İstanbul seçimlerinin yenilenmesi sebebiyle Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı cephelerinde nasıl bir seçim stratejisi yürütüldü, hangisi başarılı oldu, neden? Cumhur İttifakı cephesinde hangi hatalar ve eksiklikler yapıldı?
AK Partililerin bugüne kadar kenetlenmiş ruh halini yansıtan heyecanlandıran en kuvvetli birleştirici güç Recep Tayyip Erdoğan profili ve Dombıra seçim müziği oldu.
Yani bu gün AK Partili seçmenin ruh haline bakıldığında bu heyecanın üstüne çıkabilmiş yeni bir şey yok. Dombıra güzel ama nereye kadar, ne demişler, -yeni şeyler söylemek lazım!
İstanbul seçimlerinin hazırlıklarının yaşandığı şu günlerde kast ettiğim o heyecanı Ekrem İmamoğlu yakalamış görünüyor. Bu konuda Ekrem İmamoğlu’nun seçim stratejisini yürüten ekibin başarılı olduğunu belirtmek gerekir. Zira milletin geniş kitlelerine dokunabilen mesajlar verdi ve etkili de olduğunu kabul etmek gerekir. Yani sol siyasetin Millet İttifakının ortak adayı olarak öyle bir seçim stratejisi yürütüldü ki; sağ seçmenlerden bile sempati toplamayı başardı. Yapmacık oldu denilebilir, gerçek dışı eylemler denilebilir
Peki, Ekrem İmamoğlu bu başarıya nasıl – neler yaparak ulaştı?
Birincisi yumuşak bir dil yumuşak güç “Soft power” tarzıyla hareket ediyor,
Sol seçmenden ziyade ( Sol seçmen zaten eldeki kuş) asıl hedef sağ seçmen olmalıydı. Dolayısıyla önemli olan muhafazakâr sağ seçmenin gönlüne dokunuşlar yapacak hamleleri gerçekleştirmekti, onu da gerek camide görüntü vererek, gerek başı örtülü teyzelerle yapılan sohbetlerle, eee birazda Karadeniz şivesiyle Anadolu atmosferini yansıttın mı geniş kitlelerin sempatisini kazanmayı başardığını söylemek lazım.
Yeterli mi, hayır birkaç nokta atışı hamle daha gerekliydi. Mesela sağ kesimin sesini duyduğunda damarlarında ruhunda hissettiği bir şahlanış yaşadığı Mehter enstrümanı var ki oda kullanılmalıydı. Evet Mehter takımı da etkileme dekorlarına dahil edildi, fakat bu Mehter Takımı “Mehter Marşları” değil “Onuncu Yıl Marşı” çalarak seçim çalışmalarında miting sahnesinde yer aldı.
Kalabalık önünde konuşurken ceketi çıkarıp beyaz gömleğin kollarını katlamak, bu tamamen taktiksel bir hareket ama etkileyicidir. Hatırlayınız Cem Uzan’ın Genç Parti siyaset hayatını, Venezüela muhalefet lideri Juan Guaido’yu, aynı hareketler, belli ki strateji ajansı aynı merkez kaynaklı.
Biraz da mağdur pozisyonları olmalıydı, o roller de gerçekleşti. Bir siyasi profili sahaya sürecek seçim stratejisi çok detaylarıyla düşünülmüş, hayata geçirilmiş ve önemli oranda başarı elde edildi.
Şimdi gelelim Cumhur İttifakına;
Cumhur İttifakının Adayı Binali Yıldırım, geçmişi başarılı, devlet tecrübesine sahip, donanımlı mütevazi, esprili kişiliğiyle çok sevilen bir isim. Ulaştırma Bakanı olarak ulaşım konusunda adını tarihe altın harflerle yazdıran Yıldırım, Başbakanlık, TBMM Başkanlığı gibi görevleri layıkıyla yapmış yani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için mükemmel bir isim. Sadece ismi bile tercih sebebidir.
Fakat seçim yarışı konusunda seçmenlerin oy verirken hafızasında kalan en etkili şey ne ise sandığa da yansımaktadır. 31 Mart 2019 seçimlerinde sandıklarda veya sayım tutanaklarında yapılan usulsüzlükler görmezden gelinemez o işin ayrı bir boyutu, lakin toplumu etkileme bakımından Cumhur İttifakının gözden kaçırdığı bazı önemli hususlar varki, bunlar üzerinde çok organize bir ekip ruhu ile çalışması gerekiyor.
Biraz açalım, yazının başına dönelim Cumhur İttifakına heyecan lazım, aksiyon lazım dedik. Cumhur İttifakı tanıtım medya konusunda sınıfta kalmıştır. Hatırlayalım 31 Mart seçim dönemini hafızamızda kalan şöyle çok etkilendiğimiz unutamadığımız ne var, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dombıra! Başka bir şey gelmiyor aklımıza.
Şimdi kabul edelim ki, Millet İttifakı cephesinde Ekrem İmamoğlu bir ekol oldu. Her yaptığı eylem ve konuşmaları dikkatle takip ediliyor.
Peki Cumhur İttifakı cephesinde durum nasıl, seçim çalışmaları hangi argümanlar üzerine kuruldu? Akılda kalan tek argüman; Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dombıra!
Peki yeterli olur mu, elbette yeni hamleler gereklidir. Birde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İstanbul seçimlerinde çok yormamak gerekir. Zira İBB Adayı Binali Yıldırım ismi seçmenin onayını almış bir isim ama asıl eksik olan yani seçim çalışmalarında seçmene, teşkilatlara heyecan katacak bir oluşuma bir harekete ihtiyaç vardı, bunun adı “İstanbul Hareketi” olabilir.
Henüz ete kemiğe büründü mü, nasıl bir çalışma programı yürütülüyor, teşkilatlarla uyumu nasıl Cumhur İttifakının yanı sıra farklı kesimlerinde dikkatini çekecek bir etkileşim yapabilecek mi belli değil. Ama çok ivedi olarak böyle heyecanlı ve kapsamlı bir ekip çalışmasına ihtiyaç var, derhal harekete geçirilmelidir.
Yani İstanbul teşkilatlarını heyecanlandıracak bir uç beyi, operasyonel bir teşkilat lideri, bir abi ve onun liderliğinde yürüyecek bir İstanbul Hareketi… Birkaç gündür sosyal medyadan başlayarak küçük bir heyecan oluşturan ve kısa zamanda büyüyen, bugün sabah namazında Büyük Çamlıca Camiinde buluşarak kıvılcımı çakan İstanbul’u sokak sokak bilen teşkilatların yakından tanıdığı sevip saydığı Metin Külünk’ün bayrağı alma zamanıdır. Şimdi ben kendisini tanıyan biri olarak diyorum ki; Ya Metin Külünk’ten daha iyi birini bulun, Yada Metin Külünk’e yol açınız!
Çünkü mevcut teşkilatlarda heyecan, üretkenlik, kazanma hırsı pozitif enerji yeterince yok veya varsa da sahaya yansımıyor.
Metin Külünk demek İstanbul halkını yaşlısını gencini peşinden sürükleyebilecek dava adamı bir isim demektir. Daha etkili bir isim çıkana kadar en etkili isim budur. Zira, İstanbul çok önemli çok…
Toplumu etkileyen en önemli etken doğru haberdir, afiş pankart değil…
Ulusal Medyadan Yerel medya daha etkili, fakat iktidar bunun farkında değil ve görmekte istemiyor. Oysa iktidara yakın onlarca ulusal televizyon, gazete, radyolar var ama hemen hemen hepsi etkisiz eleman. Yani halkı etkileme konusunda tamamen başarısızlar. Sadece bizim mahallede sokakta (Yani sağ kesim arasında) sohbet etmekten öteye gidemiyorlar. Hele A Haber, Ülke TV, Haber 24 Tv, gibi yayın kurumlarında televizyon programı yapanlar, her gün stüdyoda üç dört aynı görüşten insan bir araya gelip ev sohbeti yaparak neyi amaçlıyorlar acaba? Bunu sorgulayan yokmu? AK Partinin Tanıtım Medya sorumluları bu durumu göremiyorsa, derhal değişiklik buradan başlamalıdır bence. Zira o ulusal ama etkisiz medya kuruluşlarına ayrılan bütçelerle yerel medyayla ve sosyal medyaya ağırlık verilse eminim daha başarılı sonuçlar alınacaktır. Çünkü bir gerçek göz ardı edilmemeli; Bu iktidara yakın görünen ulusal medya da yer alan Ekrem İmamoğlu ile ilgili olumsuz haberler farkında olmadan Cumhur İttifakı aleyhine algı oluşturdu. Yani Binali Yıldırım’dan ziyade Ekrem İmamoğlu’nun reklamı yapılmış oldu.
Ulusal medya stüdyolarında hergün yapılan siyasi dost sohbetleri yerine farklı siyasi görüşlerden temsilcilerin katıldığı tartışma programları yapılsa daha inandırıcı ve etkileyici olur.
Özellikle İstanbul seçiminde yerel medya konusunda etkili yerel medya mensuplarıyla mutlaka yakın temasa geçilmelidir. Bugün gelinen noktada yerel medya ulusal medyadan daha fazla itibar görmektedir. Yeter ki, hassas konular basın yoluyla doğru şekilde halka anlatılabilsin. Yani İstanbul seçimi nasıl bir beka meselesi olabilir.
Bu seçimin önemine patates, soğan fiyatları olarak bakmak değil de, Amerika, İsrail, Almanya, Fransa gibi ülkeler neden çok yakından takip ediyorlar. PKK, YPG neden Cumhur İttifakının kaybetmesini istiyor? 2023 – 2053 – 2071 vizyon projelerinin içeriği daha fazla anlatılmalıdır. Bunları açıkça samimi bir şekilde İstanbul’da yayın yapan yerel basın mensuplarıyla paylaşılmalıdır, izah edilebilmelidir.
Unutulmasın ki, bu seçim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi. İstanbul’un nabzını da ulusal medyadan ziyade yerel yayın yapan gazeteciler tutmaktadırlar. Ulusal medya haber konusunda yerel medyadan beslenir, buda ayrı bir gerçektir. AK Parti yerel medyanın seçimlerde etki gücünü her ne kadar görmek istemese de, bu düşünce asıl gerçeği gizleyemez.
Selametle
İlgili Haberler
Emeklilikte Tarihe Takılanlar Derneği Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret etti
Saddam Gerçekten Bir Devlet Adamı Mıydı?
Maltepe’de Cumhuriyet’in 101’inci yılı coşkuyla kutlandı
Kartal Belediyesi’nde Grev Pankartı Asıldı Grev Resmen Başladı
Tuzla’da Cumhuriyet Bayramı kutlamaları coşkuyla gerçekleştirildi
Kayıp Etmeye Mahkûm Olan Tutarsız Türkmen Politikası