İstanbul’un fabrikalar bölgesi olduğu dönemlerde binlerce çalışanı olan Tekel Sigara Fabrikasının yerinde, bugün binlerce öğrencinin eğitim gördüğü uluslar arası bir üniversite yer alıyor.
Kartal sahilinde, 410 dönümlük geniş ve yemyeşil bir arazi üzerinde konumlanan İstanbul Şehir Üniversitesi’ninDragos Kampüs’ü, yepyeni sınıf ve laboratuvarları, zengin kütüphanesi, yurtları, spor tesisleri, kafeterya ve restoranları, alternatif sosyalleşme ve çalışma alanlarıyla, sahilde yürümek, bisiklete binmek, çam ağaçlarının gölgesinde kitap okumak, ister kütüphanede ister açık havada ders çalışmak gibi öğrenciler için mükemmel bir ortam haline gelmiş…
Sigara üretilen fabrikanın tütün depoları olarak kullanılan binaların mevcut hali korunarak çok modern zengin bir kütüphaneye dönüştürülmüş.
Üniversite faaliyete geçtiğinden bugüne kadar ağaçları ve yeşili koruyarak yürütülen çevre düzenlemesi, fabrika dönemine ait binalarda mevcut halleri korunarak yapılan tadilatlar, eğitim öğretim hakkında genel bilgileri, bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere bilgi veren Rektör Prof. Dr. Peyami ÇELİKCAN ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Coşkun ÇAKIR, Şehir Üniversitesi’nin uluslararası standartlarda bir araştırma üniversitesi olduğunu belirttiler.
Rektör Prof. Dr. Peyami Çelikcan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Coşkun Çakır, Genel Sekreter Akif Demirci, Halkla İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Başar’ın katıldığı kahvaltıda, Rektör Prof. Dr. Peyami Çelikcan Üniversite hakkında detaylı bilgi verdi. Görüş alışverişinde bulunuldu. Kahvaltının ardından, gazetecilere kampüs gezdirilerek bilgiler verildi.
Pekcan; “ İstanbul Şehir Üniversitesi iyiyi, doğruyu, güzeli arayanların; insanı, toplumu, doğayı anlamaya çalışanların ve bu arayış ve anlayışın ürünü olan bilgileri tüm insanlıkla paylaşmak isteyenlerin bir araya geldiği uluslararası standartlarda bir araştırma üniversitesidir.
Bizler İstanbul Şehir Üniversitesi mensupları olarak misyonumuzu aramak,anlamakve paylaşmak olarak tanımlıyoruz. Misyonumuzu tamamlayıcı değerlerimiz içinde özgüven, özgürlük ve özgünlük önemli bir yer tutuyor. Sorumlu, üretken, katılımcı ve evrensel olmaya da öncelik veriyoruz.
İstanbul Şehir Üniversitesi uluslararası bir üniversite kimliğiyle
dünyanın 70 ayrı ülkesinden yüzlerce uluslararası öğrenciye sahip. Bu
nedenle, İstanbul Şehir Üniversitesi’nde öğrenci olmak uluslararası bir
topluluğun parçası olmak ve uluslararası bir vizyona sahip olmak demek.
İstanbul Şehir Üniversitesi öğrencisi olmak güçlü bir akademik kadroyla
ülkemizin en gelişmiş kampüslerinden biri olmaya aday olan Dragos Kampüsünde
birlikte yaşamak demek.
Biz kampüsümüzde öğrencilerimize sadece uluslararası standartlarda bir eğitim
vaad etmiyoruz. Dragos sahil yolunda denizin mavisi, ağacın yeşiliyle
kuşatılmış bir kampüs içinde sağlıklı ve kaliteli bir yaşam da vaad ediyoruz.
İstanbul Şehir Üniversitesi Dragos Kampüsü “sosyal üniversite,
sosyal kampüs” yaklaşımıyla inşa edildi. İçinde varolduğu topluma
kapılarını açan, kampüs sınırları içine kapanmayan, toplumun her kesimiyle
güçlü bir diyalog kurmayı amaç edinen bu yaklaşım ile öğrencilerimizi sosyal
sorumlu bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Köklü geçmişi ile 1986 yılından bu yana eğitim ve düşünce hayatına katkı sağlayan Bilim ve Sanat Vakfı tarafından kurulan İstanbul Şehir Üniversitesi, öğrencilerine İstanbul’un Anadolu Yakası’nda uluslararası bir kampüs ortamı sunuyor. İstanbul Kartal Sahilindeki Dragos Kampüs’te; 6000’e yakın öğrencisi, 2500’e yakın mezunu, 83 ülkeden 1000 civarında uluslararası öğrencisiyle önemli akademik başarılara imza atan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin Mütevelli Heyet Başkanlığını, Prof. Dr. Ömer Dinçer yürütüyor. Mütevelli Heyet’inde Nobel Ödüllü bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ve LC Waikiki CEO’su Vahap Küçük gibi akademi ve iş dünyasının duayen isimlerinin yer aldığı İstanbul Şehir Üniversitesi toplam 7 fakülte, 3 enstitü ve 1 meslek yüksekokulu ile sunduğu nitelikli eğitimin yanı sıra, her ihtiyacı karşılayan sosyal olanaklarıyla da ön plana çıkıyor.
Öğretim üyelerinin büyük bölümü, doktoralarını ABD ve Avrupa’daki en iyi üniversitelerde tamamlamış ve yurt dışındaki üniversitelerde görev yapmış akademisyenlerden oluşan İstanbul Şehir Üniversitesi, bu anlamda tersine beyin göçünü destekliyor. Akademik kadrosunda 297 akademisyen bulunan Üniversite, akademisyenlerin verdikleri özenli eğitime ek olarak ürettikleri projelerle de yarının Türkiye’sine katkıda bulunuyor.
Üniversitelerin eğitim kalitesinin en önemli göstergesinin “mezun başarıları” olduğuna inanan İstanbul Şehir Üniversitesi, öğrencilerinin başarılarıyla da bu vizyonunu destekliyor. Bunların başında ise Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) ve Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) geliyor. ÖSYM tarafından açıklanan 2016 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yer alan bilgilere göre, İstanbul Şehir Üniversitesi mezunları, KPSS-2 sınavına girdikleri sekiz programda da en başarılı üniversiteler arasında yer aldı.Ulusal ve uluslararası arenada kazandığı çeşitli ödül ve derecelerle de Türkiye’nin öncü araştırma üniversitelerinden biri olan İstanbul Şehir Üniversitesi, Bloomberg Businessweek Türkiye
Dergisi’nin “En Gözde Üniversiteler 2018” araştırmasında ise “En Hızlı Yükseliş Gösteren Üniversite” olarak gösterildi.
Türkiye’nin en büyük ve yeşil kampüslerinden biri olan Dragos Kampüs; yepyeni sınıf ve laboratuvarları, zengin kütüphanesi, yüksek kapasiteli yurtları, spor tesisleri, farklı seçenekler sunan kafeterya, restoran ve çalışma alanları ile ihtiyaç duyulan tüm olanaklara sahip. Türkiye’nin bisiklet altyapısı düşünülerek inşa edilen ilk ve tek kampüsü olan DragosKampüs’te, doğal ortamı korumak ve karbon salınımını minimuma indirmek için hem öğrenciler hem de akademik kadro nezdinde bisiklet kullanımı teşvik ediliyor. İstanbul’un en uzun bisiklet yolunun ortasında yer alan ve bu yollarla entegrasyonu da sağlanan Dragos Kampüs’ten bisikletle, Kadıköy’e kadar ulaşım sağlanabiliyor.
Tekel dönemi ne ilişkin sözlü bir tarih çalışması yürüttüklerine söyleyen Prof. Dr. Çelikcan “Burada da benzer fonksiyonları yerine getireceğiz. Şuanda Tekel dönemine ilişkin olarak bir sözlü tarih çalışması yürütüyoruz. Burayla temas eden, burada yaşamış insanlarla bir sözlü tarih çalışması gerçekleştiriyoruz ve bu endüstri mirasının da geçmişini korumak, hatıralarını yaşatmak ve ileride araştırmacılara da bir kaynak oluşturmak açısında önemli olduğunu düşünüyoruz. Tekel dönemindeki malzemeleri koruma altına alabildik. Çünkü biz gelmeden bir kısmı tarumar edilmişti”
Olabildiğince her şeyi korumaya çalıştıklarını, çevreye hiçbir zarar vermediklerini söyleyen Rektör Çelikcan, “Koruyabildiğimiz kadarıyla buraya geçen sene Tekel döneminin izini yansıtan ‘İZ’ sergisi açtık. Bunlarla bir müze açmayı planlıyoruz. Buradaki endüstri mirasını, doğal mirası tamamıyla koruyacak şekilde bir yapılanma yaptık. Hiçbir yeri orijinalinden daha yüksek bir halde tasarlamadık, yapmadık. Eski ve yeni fotoğrafları karşılaştırdığınız zaman mimari tarzının bile aynı şekilde devam ettiğini göreceksiniz. Bu fabrika binasını bu halde yapmak hiç kolay olmadı. Öğrenci merkezi yaptık burasını. Öğrenci kulüpleri, kafeteryalar, spor merkezi gibi öğrenciye hizmet veren birimlerimiz hepsi bu binada konumlandı. Kütüphane binamız bir puro fabrikası ve deposuydu, orayı da mimarlar tasarladı ve şuanda öğrencilerin verimli çalıştığı mekana dönüştü. Olabildiğince her şeyi korumaya çalıştık. Doğal çevreye hiçbir zarar vermedik.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi özel arşivler bakımından en zengin kütüphane. Çünkü Türkiye’de ve dünyada tanınan pek çok araştırmacı ın özel arşivi bizim kütüphanemizde bulunuyor. Bu arşivleri dijitalleştirerek herkese hizmetine sunma gayreti içerisindeyiz.
Bu anlamda Türkiye’de en büyük arşivcisi olan Taha Toros’un arşivi İstanbul Şehir Üniversitesi kampüsünde. Çok önemli bir akademisyen ve siyaset adamı olan Fuat Köprülü ‘nün arşivi bizim kütüphanemiz içerisinde. Yakın zamanda kaybettiğimiz üniversitemizin öğretim üyesi olan Şeref Mardin’in özel arşivi bizim kütüphanemiz içerisinde. Yakın zamanlarda kaybettiğimiz mütevelli heyet üyemiz ve bir süre tarih bölümü hocalığını yürüten merhum Kemal Karpat hocamızın göç odaklı özel arşivi İst Şehir Üniversitesi’de. Cüneyt Orhon ve Zeynep Taranç fotoğraf arşivi ki bunlar 19. yüzyıllarda itibaren Anadolu’da cam negatiflere çekilmiş fotoğraflardan da oluşan bir arşivi içeriyor. Hem görsel, hem, belge, hem kaynak olarak çok değerli bir özel arşive sahibiz. Önümüzdeki günlerde yeni katılımlar bunu genişleteceğiz. Kütüphanemiz sadece sahip olduğu kitap koleksiyonu anlamında değil ayrıca bu özel arşiviyle de çok güçlü” dedi.
İlgili Haberler
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
Kartal Belediyesi kreşlerinde “Yes To Science” bilimsel eğitim projesi uygulanıyor
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Montaj Başvuruları Erişime Açıldı!
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı