Cumhuriyet Bayramı,
Kurban Bayramı,
Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı,
Gençlik ve Spor Bayramı,
Ramazan bayramı,
Zafer Bayramı…
Millet olmak için,
Dilin aynı olacak,
Dinin aynı olacak,
Vatanın aynı olacak,
Bayrağın aynı olacak,
Bayramın aynı olacak,
Tarihin aynı olacak,
Kültürün aynı olacak,
Geleneğin, göreneğin, tören, örfün aynı olacak,
Bir olacaksın, bir arada olacaksın ki millet olasın.
Ama sen bayramları önemsiz ve hatta gereksiz görürsen,
Bir gün milli ve yerli otomobilin marşına basınca anlarsın,
Milliliğin ve yerliliğin arabanın motorunda, kaportasında değil,
İnsanların kalbinde, beyninde, hayatında olması gerektiğini.
Bir gün anlarsın senin bugün kıymet vermediğin değerlerin,
Bu milleti, bu vatanı, bu bayrağı ayakta tuttuğunu.
Sözün özü; yırtık ayakkabıyla okula giden, itfaiyede geçici işçi olarak çalışan bir Türk evladının cumhurbaşkanı olabilmesinin, ülkeyi yönetebilmesinin yolunu açan demokratik cumhuriyetimiz ve Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Ve 30 Ekim 1923 sabahı Atatürk, Türk Milletinin durumunu anlattığı mektupta, İsmet İnönü’ye diyor ki; “Bundan sonra daha hızlı yürümek zorundayız. Bunun için gerekli metodu, yolu hep birlikte arayıp bulacağız. Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği kutsal bir görev bu. Bu büyük görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun!”
İlgili Haberler