Maltepe Belediyesi, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümünde “Türkiye’de Afet Yönetimi ve Deprem Gerçeği” isimli panele ev sahipliği yaptı. Panelin açılış konuşmasını yapan Maltepe Belediye Başkanı Mimar Esin Köymen, deprem ve afetlere karşı dirençli yaşam alanlarının oluşturulması konusundaki kararlılıklarını vurguladı.
Program, depremde yaşananların anlatıldığı video gösterimiyle başladı. Deprem felaketinde çekilen fotoğraflardan oluşan sergiye yer verildi. Belediye Başkanı Esin Köymen, Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenledikleri programda, felaketin yıl dönümünde, afetlerde yaşamını yitiren tüm yurttaşları bir kez daha saygıyla andıklarını söyledi. 6 Şubat depremlerinin Türkiye tarihinin en büyük yıkımlarından biri olduğuna dikkat çeken Köymen, “Ülke olarak 1999 depreminden yirmi dört yıl sonra gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerde de 24 yıl önceki aynı acı ve yıkım ile karşı karşıya kalmamız; geçen zamana karşın yapı üretim süreçlerinden kentleşme politikalarına, afet yönetiminden denetim süreçlerine kadar tüm olumsuzlukların devam ettiğini bizlere açıkça göstermiştir. Nüfusun büyük çoğunluğunun kentlerde yaşadığı ülkemizde; doğal yaşamı ve ekolojik dengeyi bozan büyük altyapı projeleri, hızlı ve yoğun yapılaşma, nüfus artışı ve göçün dönüştürücü etkileri büyük kentlerde yoğun olarak etkisini göstermektedir. Yaşanmakta olan depremler ve benzeri afetler karşısında alınması gereken önlemlerin uygulanması bu etkenler nedeniyle güçleşerek neredeyse olanaksız hale gelmektedir.” diye konuştu.
“AFET DİRENÇLİ KENTLER YARATILAMADI”
Türkiye’de deprem korkusunun; rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikalarına meşruiyet zemini olarak kullanıldığını, geçen yıllara rağmen afet dirençli kentlerin yaratılamadığını belirten Köymen “Bu süre zarfında, kentlerimizi daha güvenilir ve sağlıklı hale getirmek için toplanan her türlü vergi ve ödenek amaç dışı kullanılmış, afet toplanma alanları AVM ve rezidanslara dönüştürülmüş, kentsel dönüşüm projeleri ise güvenli ve sağlıklı yaşam alanları yaratmak yerine, rant odaklı projelerle kent merkezlerinde yaşayanlar için zorunlu göçlere neden olmuştur.” dedi.
“TOPLUM YARARINI GÖZETEN ÖNLEMLER ALINMALI”
Afetler ve kriz koşullarında başarılı iyileşme süreçleri için, bilimsel ilkeler ve gerçekler doğrultusunda, toplum yararını gözeten önlemler alınması gerektiğine vurgu yapan Köymen sözlerine şöyle devam etti: “Bu süreçte, merkezi ve yerel yönetimlerin, emek ve meslek örgütlerinin, bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın iş birliği içinde olduğu, bilim ve tekniği temel alan toplumcu politikaların hayata geçirilmesi esastır.” Deprem güvenli bir Maltepe için demokratik bir işleyiş benimsediklerini ve katılımcı bir sürecin yol haritasını oluşturduklarını aktaran Köymen “Maltepe Belediyesi olarak; afet toplanma alanları ve afet sonrası kullanılabilecek geçici iskân alanlarının belirlenip altyapı hazırlıklarıyla kullanıma hazır hale getirilmesi, afet risk haritalarının hazırlanması, mikro bölgeleme çalışmaları, yapı envanterinin çıkartılması, ulaşım ve altyapı planlarının geliştirilmesi, zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme gibi çok yönlü çalışmalar üzerine yoğunlaşıyoruz. Ayrıca afet odaklı eğitim ve kapasitemizi geliştirerek mahalle afet gönüllerimizin sayısının arttırılmasını hedefliyoruz.” şeklinde konuştu. Türkiye’de depremde ilk 72 saat konusunda yeterli hazırlığın bulunmadığına ifade eden Köymen “Afet yönetim sistemini bir bütün olarak ele almak, zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamalarını hem merkezi hem de yerel düzeylerde yeniden yapılandırmak zorundayız.” dedi.
PROF. DR. EYİDOĞAN: ‘DEPREM DOĞADAN, AFET İNSANDAN’
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Türkiye’de deprem gerçeğinin çok sık kullanılan sözcükler olduğuna işaret ederek “ Bu gerçek kabaca iki katmanlı. Hepimizin bildiği gibi çok etkin bir deprem kuşağı üstünde yaşıyoruz. Böyle bir coğrafyada her büyük depremde, hatta kuvvetli depremde yıkılıyoruz ve can kayıpları yaşıyoruz. Bu da ayrı bir gerçek. Bu iki gerçekle baş etmeyi öğrenmeliyiz.” ifadelerini kullandı. “Deprem Doğadan, Afet İnsandan” isimli bir kitap hazırladığının bilgisini veren Eyidoğan şunları kaydetti: “Deprem doğa kaynaklı. Bu tehlike düşmanımız değil. Bunu iyi tanımak zorundayız. Depremin neden olacağı kayıpları doğru tahmin edip bu tespitlerle o depremin hayati ve ekonomik kayıplarını azaltma konusunda başarılı olmalıyız. Deprem gerçeğinde bu başarıyı biz sağlayamıyoruz. Her büyük depremde maalesef karşımıza acı kayıplar çıkıyor. Hazırlıkları yapmazsak, dirençli bir yerleşim oluşturamazsak o zaman deprem dediğimiz tehlike afete dönüşüyor. Coğrafyamızda tarihimize baktığımız zaman beş büyüklüğündeki depremde köylerin yıkıldığını görüyoruz. Afetlere dayanıklı binalar, sokaklar, mahalleler, şehirler ve buradaki yaşam sorunlarının sürdüğünü görüyoruz. Depremi tanıyıp olası kayıpları azaltacak çok yönlü çalışmalar bulunuyor. Olası kayıpları azaltmaya yönelik yönetsel hukuki, sosyal, teknik düzenlemeleri yapmadan yerine getirmeden bu yönetimi, yönetişimi yapmadan yalnızca fayları ve depremlerin büyüklüklerini medyada konuşarak bu coğrafyada deprem kaynaklı kayıplardan kurtulmanız olanaksız.”
MİMAR MÜCELLA YAPICI: ‘YAPTIĞIMIZ TESPİTLER HİÇBİR FARK YARATMADI’
2023’te yaşanan deprem felaketinde bölgeye gidemediğini bir başka depremle adalet depremiyle uğraştığını, cezaevinde tutuklu olduğunu ve tüm yaşananları televizyonda izlediğini aktaran Mimar Ayşe Mübella Yapıcı ise, “Hayatım boyunca bu kadar can yakıcı bir şey yaşamadım. Gözümün önünde yıllardır söylediğimiz bütün hataların hepsi yaşandı. Yıllarca yaptığınız sunuşların, tespitlerin ne kendi meslektaşlarınız üzerinde ne herhangi bir idare ve ne de ne yazık ki toplum üzerinde hiçbir fark yaratmadığını görmenin derin azabı bana ömrüm boyunca yetecek. Her depremden sonra yeni kavramlar, kanunlar, yönetmelikler çıkarılıyor. Bu yönetmelikler bir öncekinin hatalarını düzelterek teknolojinin ve bilimin yeniliklerini katarak değil bambaşka bir şeyle başlıyor.” dedi. Yapıcı deprem bölgesinde halen altyapı, gıda, sağlık ve eğitim sorunlarının çözülemediğine değindi.
ORHAN AYDIN: ‘MALTEPE BELEDİYESİ’YLE CAN BAĞIM VAR’
6 Şubat depremlerinde kızı Eylem Şafak Aydın’ı kaybeden oyuncu ve yazar Orhan Aydın, Maltepe Belediyesi’yle bir can bağı olduğunu, Maltepe Belediyesi Arama-Kurtarma ekibinin depremde iki gün boyunca çalışarak kızını enkazdan çıkardığını söyledi. Orhan Aydın, Hatay’da, Pazarcık’ta, Malatya’da, Adıyaman’da isimsiz toplu mezarlar gördüğünü aktararak “Buna susmak mıdır vicdanlı olmak?” diye tepki gösterdi. Aydın, deprem bölgesinde depremin üzerinden geçen iki yılda teslim edilme sözü verilen deprem konutlarının üçte birinin teslim edildiğini söyledi.
Akademisyen Dr. Ayşe Kaşıkırık da o dönemde bir araştırma projesi ekibiyle deprem bölgesinde çalıştıklarını aktararak şöyle dedi: “Olası İstanbul depremine yönelik alınacak dersler var. Orada özellikle kadınlara, çocuklara, yaşlılara, engellilere dönük çalışmalarımız oldu. Toplumsal cinsiyet eşitliği sıralamasında 147 ülke arasında 126. sıradayız. Bir de bununla ilgili afet döneminde yaşananlar var. Deprem bölgesinde kadınların, tek başına yaşayan kadınların ne tür zorluklar yaşadıklarını gördüm. Hatay özelinde barınma, eğitim, sağlık sorunlarıyla çok temel hizmetler daha çözülmemiş. Ekim ayında elektrik ve su problemi çok yaygındı. Halen konteyner kentlerde yaşam devam ediyor.”
İlgili Haberler
Bahçelievler’de 15 yaşındaki Ahmet silahla öldürüldü
Kartal’da dernek binasına silahlı saldırı: 34 el ateş açtılar
İstanbul Müftülüğü ve TDV İstanbul Şubesi’nden ihtiyaç sahiplerine yardım
Arama Motoru Optimizasyonu SEO’ya elveda, AEO’ya merhaba
UKRAYNA VE SURİYE’NİN YENİDEN YAPILANMASINDA ORDU İLİNİN ÖNEMİ
Kartal Talks’ta Dijital ve Topraksız Tarım Ele Alındı