Aşağıda okuyacağınız yazı Cumhuriyet Halk Partisinin bütün kademelerinde görev yaparak TBMM Başkan vekilliğine kadar yükselmiş, sonradan çok sudan bir sebepten partiden ihraç edilmiş, Yılmaz Ateş’in 9 Mart 2018 tarihinde yapılan olağanüstü kurultayda yaptığı konuşmanın sadece bir kısmıdır.
Ne demiş Yılmaz Ateş
“Bir parti, tüzükle, binayla, ön seçimle, çarşaf listeyle iktidara gelmez. Çözüm önerileriyle, halka verdiği güvenle, ideolojisiyle, kendi örgütü ve halktan aldığı güçle partiler iktidar olur. Partiler tutarlı politikalarıyla iktidara gelirler.
2011 seçimlerinden sonra ‘İçerideki milletvekillerimiz serbest bırakılmazsa yemin etmeyeceğiz’ dediniz, bir hafta sonra kürsüye çıkıp yemin ettiniz. 2014 Cumhurbaşkanı adayını partililerden, yetkili organlardan gizleyerek açıkladınız. Parti ve kamuoyu tepkisine “ Gidip tıpış tıpış oy vereceksiniz.” dediniz ama o adayınız, iktidarın değirmenine su taşımaktadır.
AKP’nin getirdiği Anayasa değişikliği önerisine “evet” deyip milletvekili dokunulmazlığını kaldırdınız. HDP’nin 2’si genel başkan olmak üzere 14 milletvekili içeri atıldı sessiz kaldınız. İğne bize batınca ses verdiniz. Ama sesimizi ne duyan, ne de inanan var. Enis’e çok üzülüyoruz ama özgürlüğünden mahrum kalmasından sizin sorumluluğunuz yok mu? Vicdanen rahat mısınız? HDP’yle aynı doğrultuda oy kullanmayalım derken, AKP yargıyı harekete geçirmeyerek şüpheli milletvekillerine aklama olanağı sağladı.
OHAL toplumun her kesimine ayrı uygulanıyor. AKP’li belediye Başkanları görevden alınıyor, haklarında soruşturma açılmıyor. Bizim belediye başkanlarımız görevden alınıyor, haklarında soruşturma açılıyor, yargılanacaklar. HDP’li Belediye başkanlarının tamamına yakını görevden alındı, bir kaçı hariç diğerleri içeri atıldı, yargılanacaklar. AKP ve bizim belediye başkanlarının yerine gelecek başkanı Meclis üyeleri beliyor. Fakat HDP’li belediye başkanlarının yerine hükümet kayyum atıyor. PKK terör örgütü de Feto örgütü, terör örgütü değil midir? AKP belediye başkanlarının bu imtiyazlığını sorgulamayacak mıyız?
Bu parti bazı yanlışları tolere edebilir ama, demokratik laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya and içmiş bir örgüte mensubiyeti gerekçesiyle 10,5 yıl hüküm giymiş bir kişinin CHP genel Başkan danışmanlığı sıfatını kaldıramaz.
Bu tutarsızlıkları, işinize gelmediği zaman uygulamadığınız tüzük giderebilir mi?
,
‘Halkımızın çoğunluğu muhafazakar olduğu için bize oy vermiyor.’ İddiası da gerçekçi değildir. Yerküre üzerinde bir tek Türkiye yaşamıyor. Bakınız Şili bize çok benzer, bizim gibi kanlı darbeler yaşadı, devlet başkanları katledildi. Katolik kilisesi hayatın yaklaşık yüzde 70’sine hakim. 2006’da Sol partinin devlet başkanı adayı kadın, kendi program ve ilkeleri doğrultusunda halka dokunan bir program hazırladı. O tarihte kürtaj ve boşanma yasak olduğu halde, kendi gerçeğini halkından saklamayarak, ‘Ben dulum, kürtaj yaptırdım ve ikinci çocuğumun babasını söylemiyorum.’ dedi. Bazı çevreler linç etmeye kalktı, ama iki dönem devlet başkanı olmasını engelleyemediler.
Bizde partimizin kuruluş felsefesine, ülkemizi aydınlığa, demokrasi ligine çıkaran Atatürk devrimlerine, demokratik laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ilkelerine ve halkımıza güvenmeliyiz. Bir mehdi arayışına lütfen son veriniz. CHP’nin, Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefe ve ilkelerini benimsememiş, kişilerin bırakın Cumhurbaşkanı adaylığını, Atatürk’ün kurduğu bu partinin kayıt defterine adı dahi yazılmamalıdır.” demiştir.
Tabii aslında on seneden bu tarafa Cumhuriyet Halk Partisinde değişen bir şey yok. Eleştirenlerin hepsi Cumhuriyet Halk Partili, partilerini sevdikleri için, daha iyi olması, iktidar alternatifi olması için eleştiriyorlar. Eleştiri demokrasinin temelinde vardır. Eskilerin deyişiyle ‘barika-i hakikat müsademe-i efkardan çıkar.
İlgili Haberler
Saddam Gerçekten Bir Devlet Adamı Mıydı?
Maltepe’de Cumhuriyet’in 101’inci yılı coşkuyla kutlandı
Cumhuriyet’in 101. Yıl Dönümü Kartal’da Bengü konseriyle Coşkuyla Kutlandı
Kartal Belediyesi’nde Grev Pankartı Asıldı Grev Resmen Başladı
Tuzla’da Cumhuriyet Bayramı kutlamaları coşkuyla gerçekleştirildi
Kayıp Etmeye Mahkûm Olan Tutarsız Türkmen Politikası