SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Milli Eğitim Bakanı Kim?

Yayınlanma:
ABONE OL
Milli Eğitim Bakanı Kim?

MEB’de neler oluyor? MEB yaptıklarıyla eğitim çalışanları nazarında sürekli puan kaybediyor. Eğitim çalışanlarını mutsuz etmek MEB’in misyonu değildir ama her yapılan eğitim çalışanlarının aleyhine ve memnuniyetsizliğine sebep oluyor. Neler mi yapılıyor?

Öncelikle, sözleşmeli öğretmenlere kadro sözü yerine getirilmedi. Sözleşmeli almayacağım sözünü veren Nimet ÇUBUKÇU, bu sözden sonra defalarca sözleşmeli öğretmen alımı yaptı. Nimet ÇUBUKÇU bugünlerde sözleşmelileri ağzına almaz oldu, Türk Eğitim Sen’in 13 Mart Mitingi öncesinde sözleşmeli öğretmenlere kadro vereceğim açıklamasını sık sık yapan Çubukçu, o tarihten bu yana sözleşmeli öğretmenlere verdiği sözün yerine getirileceğine dair tek söz etmez oldu. Sayı Bakan bu sözü unutturmaya çalışıyor, ben bahsetmesem herkes unutur zannediyor. Sayın Çubukçu, herkes unutsa, sözleşmeli öğretmeler hiç lafını etmese bile, Türk Eğitim Sen bu sözünüzü her zaman hatırlatacaktır. Bu sözden kaçışınız mümkün değildir. Bırakın bakanlığınız süresince, bakanlığı bırakmış olsanız dahi, bu sözünüz her platformda yüzünüze vurulacaktır.

Sayın Bakan, Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğini değiştirdiniz, sözüm ona sendikaların görüşlerini de aldınız, ama hiçbirini uygulamadınız. Bir yönetmelik değişikliği bu kadar ele yüze bulaşır hale getirilirdi. Tüm tepkilere kulağınızı tıkayarak, bakanlık yapabileceğinizi zannediyorsunuz. Sayın Bakan, il içi tayin isteyenlere bizim de taleplerimizle, ikinci tayin hakkı verdiniz. İller arası tayin isteyenler üvey evlat mı? İl içi tayin hakkını hangi gerekçe ile verdiyseniz, aynı gerekçeler ve daha fazlası iller arası tayin isteyenler bakımından da var. Türk Eğitim Sen bu konuda defalarca başvuruda bulundu, cevap bile yazamadınız. Görevlendirme yaptığınız insanların çalışma sürelerini hizmet yılından saymadınız, bunlara tayin hakkını çok gördünüz. Hem bu işi yapan insanların çalışmalarına ihtiyaç duyacak, görevlendireceksiniz hem de bu süreyi çalışma süresinden saymayacaksınız. Sayın Bakan buna hakkınız var mı?

Bugünlerde okul müdürlerine rotasyon uygulaması yapılması yönünde il milli eğitim müdürlüklerince hazırlıklar duyurular yapılmaktadır. Rotasyonun bu şekilde uygulanması halinde pek çok haksızlığın yaşanacağını, bilgisayar kurası gibi anlaşılmaz bir yöntemle okul müdürlerinin yerlerinin değiştirilmesinin ne kadar anlamsız ve sübjektif olduğu bizzat bürokratlarınızca size bildirilmesine rağmen, rotasyon uygulamasındaki bu eksiklikleri düzeltmek adına bir girişimde bulunmadınız. Bir sendikanın yönlendirmesiyle, nasıl bir bilinmezliğin içine sürüklendiğinizin farkında değilsiniz. Sayın Bakan, bu tepkilere, sizlere ulaştırılan gerekçelere kulak veriniz. Rotasyonu yaşanacak muhtemel problemlere rağmen uygulayabilirsiniz, bu konuda biz Türk Eğitim Sen olarak yaşadığımız tecrübeleri aktararak, sorumlu bir sendikanın yapması gerekeni yapıyoruz. Sayın Bakan, rotasyon mevcut eksikleri ile uygulanması halinde, yaşanacak kargaşa ve kaosun tüm sorumluluğu size ait olacaktır. Bu uygulama yapıldıktan sonra, uygulamayı ve haksızlıkları tek tek tespit edecek ve kamuoyu ile paylaşacağız. Bir okul müdürünün sağlam kriterler oluşturularak, şu okuldan bu okula verilmesi, Türk Eğitim Sen’i rahatsız etmez, ancak başarılı insanların harcanması, görmesi gereken değeri görmemesi, hak etmediği muameleye tabi tutulması bizi yakından ilgilendirmektedir. Başarılı ve namuslu insanlar bu ülkenin geleceği adına korunmalı, değer verilmelidir. Başarısız, dürüst olmayan, işletme körlüğü oluşmuş yöneticilerin tespit edilmesi için onlarca yol bulunabilir. Bu yol asla bilgisayar kurası olamaz. MEB gibi önemli ve ciddi bir kuruluş, öğretmen, yönetici, memur, kim olursa olsun, hiçbir personeline böyle anlamsız ve sübjektif yöntemleri uygulama hakkına sahip olamaz.

 

 

Sayın Bakan, hizmetli, memur ve diğer eğitim çalışanları adına ne yaptınız? Bunların bir atama ve yer değiştirme yönetmeliği olmadığından haberdar mısınız? Bunların açlık sınırında geçinmek zorunda olduğunu biliyor musunuz? Eğitim öğretime hazırlık ödeneği verilmesi teklifinin TBMM’de partinizin milletvekillerince ret edildiğini biliyor musunuz? Bu konuda, Milli Eğitim Bakanımız olarak neden bir gayret sarf etmediniz, bunlar da sizin personeliniz değil mi? Sayın, Bakan yaşanan problemlere gözlerimizi kapatamayız, siz de, gözlerinizi kapatarak bu problemleri ortadan kaldıramazsınız.

Sayın Bakan, davalar açarak 76. madde ile yapılan yüzlerce atmayı iptal ettirdik. Bu davalar sonucu, yapılan işin hukuksuz olduğunu sağır sultan duydu, siz duymadınız? Yargıdan defalarca dönen bu atamaların tamamını iptal etmek için neyi bekliyorsunuz? Yoksa Hüseyin ÇELİK’e ayıp olur diye mi, MEB’i bu ayıplı işten kurtarmak yerine, seyrediyor, bir adım atmıyorsunuz?

Sayın Bakan, yönettiğiniz MEB’de kadroludan daha çok görevlendirme şube müdürü çalıştırılıyor, bundan da büyük ihtimalle haberiniz olmamıştır. Türk Eğitim Sen defalarca ve basın açıklaması yaparak, bizzat size başvuru yaparak duyurmaya çalıştı? Ancak, size haber verilmemiş olabilir? Bu görevlendirilen şube müdürlerinin 214 tanesi de norm kadro fazlası olarak görevlendirilmiş, devlet açıkça zarara sokuluyor ve sizler göz yumuyorsunuz? Sayın Bakan, bu yandaş kadrolaşmayı, adama göre makam ayarlama anlayışını ne zaman terk edeceksiniz? Şartları tutan ama atanmak için adamı olmayanlar da bizim vatandaşlarımız, bunların haklarını kim koruyacak, bunların sesini kim duyacak?

Sayın Bakan, Türk Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanı olduğunuzu hatırlatma gereği duyuyoruz. O makamın hakkını veriniz? Veremeyecekseniz, o makamı daha fazla işgal etmeyiniz. Milli Eğitim Bakanlığı gibi bir bakanlık, tavırsız, duruşsuz ve ilgisiz olarak yönetilemez. Bakanlığınızda yaşanan hukuk ihlallerine de bir el atın. Yargı kararını uygulamamak için neler yapıldığını, insanların haklarını almak için neler çektiğini bir inceleyin. Sayın Bakan, biz görevimizi yapmaya devam edecek, sizi uyaracağız. Türk Eğitim Sen’in bu uyarılarından rahatsızlık duyduğunuzu, Bakanlık Merkez Binada bir sendika temsilci odası bile vermediğinizi, engel olduğunuzu biliyoruz. Bunlara rağmen biz görevimizi yerine getireceğiz, siz de görevlerinizi hatırlayın!

Türk Eğitim Sen

İstanbul Bölge Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]