahsedilen zulümlerin müsebbibi olmayacağını vurgulayan Kemal Bey, I. Dünya Savaşı yıllarında ve tehcir esnasında binlerce dindaşının ve ırkdaşının Ermeniler tarafından öldürüldüğünü hatırlattı. Türk unsurunun uğramış olduğu onca zulme rağmen mağlubiyetin ülke aleyhinde meydana getirdiği cereyanı gidermek için, iddia makamının kararı ve basının isteği ile eğer bir siyaset gereği kurbanlar verilmesi gerekiyorsa, kendisinin vatanı için canını vermeye hazır olduğunu belirtti. Daha sonra Kemal Bey, mahkeme reisine hitaben: Ermenilerin yalan söylediklerini, kendisinin adam öldürmediğini, sadece ordunun önünde ve arkasında silahlarını günahsız Müslümanlara çeviren Ermenileri sevk ettiğini, bunu da aldığı emir üzerine yaptığını söyledi. Divan-ı Harb-i Örfî’de Yozgat Tehciri Davası olarak 5 Şubat 1919 tarihinden itibaren başlayan duruşmalar 8 Nisan 1919 tarihinde açıklanan karar ile son buldu.

Mahkemenin kararına göre Kemal Bey idama mahkûm edildi.

9 Nisan 1919 tarihinde Damat Ferit Paşa hükümetinin gönderdiği kararname Padişah tarafından onaylandı. 10 Nisan 1919 tarihinde gereği yerine getirilmek üzere Harbiye Nezaretine gönderildi.

Karar aynı gün Kemal Bey’e bildirildi. Kemal Bey’in idamının infazı için hazırlıklar tamamlanarak kendisi Bayezit meydanına getirildi.

İdam kararı halkta büyük bir heyecan uyandırdı ve büyük bir halk kitlesi Bayezit meydanını doldurdu.

Hüsamettin Ertürk Hatıraları’nda o anda ki manzarayı şöyle anlatır: “Meydanı dolduran insan kalabalığı on binlerin üstünde idi. Saat öğleden sonra beşi geçiyordu. Yollar, meydanlar mahşeri bir kalabalık halinde dolmuştu. Şimdiki üniversitenin önündeki çınarın altında üçayaklı bir darağacı kurulmuştu. Bu idam sehpasının etrafı jandarma ve polis ile koridor altına alınmıştı. Binanın önünde İngiliz ve Fransız askeri kuvvetleri de yer almıştı”.

İnfaz alanında bulunan Kemal Bey’e son sözü soruldu, o da suçsuz olduğu ve çocuklarını millete emanet ettiğini söyledi. Sonrada daha önce kaleme aldığı vasiyetini okudu ve 10 Nisan 1919 Perşembe günü akşam saat 19.30’da Bayezit meydanında idam edildi.

Acele bir biçimde Kemal Bey’in cenazesi Kadıköy’e gönderildi ve 11 Nisan 1919 Cuma günü, Türk Bayrağına sarılarak çok büyük bir kalabalığın katıldığı merasim ile Kadıköy-Söğütlüçeşme’de bulunan Mahmut Baba Türbesi mezarlığında yatan oğlunun yanına gömüldü.

Bir milyon Müslüman’ın Ermeniler tarafından katledilmesi konusunda hiçbir girişimde bulunmayan Damat Ferit Hükümetinin siyasi bir tavır ile verdiği bu cezayı kabullenmeyen halk cenaze merasiminde büyük protesto gösterilerinde bulundu. Cenazeyi “Türklerin Büyük Şehidi Kemal Bey” yazılı çelengi ile karşılayan Tıp Öğrencilerinden başka, Aziz Mahmut Hüdayi Dergâhı temsilcileri ve Kadıköy Mecidiye Dergâhı Şeyhi Münip Bey de merasime katıldı.

Cenaze merasimine katılıp bu kararı haksız bulanlardan sekiz kişi tutuklandı. Tutuklananlardan biri doktor, biri tıbbiye öğrencisi, biri Hariciye memuru, biri imam, biri de Tekke şeyhi idi. Ayrıca Üsküdar mevki kumandanı da cenazeye ancak 20 silahlı er gönderdiği için görevden alındı.

Kemal Bey’in idam edilmesini Türk milleti hiçbir şekilde tasvip etmedi. Ona “milli şehit” unvanını vererek sahip çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi de eşi ve çocuklarına 14 Ekim 1922’de çıkarılan bir kanunla “ Hıdemat-ı Vataniye” tertibinden maaş bağladı.

Milli Şehidimiz Kemal Bey, bugün sizin gibi bu millet ve bu din için canını verenleri rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.

 

 

 

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

  Türk Eğitim-Sen

İstanbul İl Başkanı

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]

Dünyadan
07 Mart 2024
Kazancı, “Kerkük’teki Türkmenleri azınlık durumuna düşüren o imzalar”

Kerkük’teki Türkmenlerin Güneşte Eriyen Dondurma Misali Durumuna Düşürülmesinin Altında yatan imzalar. 03.03.2018 tarihli bu yazı,  2018 yılında Irak’ta gerçekleşecek Parlamento seçiminden tam bir ay önceki tarihi teşkil ediyor. Söz konusu yazıda,  dönemin ITC Başkanı Erşat Salihi ve dönemin ITC başkan yardımcısı Hasan Turan’ın (dönemin ITC yönetiminin bilgisi olmadan) katılımıyla Kürt ve Araplardan oluşan “Kerkük Komisyon”, […]

Dünyadan
25 Şubat 2024
Hicran Kazancı, “Bir Ağacı, Sapı O Ağacın Dalından Yapılan Baltayla Keserler”

12 Mayıs 2018 tarihinde, Irak’ta gerçekleşen parlamento seçimine, Kerkük noktasında Erşat Salihi başkanlığındaki Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Türkmen Cephesi Listesi adı altında seçime katıldı. Listedeki 2.aday, ITC yardımcısı Hasan Turan idi. Netice, Kerkük genelinde 1 milletvekili ITC kazandı. Başka bir ifade ile, Kerkük’teki ITC’nin etkisi tamamen kırıldı ve Kerkük üzerindeki inisiyatifi rakip partilere altın […]

Basında Kartal
17 Şubat 2024
Kartal halkının tercihi kim olacak?

Kartal’da adayların seçmeni etkileyecek en önemli projesi hiç kuşkusuz Kentsel Dönüşüm vaadleri olacaktır. Zira adayların seçmeni ikna edebilecek en etkili proje vaadi, barınma konusunda yapılması gerekenler binaların yenilenmesi yani depreme dayanıklı sağlam binalarda yaşama arzusu olacak. Kartal’ın komşu ilçelere oranla imar ve şehirleşme konusunda geri kalması Kartal halkını hem çok üzüyor, hemde bu seferki yerel […]