SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Anlaşılamamak

Yayınlanma:
ABONE OL
Anlaşılamamak

Kanun Mecliste görüşülmeden önce hem mesleki açıdan hem de bu ülkenin bir vatandaşı olarak hepimizi çok çok yakından ilgilendiren Tam Gün Yasası hakkında görüşlerimi bildirdim.Herkes bilmelidir ki bu kanuna göre hastaların müşteki olduğu hekim grubu yine bir şekilde işini görecek, hekimlerin büyük çoğunluğunu oluşturan mesleğini ahlaki temellere dayandıran hekim grubu da seyredecektir. Bunun suçlusu da bu kanunu bu şekilde çıkaranlar olacaktır.
Geçen hafta TBMM’de, bana kalırsa insanımızı ve ülke gündemimizi olması gerekenden çok daha az meşgul eden,  Tam Gün Yasası gibi önemli bir kanun kabul edildi. Ben de dâhil hemen bütün hekimlerin; yetmiş milyon kişiyi bu kadar yakın ilgilendiren ve sağlıkta yapılan her şeyi derinden etkileyecek olan bir kanuna vatandaşımızın bu derece ilgisizliği karşısında şaşkına döndüğümüzü belirtmek istiyorum. 
Kanun Mecliste görüşülmeden önce hem mesleki açıdan hem de bu ülkenin bir vatandaşı olarak hepimizi çok çok yakından ilgilendiren Tam Gün Yasası hakkında görüşlerimi bildirdim. Fakat ne yazıktır ki çok sayıda meslektaşım tarafından şiddetli tepkilere maruz kaldım.
Hemen hepsinin tepkisi ilgili kanuna destek vermemden kaynaklanan gerginlikti. Bu gerginliğin ana sebebi de performansa dayalı bu kanunun zaten yeterli parayı kazanamayan hastanelerde hiçbir artı fayda sağlamayacağı, hem hasta hem hekim tarafından işleri çok daha zora sokacağı ve birileri tarafından topluma anlatılan maaş artırışlarının gerçeği yansıtmamasıydı.
Herkes bilmelidir ki bu kanun birileri tarafından lanse edildiği gibi hekimlerin maaşını artırma operasyonu değildir. Bu kanun bakanlığın birkaç yıldır zaten uyguladığı performansa dayalı sitemin her hastaneye teşmil edilmesiyle hekimleri daha çok hasta bakmaya, muayenehanelerini kapatmaya zorlayan bir kanundur. Temelde çok haklı ve doğru olan kanun bu uygulama şekliyle hatalıdır.
Bu noktada beni eleştiren ve neredeyse aforoz eden meslektaşlarıma geçen yazımın son paragrafını tekrar okumaları için buraya alıyorum.
Olaya diğer taraftan bakınca da Hükümet ve Sağlık Bakanlığı; bu konudaki ücretlendirmeyi doğru bir biçimde yapmalı, çalışma ortamında insanları birbirine düşürebilecek uygulamalardan kaçınmalı, daha fazla para kazanabilmek adına (performans sisteminde olduğu gibi) hastalara zarar verebilecek fırsatları insanlara vermemeli ve doktorları tehdit eder gibi konuşmalardan ve eylemlerden kaçınmalıdır. Çünkü bu tartışmalar hastaların hekimlere olan güvenini azaltmakta, hekim hasta ilişkisini olumsuz yönde etkilemektedir.
Tam Gün Yasası döner sermayenin artırılması esasına dayanan ve bu şekilde hekim maaşlarını yükselmesini düşünen veya böylesi hayali bir beklenti içinde olan bir kanun görüntüsündedir. Geldiğimiz bu noktada özellikle hiçbir üniversite Diş veya Tıp Fakültesi Hastanesinde böyle bir gelir artışının mümkün olmadığını bunu söyleyenler de çok iyi bilmektedir. Ayrıca; Bir hastanede döner sermaye gelirlerinin nasıl ve şekilde artabileceği de hepimizin malumudur. Bunu da aklı başında hiç kimse isteyemez.
Aslında Tam Gün Yasasına mesleki ve ahlaki olarak sonuna kadar destek veriyorum. Bu konuda yazdıklarımız ve yaptıklarımız ortadadır. Fakat bu şekilde hekimleri bir yarış atı haline sokacak, birbirine düşürecek, üstelik yıllardır uygulanan ve bakanlık tarafından çok net olarak her türlü probleminin bilindiğine emin olduğum performans sistemi ile gelir artırılması planlanan bu yasaya içerik olarak hemen bütün arkadaşlarım gibi ben de olumlu bakamıyorum.
Çünkü bizlere; hem hastaya daha faydalı olalım, eğitimi, öğretimi, araştırmayı yapacak zamanı daha çok bulalım diye tam gün çalış denecek hem de muayenehaneden kazanamadığın parayı telafi etmek için hastayı ve hastaneyi istediğin gibi kullan ve para kazanmak için ne yaparsan yap denecek.
Herkes bilmelidir ki bu kanuna göre hastaların müşteki olduğu hekim grubu yine bir şekilde işini görecek, hekimlerin büyük çoğunluğunu oluşturan mesleğini ahlaki temellere dayandıran hekim grubu da seyredecektir. Bunun suçlusu da bu kanunu bu şekilde çıkaranlar olacaktır.
Bakınız ortada çok net bir gerçek vardır doktorların performansa dayalı para kazanma sistemi hem hastalara hem de devlete çok önemli zararlar vermiştir ve vermektedir. Ben burada bu konudaki inanılması güç rakamları ve yapılanları yazmaya kendimi vazifeli addetmiyorum. Ama para kazanma hırsının insanların gözünü kör ettiği bir dünyada insan sağlığı kişilerin insafına bırakılacak kadar önemsiz değildir. Sağlık Bakanlığı da bu konuda problemi iyice artıracak yapılanmalara gitmek yerine daha önce uygulamaya koyduğu sistemi gözden geçirmelidir.
Sağlıkta performans ile çözüm arayanlar ve başarılarını sayılarla hesap edenler unutmamalıdır ki; Kalite ahlaki bir meseledir ve başarıya, mükemmele götüren yol kantiteden değil kaliteden geçmektedir.
Sayın Başbakan, Sayın Bakan da çok iyi bilmektedir ki sağlıkta çözümü günde 150 – 200 hasta muayene eden hekimler değil, mümkün olduğunca çok sayıda hastaya şifa sağlayan, iyi niyetli, hastayı paradan önemli gören hekimler getirir.
Kısaca ne kadar çok hasta o kadar çok para sistemi ne ahlaka ne de bilimsel gerçeklere uyar. Çünkü herkes bilir ki günde 25 hastanın üzerinde hasta muayene eden hiçbir hekim verimli olamaz.
Sonuç; Hekimlerin oturup başkalarının sırtından maaş almasını engelleyecek mantıklı düzenlemelere evet fakat çok sayıda hasta muayene et de nasıl edersen et diyen bu şekil bir performans sistemine hayır. Çünkü bu sistem hastalara, devlete ve mesleğini namusuyla yapan hekimlere zarar vermektedir.

author avatar
Ahmet Berhan Yılmaz

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]