SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

DİNİ BÖLENLER

Yayınlanma:
ABONE OL
DİNİ BÖLENLER

Din denince aklına sadece ibadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’an okumak, hadis ezberlemek, din adına duyduğu her şeye inanmak gelen, dini tarikata, cemaate, şeyhe, hocaya, mezhebe, hatta partiye, lidere bağlılık olarak değerlendiren ve Allah tarafından kesinlikle yasaklanmış olmasına rağmen tefrikaya düşenlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Bu sebeplerle, Müslümanların din anlayışı, dine bakışı, dinden anladığı hususlar dünyevi çıkarlara, cehalete, taassuba, bilgisizliğe mağlup olmuş, içinden çıkılmaz bir hale gelmiştir.

Dini hayat; yetersiz dini bilgi, temeli sağlam olmayan inanç ve kulaktan dolma bilgiler sebebiyle Kur’an’ın önceliklerine göre, doğru bilgiler ışığında yaşanmayınca, yanlış başlayan süreç, yanlış devam etmekte, yanlış yanlışı doğurmaktadır.

İnsanlar kendi mizacına, taassubuna, cehaletine, eksikliğine göre konumlandıkları yerden bir sürünün, bir yığının parçası haline geldiği için tek doğrunun, olması gereken tek yaşam alanının kendisinin ki olduğunu sanıyor, buna inanıyor. Kendisini sürü haline getiren her grubu, her kişiyi öve öve bitiremiyor ve sadece kendi alanında yaşayan insanlarla birlikte olduğu için de fanatizmine fanatizm, cehaletine cehalet katıyor.

İnsanın sürüye dâhil olmaması, yığının bir parçası olmaması, cahillikten, taassuptan kurtulup aklını bağımsız olarak kullanabilmesi için çok yönlü okuması, çok çalışması, dürüst, ahlaklı, adaletli olması, temeli sağlam atılmış bir inanca sahip olması, diğerkâm olması, olaylara ve kişilere âlemşümul, cihanşümul, nesnel bakabilmesi, tarafsız ve bağımsız bir kişiliğe sahip olması gerekir.

Kur’an’ın daha doğrusu Allah’ın bizlerden ilk istediği şirke düşmememizdir. Hiç kimseyi, hiçbir şeyi kutsamamak, putlaştırmamak, kula kul olmamak, kullardan beklememek, aklını kullara teslim etmemek, Allah’ın sıfatlarına, özelliklerine, yetkilerine kısaca Allah’a ortak olmak isteyenlere bütün halimizle, tavrımızla, dilimizle hayır dememiz, dur dememizdir.

Allah’ın bizlerden ikincil olarak istediği kulluğumuzu, haddimizi, sınırlarımızı, insani haklarımızı bilmemiz ve buna göre yaşamamızdır. Aslında burada da insanı kula kulluğa ve şirke götüren temel hatalardan uzak durabilmek vardır.

Eğer siz; emeğinizin, hakkınızın, onurunuzun, ahlaklı, dürüst hayatınızın kısaca temek hak ve hürriyetlerinizin önüne, Allah’a rağmen, birilerince konulan hadsiz ve haksız sınırları ideolojileriniz veya yukarıda bahsi geçen tefrikalar sebebiyle kabul ediyor, susuyor, karşı çıkmıyor, bu sınırların çiğnenmesine müsaade ediyorsanız kula kulluğun zemin hazırlayarak, şirke, isyana, küfre adım atmış oluyorsunuz.

Allah’ın uyarılarına rağmen, hak, hukuk, adalet tanımadan insanlar üzerinde hegemonya kurmak isteyen, insanların düşünerek, sorgulayarak, aklını kullanarak özgür bir birey olmasına fırsat vermeyen, insanları kendi dini veya siyasi ideolojisine bağlayarak kendisine kul köle yapmak isteyen gruplar, cemaatler, tarikatlar ve insanlar kendi çıkarları için, Allah’ın tarif ettiği din ve kul profiline karşı gelme pahasına, kendilerine ayrıcalıklı bir sınıf oluşturmaya çalışmaktadırlar.

Allah dini; insanların kula kul olmaması, tefrikaya düşmemesi, bir arada barış ve huzur içinde hak, hukuk ve adalet ilkelerine uygun yaşaması, sorumlu davranması, merhametli, ahlaklı, vicdanlı olması, dayanışmayı, yardımlaşmayı, diğerkâmlığı, sorgulamayı, akıl etmeyi temel alan bir yaşam tarzının hâkim kılınması için göndermiştir.

Unutmayınız ki Allah; Kur’an’ın menfaatlerine uygun emirlerini yerine getirip, diğerlerini gereksiz görüp terk edenleri, gruplara ayrılarak dini parça parça edenleri, Allah’ın ipine yani Kur’an’ı Kerim’e sımsıkı sarılmayanları, emrolunduğu gibi dosdoğru olmayanları gerçekten iman etmiş olarak kabul etmemektedir.

Allah; müşrikler gibi dinlerini paramparça edip, bölünen ve bölük pörçük olduğu halde kendi taraftarı olduğu kişilerle, ideolojiyle böbürlenen, diğerlerini ötekileştiren din bölücülerini müşriklere benzediği ve işlerinin artık kendisine kaldığı noktasında uyarmıştır.

Yüce Allah; bu gibi bölücü insanların Peygamber Efendimiz ile alakalarının kalmadığını, Peygamber Efendimizin onlardan olmadığını söylemiştir.  (Al-i İmran 103-105, Hud 112, En’am 159, Rum 32)

AHMET BERHAN YILMAZ

author avatar
Ahmet Berhan Yılmaz

İlgili Haberler

Genel
09 Nisan 2024
Tatil Fotoğraflarınız: Hırsızlara Davetiye mi, Keyifli Anılar mı?

Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]