SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kartal Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

Yeniden Refah Partisi Kartal’dan “İstanbul Sözleşmesi’ne Hayır” dedi

Yayınlanma:
ABONE OL

İstanbul Sözleşmesi’nin iptali için mücadele veren Yeniden Refah Partisi, bu konudaki 25. Etkinliğini Kartal Meydanından ‘İstanbul Sözleşmesi’ne Hayır’ dedi.

Kartal İlçe Başkanı Nadim YAZICI riyasetinde yapılan basın açıklamasına İstanbul İl Başkanı Hüseyin TERZİ, İl Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Ertural, Genel Merkez MKYK Üyesi İsmail KIZILGÖZ ve çok sayıda partililerin yer aldığı heyet açıklama sonrasında Ankara Caddesi esnafına yapılan ziyaret ile Genel Başkan Dr. Fatih ERBAKAN’ın selamlarını ilettiler.

İstanbul İl Başkanı Hüseyin TERZİ, “Öyle görülüyor ki; İstanbul Sözleşmesi’nin iptali Yeniden Refah Partisi iktidarına nasip olacak.

Erbakan hocamızın ferasetinden feyz alınmamış ve neticesinde bu kadar yıl sonra haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Hocamızın ölmeden önce söylediği “toprak ayağımızın altından kayıyor” sözünü anlamlandıramıyorduk Ama bugün görüyoruz ki, dünya siyonizmi bizi böyle sözleşmelerle, dayatmalarla direk neslimizi hedef alan, ailelerimizi hedefleyen ve tüm sosyal yaşamımızı adeta dinamitleyen çalışma içerisindeler.

Hükümete bu konuda sesleniyoruz tık yok. Her konuda neredeyse ayrı düşünen İktidar- Muhalefet her nedense bu konuda ittifak yapmış durumdalar. Onlara buradan son kez sesleniyoruz! Eğer bu sözleşmeyi iptal ettiniz, ettiniz. Ama etmezseniz İnşallah ilk seçimlerde iktidara gelecek olan Yeniden Refah Partisi bu sözleşmeyi yırtıp çöpe atacaktır” dedi.

Basın açıklamasını Kartal İlçe Teşkilat Başkanı İbrahim Akbal okudu.

Akbal, “Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi gerekçesi ile Avrupa konseyi tarafından 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan sözleşme, İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılmıştır.

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 34 Avrupa ülkesi tarafından imza altına alınmıştır ve Türkiye, maalesef sözleşmeye imza atan ilk ülke olarak tarihe geçmiştir

14 Mart 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde, bu kadar önemli bir konu olmasına rağmen konu üzerinde müzakere dahi yapılmadan sadece 26 dakikalık görüşme sonunda mecliste grubu bulunan partilerin oy birliği ile onaylanmış, 2014 yılında 6284 sayılı kanunla yasalaşmıştır.

Sözleşmeye imza atan ülkelerden Birleşik Krallık, Macaristan ve Bulgaristan’ın da aralarında bulunduğu 11 ülke, sözleşmeyi imzalamalarına rağmen geleneksel değerlere aykırılık nedeniyle parlamentolarında onaylamamış yani sözleşmeyi hayata geçirmemişlerdir.

Bir milletin varoluşu kendi kültürel değerlerine sahip çıkmaları ile mümkündür.

Yabancı kültürlerin ithal edilmesini arzulayan, rıza gösteren ya da gözyuman bir millet kendi olmaktan çıkar, asli varlığını kaybeder ve yabancı kültürlerin istilasına maruz kalır.

İstanbul sözleşmesinin 66. maddesine göre GREVIO adıyla taraf devletlerin sözleşmeyi uygulayıp uygulamadığını izleyen Bir izleme mekanizması kurulmuştur.

Yabancıların oluşturduğu komisyonların ülkemizde İstanbul sözleşmesinin tatbik edilmesini takip etmesi için imza vermek alenen bu milletin ruhuna kastetmektir.

Kadın, erkek, Cinsiyet ve namus mefhumlarını kokuşmuş batı medeniyetlerinin ellerine teslim etmek milletimiz için bir intihardır

İnsan erkek ve kadın olarak iki cins yaratılmıştır, insan tabiatının cinsiyet sınırı bundan ibarettir zira neslin devamı erkek ve kadın ile mümkündür.

Bunlar dışındaki suni cinsiyet iddiası, toplumun bozulmasına neslin devamına mani olacaktır.

Bunu değerlerimizle bağdaşmayan, batıdan ithal bir sözleşmeyle kabul etmek; insan neslinin devamına savaş açmaktır.

Sözleşmenin dördüncü maddesinin üçüncü fıkrası, erkek ve kadından müteşekkil iki cinsiyetin dışındaki tüm sapkın eğilimlerin, cinsel kimlik ve cinsel yönelim ifadeleriyle kabul edilmesini sağlamaktadır.

İstanbul Sözleşmesi, insan tabiatına aykırı her sapkınlığın sadece zorla yapılmasına karşıdır karşılıklı rıza ile yapılmasına karşı değildir.

İstanbul sözleşmesine göre şiddet; Psikolojik, ekonomik, fiziki ve cinsel şiddet olarak tanımlanmaktadır.

Psikolojik şiddet tanımlamasına göre, millet kendini oluşturan asli ölçülerin ihlal edilmesine karşı hiçbir tavır takınamayacaktır. Bir kişi bu minvaldeki gerekçelerle eşine ve çocuğuna kızamayacak bunların ıslahı için sözlü veya fiili hiçbir tedbir uygulayamayacaktır

Yani bir ailede ebeveynler, erkek veya kız çocuğunun kültürel değerlere bağlı fertler olması için eğitimlerine terbiyelerine müdahil olması yada gayri ahlaki bir durumunda engel olmak maksadıyla müdahalede bulunması halinde suçlu duruma düşmektedirler.

Eşlerin aile dışı bir birlikteliği durumunda kocanın eşlerden birinin namus hassasiyeti ile mani olmaya kalkışması suçtur psikolojik şiddete girmektedir.

Sözleşmede eşlerin, her türlü aile mefhumuna aykırı durum ve fiillerifütursuzca yapabileceği ve fakat buna karşın hiçbir yaptırımla karşılaşmaması gerektiği dikte edilmektedir.

İstanbul Sözleşmesinin bir neticesi olarak, Babayı kadının beyanıyla evden altı ay uzaklaştıran İstanbul Sözleşmesi; annelik rolünün, kız çocuklarını olumsuz etkileyeceği iddiası ile gençlerin evlenmelerinin, aile kurmalarının önüne geçilmek istendiği açık bir şekilde görülmektedir

Aile bir milletin en temel  yapı taşıdır..
Biz kadim bir kültürün evlatları olarak, elbette kadına şiddetin sonuna kadar karşıyız ve suçluların hak ettiği cezaları alması gerektiğini hep birlikte savunuyor bu konudaki gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini ifade ediyoruz.


Ancak bunun kadını koruma bahanesi ile aile yapımızı bozmaya çalışan ithal kanunlarla değil; kendi kanunlarımızı kendi değerlerimizle aileyi koruyarak yapılması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.

İstanbul Sözleşmesi, anne ve baba rollerinin milletimizin kadim değerlerinden uzaklaşmasına sebep olarak, her türlü aile içi iradesi elinden alınarak her şeye onay vermek mecburiyetinde bırakılan bir baba ve her türlü özgürlüğü eline verilen kadın rolü, bizi biz yapan kültürümüzü, aile yapımızı temelinden sarsmaktadır.

Cenabı Allah Nisa Suresi 35. Ayette; “ Eğer karı-kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Düzeltmek isterlerse Allah aralarını bulur; şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.  “
buyurmakta, karı kocanın arası düzeltmeye teşvik etmektedir.


Fakat İstanbul Sözleşmesi 48. maddede “bu sözleşme kapsamındaki her türlü şiddete ilişkin olarak arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere alternatif çözümü süreçlerini yasaklamak üzere gerekli hukuki tedbirler alınır” maddesi ile bunun önü tıkamaktadır

Yeniden Refah Partisi olarak, İstanbul’umuzun tüm ilçelerinde basın açıklamaları ile imza kampanyaları ile ve hatta fert fert tüm vatandaşlarımıza İstanbul Sözleşmesinin içeriğini ve verdiği zararları anlatarak İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesi için elimizden gelen tüm gayreti göstereceğiz.
Gereken yapılmadığı takdirde de bu menfur sözleşmeyi Yeniden Refah Partisi iktidarında yırtıp atacağız.

Son olarak Aziz milletimizin kadına verdiği değer bellidir

Üzerinde yaşadığı topraklara Anadolu ismini vermiştir.

Peygamber Efendimizin ifadesi ile de “ cennet annelerin ayaklarının altındadır “.

Kadını koruyacak kanunları, kendi kültürel değerlerimizin temelinde en güzel şekilde tesis edebiliriz.

Hükümeti,  İstanbul sözleşmesinin iptalini sağlayarak yerli ve milli medeniyet değerlerimizle örtüşen kanunlarla kadın aile ve neslimizi korumak için gereken yasal düzenlemelerin yapılması ve Bu hayırlı adımların atılması hususunda göreve çağırıyoruz” şeklinde ifade edildi.

İlgili Haberler