MENÜ ☰
Esentepe Avrupa Konutları
Kartal Gazetesi » Belediye, Genel, Manşet, Sivil Toplum, Toplum » Y. Mimar Osmanlıoğlu, “Ortalama 100 bin nüfuslu yeni şehirler oluşturulmalıdır

Y. Mimar Osmanlıoğlu, “Ortalama 100 bin nüfuslu yeni şehirler oluşturulmalıdır



Şehircilik ve Konut Meselesine Farklı Bir Bakış

Günümüzde rant uğruna insan hayatının yüksek katlı konutlara sıkıştırılarak adeta hayattan koparılmasına alternatif olarak, abartısız yalın,  sükunetin hakim olduğu, ulaşımı kolay, erişilebilir büyüklükte, okula ve işe yürüyerek ya da bisikletle gidilecek ve nüfusu en fazla 100 Bin olabilecek şehirler kurulması gerektiğini dile getiren Y. Mimar Mehmet Osmanlıoğlu güzel bir yazı kaleme aldı.

 

İşte o yazı;

Bismillahirrahmanirrahim.

Konut meselesi üzerine bugüne kadar söylenegelenlerin ötesinde, yapılmaya çalışılanların büyük ekseriyeti palyatif, günübirlik ve meseleyi sathi zaviyeden değerlendiren yaklaşımlardır. Binaenaleyh mesele daha köklü ve daha sistematik bir yaklaşımla ortaya konulacak önerilerle kısa ve uzun vadede atılacak adımlarda çözülebilir.

Şehircilik ve konut meselesi nasıl çözülebilir? Bu meselenin çözümü ilkin niyetle başlar; idari erk ve diğer karar vericilerin bu meseleyi samimiyetle çözmeyi hedeflemeleriyle başlar.

Öncelikle şehirleşme politikasının topyekün elden geçmesi ve yeni teşekkül ettirilecek şehircilik paradigması çerçevesinde hazırlanacak bir plan çerçevesinde çalışmalara başlayıp, sürecin buna göre yoluna konulması gerekmektedir.

Meselenin çözümüne ilişkin atılacak ilk adım; ülke ölçeğinde 1/250.000 ve diğer alt ölçeklerde hazırlanacak planlarla yeni kurulacak olan şehirleri planlamak, yer ve konumlarını belirlemek, buna göre ülke şehircilik politikalarını düzenlemek gerekiyor.  Ardından kamu arazisi üzerine kurulacak yeni şehirlerde vatandaşın ev ihtiyacını karşılayacak şekilde 99 yıl geçerli, bedelsiz arsa tahsis edilmeli ve bu tahsisin tapuya dönüşmemesi anayasa hükümleriyle çerçevelenmelidir. Kurulacak bu şehirlerde mülkiyet rejimi yeni şehircilik paradigmasına göre düzenlenerek ev edinilecek arsa üzerinden spekülasyonların yapılmasını, rant elde edilmesini kökünden önlemek gerekmektedir.

Bu şehirler evrensel şehircilik ilkelerinden (ceddimiz Osmanlı’da kullanılan) yıldızlar kümesi şeklindeki modelle, birbirinden ayrık ve kendi içinde yeterliliği olacak şekilde beher şehirde tüm sosyal donatı alanlarının yer aldığı bir modele evrilmesi gerekmektedir. Bu modelde şehrin fizikî büyüklüğü, limiti, yoğunluğu, kimliği ve yeni paradigmanın gerektirdiği tüm umdelerin hayata geçirilmesi gerekir. Artık ihdas olunacak şehirlerimiz bu yeni modele göre gelişip büyüyecektir. Belirlenmiş kayıtlarla sınırlanmış olan ihtisas şehirleri, belli büyüklükler içinde kalarak kendi varlığını sürdürecek, yeni nüfus hareketlerini de yine planlamış olduğumuz diğer şehirlere yönlendirilmiş olacaktır.

Bu şehirlerin model olarak abartısız yalın,  sükunetin hakim olduğu, ulaşımı kolay, erişilebilir büyüklükte, okula ve işe yürüyerek ya da bisikletle gidilecek kadar yakın olması öngörülmelidir. Şehir içindeki motorlu araç trafiği asgariye indirilip, zorunlu ulaşımı raylı taşımacılıkla ve bisikletle yapmaya çalışarak çevresiyle uyumlu, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla tüm enerji problemleri dahil her şeyi kökünden çözmenin adımları atılmalıdır.

Bu şehirlerin ortalama nüfusları arazinin ve çevrenin şartlarına göre 20.000 ile 100.000 arasında değişmeli, nadiren 250.000-500 binlik şehirler teşekkül ettirilmelidir.

Şehirlerin yörenin geçmişi, tarihi ve diğer kültürel değerleri ile yoğrulmuş bir mimarı kimliği oluşmalı ve kamu yapıları buna öncülük yaparak yöredeki mimari üslubun yeni yapılan evlerde de ve diğer yapılarda da hayata geçirilmesi için tasarım desteği verilmelidir.

Bu şehirlerde evler arsa ya da bina satışı söz konusu olamayacağından çok katlı yapılmayacak, herkes ortalama 500 metrekare bahçe içindeki evini kendi çevresi ya da yerel imkânlarla kolaylıkla yapıp, düşük maliyetle evini ayağa kaldıracaklardır.

Mevcut büyük şehirlerin hayatı cehenneme dönüştüren kalabalıkları, zorlukları ve hayat şartlarının zorlukları giderek bu yeni kurulan şehirlerdeki hayatı daha cazip hale getirecek ve insanlar büyük şehirlerden yeni kurulacak bu şehirlere kendiliğinden yöneltilmiş olacaktır. Bu yöntemle şehirciliğin ana meseleleri ile karşı karşıya olan büyük şehirler giderek seyreltilmiş ve sorunları daha kolay çözülecek hale gelecek ve zamanla önümüzdeki çeyrek asır içinde büyük şehirlerimizin kendiliğinden nüfusu bir kaç milyonu geçmeyecek seviyeye inecektir. Bu da temel şehircilik meselelerinden ulaşım, sağlık, içme suyu temini, eğitim, asayiş, tarım sahalarının muhafazası, plansız sanayileşme, çevre kirliliği ve benzeri birçok önemli meselenin çözümünü kolaylaştıracaktır.

Şehirler artık kendi kendine yetebilen, sakin, içinden transit ve şehirlerarası ulaşım aksının geçmediği ve hava ve çevre kirliliği oluşturan birçok faktörü ortadan kaldırıldığı daha yaşanabilir bir şehir dokusu oluşturulacaktır. Bu şehirlerin çeperlerindeki kırsal bölgelerde yer alan tarım alanları, dereler ve diğer tabii coğrafi yapılar gereği şehirler kendiliğinden birbirinden ayrılmış ve bir şehrin bitiminde hemen ona bitişik başka bir şehir başlamayacaktır.

Biz burada şehirlerin tasarımında belirleyici ana unsur insan olacaktır; yaya öncelikli bir şehir tasarımından bahsediyoruz. Dolayısıyla şehir içinde motorlu vasıta trafiğinin en aza indirildiği ve yaya, yaşlı, çocuk ve diğer insanların emniyetle bir yerden başka bir yere ulaşabileceği bir şehir tasarımı öngörülmektedir.

Şehirlerin yerleşim ve tarıma elverişli olmayan bölgelerinde sanayi için uygun bölgeler ayrılıp yörenin imkânlarıyla örtüşen bir üretim bölgesi de oluşturularak tam anlamıyla kendi içinde istihdamını ve üretimini sağlayan bir şehir paradigmasıdır öngördüğümüz…

Tabii detaylı bir şehrin tasarımında merkezde ve daha az eğimli olan bölgelerde kamu binaları ve şehrin ulu camisi yer almalı ve uygun yamaçlarında konutlar yer almalıdır. Yatay mimariyle kurgulanan bu konutlar yekdiğerinin manzarasını, rüzgârını, güneşini kapatmayacak şekilde konumlanmalı, erdemli insanların şehrin şehirlerini inşa etmeliyiz.  Tabiî ki şehirleri imar etmeden önce erdemli insanları yetiştirmeliyiz ki, bu insanlar erdemli şehirleri inşa etsinler…

Not: Bu konudaki daha geniş bilgiye 2022 yılında Dünya Bizim yayınlarından çıkan “Şehir ve Mimari” adlı kitabımızdan ulaşabilirsiniz.

Galeri
📆 11 Temmuz 2025 Cuma 08:24   ·   💬 0 yorum   ·  
Esentepe Avrupa Konutları

KARTAL'DA HAVA

İSTANBUL

BLOG

YENİ SAYI
Kayakla Atlama Olimpiyat Sporcusu Milli Kayakçı Fatih Arda İplikçioğlu’nun kayak takımları kayboldu

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

BAĞLANTILAR