Yerel seçimde; kim plajımı geri verirse oyum ona, desem ne olur?
Deniz, göl ya da akarsu kıyısında, deniz, güneş ve kum banyosu için düzenlenmiş, kumluk alana plaj denir. Bundan 40 sene önce Pendik, Kartal ve Tuzla’nın hemen her noktasından denize giren Pendikliler; bugün denize giremiyor.
Sebep, deniz kıyısı boyunca uzanan sahil yolu, plajları yok etti. Deniz kıyısı kayalık, kayaların önü balcık, deniz derin, kum yok, duş yok, soyunma kabini yok.
Kadıköy’ü, Tuzla’ya bağlayan 6 şeritli sahil yolu yapıldı. Trafik bir nebze olsun rahatladı, peki ya deniz? Denize, ne oldu? Denizin içinde doğan deniz çocukları, şimdi nerede denize girecek? Nerede yüzecek? Pendik’in hemen her noktasından denize giren Pendikli şimdi ne yapacak? Veteriner Plajı, Kızılay Kampı, Palmiye Plajı, Madalyon Plajı şimdi nerede? Küçük kayalıklar, Kayalıklar, Avcılar kulübü, Merdivenler, Güzelyalı, Kurt kiremit ya da Pavli adamızdan denize girebiliyor muyuz? Hayır.
Kartal’ın Halk Plajı, Belediye Plajı, Nizam Plajı, Kum Plajı, Hava ve Karacıların askeri plajları ya da Tekel Plajı nerede? Üzülerek söyleyelim ki bugün ne kıyımız, ne plajımız var.
Kimse “Yoksa yok. Bize ne?” Hatta denize giren üç beş kişi, onlarda girmesinler” demesin. Deniz senin değil, Allah’ın bana sunduğu bir nimettir. Biz, denizde doğduk, deniz de büyüdük.
İngilizler, Ruslar, Almanlar; denize girmek için onca masraf yapıp, yol teperek sahillerimizi doldurmuyorlar mı? Yurdun dört bir yanındaki insanlar, denize girmek için Aydın’a, Muğla’ya, Balıkesir’e, Antalya’ya gitmiyorlar mı?
Denize girmek keyif olduğu kadar, bir ihtiyaçtır. İnsanlar; serinlemek, spor yapmak, güneşlenmek, eğlenmek ve sağlık için denize girerler.
Deniz suyunda milyonlarca bakteri ve mineral, güneşte D vitamini vardır. Deniz başımızdaki saç dibinden ayak parmaklarımıza kadar tüm vücudumuzu tepeden tırnağa yıkar, temizler ve dezenfekte eder. Yüzerek, kas ve iskelet sistemimizi geliştiririz.
Bu su ile deri üzerindeki küçük yaralar, kesikler, sivilceler ve akneler iyileşir. Egzama, sedef, mantar gibi hastalıklar şifa bulur. Güneşten aldığımız D vitamini bizi hastalıklardan ve kemik erimesinden korur.
Plansız yapılaşma bizim suçumuz değil, deniz ise bizim, her Pendiklinin her Kartallının Antalya’ya gidecek parası ve vakti yok. Olsa da Antalya ‘ya gitmek zorunda değil. Dört tarafı deniz ile çevrili, deniz ile içe yaşayan 15 milyonluk İstanbullu Antalya’ya niye gitsin? Siz Otobüs şirketlerine, petrol istasyonlarına ya da otellere ortak mısınız?
Kıt kanaat geçinen Pendikli denize girmek istiyor. Bunun yolu plaj. Plaj içinde sahil boyunca onlarca yer var. Eskişehir’e sunni plaj yapanlar, Konya’ya deniz, Nevşehir’e plaj getireceğini söyleyenleri görüyor ve duyuyoruz.
Denize girmek için Antalya giderken kaza yapıp ölenler bizim canımız, yaralılar bizim yaralılarımızdır. Yolda geçen zaman, harcanan emek ve para bizim paramızdır. Sözün özü oy vermeye bir kaç gün var, bugün söylüyorum. Kim plaj yaparsa oyum ona.
Ne diyor yüce dinimiz: “En hayırlınız, insanlığa en hayırlı olandır.”
İlgili Haberler
Emeklilikte Tarihe Takılanlar Derneği Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret etti
Saddam Gerçekten Bir Devlet Adamı Mıydı?
Maltepe’de Cumhuriyet’in 101’inci yılı coşkuyla kutlandı
Kartal Belediyesi’nde Grev Pankartı Asıldı Grev Resmen Başladı
Tuzla’da Cumhuriyet Bayramı kutlamaları coşkuyla gerçekleştirildi
Kayıp Etmeye Mahkûm Olan Tutarsız Türkmen Politikası