Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal harekatı ile birlikte, dünya tarihinin akışını değiştirecek savaşın patlak vermesine yol açtı.
Konuyla alakalı yine, Kerkük doğumlu Irak Türkmen Cephesi’nin Kurucu Üyesi ve halen Yürütme Kurulu Üyesi de olan Dr. Hicran Kazancı’nın kaleme aldığı dikkat çeken yazısına yer vereceğiz.
Kazancı, “Söz konusu savaşın ortaya çıkarttığı kriz, yerküresinde yer alan tüm ülkeleri etkiledi. Dünya ülkelerin kahiri ekseriyeti Ukrayna’yı destekleyip Rusya’ya karşı net tutum sergilerken, bazıları Rusya’nın yanında durmayı ve/veya en azında karşı koymamayı tercih etti.
Ancak, Türkiye Cumhuriyet Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna krizi noktasında yürüttüğü denge politikası sayesinde büyük bir diploması başarısı elde etti. Aynı zamanda, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın hummalı çalışması neticesinde yıllardır Türkiye’ye gelmek istemeyen/gelmekten kaçınan bir çok dünya liderleri, büyük bir isteklilikle Türkiye’ye gelerek üst düzey diplomasi görüşmeleri gerçekleştirdi. Ayrıca TC Dışişleri Bakanlığı, Rusya ile Ukrayna arasında yapılan görüşmelerin başlamasına, geniş bir diploması trafiği yaparak vesile oldu.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Barış ve istikrarın sağlanma yolu, ülkeler arası karşılıklı saygı ve çıkarlara dayalı bir temel üzerinde oturtularak ikil veya üçlü görüşmelerin yanı sıra kurumsal ilişkilerin kurulmasıyla ilerleyebilir olgusunu bir kez daha dünyaya ispatladı.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren, dışişleri bakanlığı, bölgeye yönelik reel politikalar üzerinden hareket ederek, sorunlara toptancı çözüm yaklaşımından uzaklaşmak, siyah veya beyaz alanlar üzerinde durmadan gri alanlar üretmek mantığıyla aktif tarafsızlık bir dış politika modelini üstün başarıyla yürüttü.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından uygulanan reel dış politikası sayesinde, Soğuk Savaşı, Küba Krizi, Arap-İsrail Savaşları, Cemal Abdul Nasir döneminde yükselen Arap Milliyetçiliği gibi gelişmelerin yanı sıra Ortadoğu başta olmak üzere dünyada ortaya çıkan ve tarihe yön veren bütün kriz/gelişmelere rağmen Türkiye, krizler yönetiminde en başarılı bir ülke olarak tarihte yerini almış.
1973 yılında patlak veren İsrail-Arap savaşında, Türkiye’nin izlediği aktif tarafsızlık politikası sayesinde iki tarafında güvenini kazandı. 1979 yılında İran yönetimini ele geçiren İran İslam Devrimi tarafından Türkiye’ye yönelik İslam Devrimi ihraç politikasına rağmen, Türkiye’nin İran merkezli bölgeye yönelik uyguladığı başarılı diploması sayesinde İran’ın sadece Türkiye’ye yönelik değil, bölgeye yönelik ihraç politikası çevrelendi.
1980 yılında gerçekleşen İran-Irak savaşı sırasında, Türkiye’nin iki ülkeye yönelik uyguladığı aktif tarafsızlık dış politikası sayesinde, Türkiye’nin iki ülke ile ekonomi, siyasi ve güvenlik ilişkisi istikrarlı olarak devam etti ve bölgede itibar kazanmasına yol açtı.
20 Ekim 1998 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanlığı, PKK Terör Örgütü elebaşı Abdullah Öcal’ın Şam’dan çıkmasını ve daha sonrada yakalanma sürecini başlatan Adana Mutabakatı diye tarihe geçen anlaşmayı, Mısır tarafından Suriye’ye verilen askeri ve diplomasi desteğe rağmen büyük başarıyla gerçekleştirdi. 1991’de 1.Körfez Savaşı’nın yol açtığı göçmen krizi nedeniyle Irak’ın kuzey bölgesinden Türkiye sınırına dayanan 500 bin Iraklıyı, Irak toprakları içerisinde kurduğu kamplara yerleştirerek ABD ile birlikte yürüttüğü ince bir diploması sayesinde göçmen krizini başarıyla çözdü. 2011 yılında, Irak’ta gerçekleşen parlamento seçim öncesi, Türkiye’nin Irak’ta yürüttüğü kamu diplomasisi sayesinde, Iraklı Türkmenleri 10 milletvekili parlamentoya ve bakanlar kuruluna da 3 bakanın girmesini sağlayarak, Irak Türkmenlerinin Irak’ın siyasi denkleminde aktif rol almasına yol açtı.
Bu bağlamda, Irak’ta en kötü, en dağınık ve en başarısızlık dönemini yaşayan Türkmen siyasetinin tek çıkış yolu/güvenli limana varmasının tek rotası, Türkiye Dışişleri Bakanlığının bölgeye yönelik uyguladığı politikasının kapsamına ve yürüttüğü sevk ve idarenin merkezine alınmasıyla gerçekleşecektir.
Ayrıca, güvenli merkezli ülke yönetim biçiminin sağlıksız ve başarısız bir yönetim tarzı olduğuna son dönemlerde şahit olduk. Yeni dünyamızdaki savaşlar, ekonomik, sağlık, hukuk, enerji ve enformasyon savaşlarının yanı sıra hibrit savaşı diye nitelendirdikleri göçmen sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
Bu savaşları kazanmanın yolu, bilgi-birikime ve deneyime haiz olan kişilerin oluşturduğu yönetim modeli ile kazanılır. Ortadoğu ortalamasının üstünde olup derin diplomasi ve müzakere yöntemlerini bilen Türkiye Dışişleri Bakanlık bürokratlarını atlayarak/yok sayarak bu savaşların kazanılamayacağını beraberinde getirir.
Dr. Hicran Kazancı
İlgili Haberler
Başkan Yüksel, Kartal’da o bölgeyi akıllı bir kent yapmayı planlıyoruz
Kerkük’ün Türk kimliği değiştiriliyor!
Kartal Belediyesi kreşlerinde “Yes To Science” bilimsel eğitim projesi uygulanıyor
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Montaj Başvuruları Erişime Açıldı!