Çin Ticaret Derneği Başkanı Barış Ariç, Çin’in deflasyona girdiğini ve bu durumun Türkiye için sorun oluşturacağını belirterek;
“İHRACATTA DÜŞÜŞ HIZLANACAK”
Dünya enflasyonla mücadele ederken Çin’de durum çok daha farklı. Çin, tüketici fiyat endeksindeki düşüş dolayısıyla deflasyon riski ile karşı karşıya. Üretici fiyatlarında uzun zamandır devam düşüşe ek olarak Temmuz ayında ilk defa tüketici fiyatlarında bir düşüş kaydedildi. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4,4, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise yüzde 0,3 geriledi. Yaşanan bu gerileme gerek Çin üzerinden piyasaların canlanmaması sebebiyle baskı yaratırken gerekse globalde ekonomiye yön vermesi itici gücü olması sebebiyle endişe yaratıyor.
Pandemi sonrası dünyada artan talebe bağlı olarak ürün ve hizmet fiyatları katlanarak arttı. Fakat aynı artış Çin’de gerçekleşmedi. Tüketici fiyatlarının artmaması ve iç pazarda ki ekonomik canlanmanın bir türlü gerçekleşmemesi beraberinde üreticilerinde fiyatlarını geri çekmesine sebep oldu. Piyasadaki fiyatları sürekli olarak düşüş sergilemesi sonucu deflasyon ortaya çıktı.
Çin’deki yaşanan bu deflasyon süreci ile ilgili Türkiye başta olmak üzere pek çok gelişmekte olan ülkenin olumsuz etkileneceğini söyleyen Barış Ariç; Çin’deki deflasyon dünyadaki ürünlerin fiyatlarının geri çekilmesine sebep olacak dedi.
Çin’de yaşanan zayıf talep ve buna bağlı ekonomik sıkıntılar doğrudan dünyaya sirayet edeceğini söyleyen Ariç; Yaşanacak bu makro değişkenler bir tarafa asıl bizim hissedeceğimiz husus ihracatın düşmesi ve ithalatın artması yönlü olacak. Çin’deki tedarikçiler fiyatların bu kadar düşmesini bir avantaja çevirerek agresif olarak ihracatta ağırlık verecek ve pazarlara nüfus etmeye başlayacak.
“İyi tarafı fiyatlar geri gelir, kötü tarafı pazarları kaybederiz”
Aslında Çin pandemi süreci ve sonrası üretim noktasında hiç durmadı. Gerek devletin sübvansiyonları gerekse mevcut pazar konumları nedeniyle sürekli olarak üretim yaptı. Ellerinde ürün ve hammadde olarak çok fazla stok ve imkan var. Böyle olunca bu biriken stokları ve düşük üretici fiyatlarıyla kaybettikleri pazarları geri almak için kullanacaklar. İyi tarafı dünyada artan fiyatların artış hızı yavaşlayacaktır. Fakat öte yandan kötü tarafı ise düşük ürün gruplarında ihracat yapılan pazarları kaybedebiliriz. Bu durumdan en fazla Türkiye gibi ülkeler etkilenecek. Çünkü ihracatta genelde ithalata dayalı ürün gruplarımız var. Rekabet edilebilir katma değerli ürün çeşitliliğimiz çok az. Böyle olunca büyük üreticiler sahaya girdiğinde ister istemez saf dışı kalıyoruz. İhracat yapan firmalar kendilerini bu değişkenlere göre konumlandırmalı. Çünkü İhracatta kurdan dolayı bir düşüş zaten var. Fakat birde pazarlara Çin gibi dev bir rakip girdiğinde ihracatta düşüş hızlanacaktır.
İlgili Haberler
Başkan Yüksel, Kartal’da o bölgeyi akıllı bir kent yapmayı planlıyoruz
Kartal Belediyesi kreşlerinde “Yes To Science” bilimsel eğitim projesi uygulanıyor
AYGAD Basının Problemlerini Gündeme Getirdi
Kayıt Dışı Korsan Çalışan Elektrikçilere Dikkat Edin
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Montaj Başvuruları Erişime Açıldı!
Kripto para Bitcoin haftaya yeni rekorlarla başladı