SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

BENİ KATEGORİZE ETME

Yayınlanma:
ABONE OL
BENİ KATEGORİZE ETME

Başörtüsü veya inanç özgürlüğü karşıtlarının ortaya delikanlıca çıkıp asıl niyetlerini, fikirlerini veya aslında neye karşı olduklarını dürüstçe açıklamaları gerekir.

Cumhuriyetimizin 87. Yılında ülkemizde; demokrasinin, insan haklarının, inanç hürriyetinin, insanlara saygının ve en önemlisi özgürlüklerin giderek artması beklenirken bu topraklarda tam tersi yaşanıyor.

Birileri hala kendi yaşam tarzlarını dayatmaya, insanları kendisi gibi düşünmeye, kendisi gibi giyinmeye ve kendisi gibi yaşamaya zorluyor. Daha da kötüsü bunu yaparken dürüstçe, ahlaklı bir biçimde de yapmıyor. Kendi art niyetlerini, kendi zalimane fikirlerini, kendi yapabileceklerini karşısındakine isnat ederek bunu yapıyor.

Şimdi bu arkadaşlara, yazarlara, bu konuda konuşanlara, ortalığı yaygaraya verenlere sormak gerek;

87 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinin yaklaşık son otuz yılında başörtüsü yasağı yaşanmıyor mu? 12 Eylül ihtilalinin bir hediyesi değil mi bütün bu yasaklar bu ülkeye.

Peki, aksi bir durum hiç yaşanmış mı? Yani devlet eliyle başörtüsü örtmek mecburiyeti getirilmiş mi veya başını açmak yasaklanmış mı? Elbette hayır ve zaten olamaz da. Ne kimsenin böyle bir arzusu olabilir ne de beklentisi olabilir. Bunu başını örtenler de istemez.

Bu durumda olmayan bir tehdidi uyduran, insanlara yasak getiren ve uygulayan siz, insanlara zulüm eden siz iken nedir sizin derdiniz. Hem yasaklar sizin arzularınıza, keyfinize göre belirlenecek hem de insanlar azıcık kafasını çukurdan çıkarıp nefes almak isteyince de kafasına kafasına vuracaksınız.

Sizler Allah’ın emrine siyasi simge bahanesiyle karşı çıkıyorsanız mücadeleniz de siyasi olmalıdır. Sırf inandığı ve huzur bulduğu için başını örtenlerle, inançlarını yaşamaya gayret eden milletle, toplumun değerleriyle, inançlarıyla savaşacağınıza ilgili siyasi kurumlarla mücadele etmeniz gerekir.

Eğer haklıysanız, dürüstseniz, topluma huzur getirecekseniz hiç kıvırtmadan çıkın milletin karşısına dürüstçe, içinizden ne geçiyorsa ve aslında neye karşıysanız anlatın derdinizi ve kendinizi, ikna edin milleti ve iktidara gelin.

Ben sizlere bir şey söyleyeyim mi?

Sizler bu milleti zorla kendinizden uzaklaştırıyor, AK Partili yapıyorsunuz, sizler milletin değerlerine, milletin kendisine savaş açarak rakibinize açık destek verdiğinizi görmüyor musunuz?

Bugünkü başörtüsü tartışmalarını bu millet beynine yazmıyor mu? Bu tartışmalar seçimde AK Partiye oy olarak dönmeyecek mi?

Azıcık toplumun içine girin, milleti dinleyin ve sizlerin bu veya benzeri konularda konuştuklarınızın, yazdıklarınızın, yaptıklarınızın veya yapmayı düşündüklerinizin nasıl değerlendirildiğini görün.

Etrafınızda bulunan, sizin gibi düşünen, sizin gibi yaşayan veya sizden bir şekilde nemalanan üç beş insanın gazına gelmeyin. Bu millet kendi yaşamasa bile inançlarına, dinine ve kutsal saydıklarına değer verenleri iktidarda görmek istiyor çünkü doğrunun bu olduğuna inanıyor.

Bu milletin, aksini düşünen zekâ özürlülerine rağmen; senfoni orkestrası ile çağdaşlığın, rakı ile ilericiliğin, başörtüsü ile cumhuriyetin değerlerine ve laikliğe zarar vermiş olmanın bir araya gelemeyeceğini bilecek kadar zeki ve aklı başında olduğunu görmüyor musunuz?

Bu millet özgürlüğüne düşkün, demokrasiye, cumhuriyetine, dinine, değerlerine, inançlarına bağlıdır ve cumhuriyeti de, demokrasiyi de içine sindirmiştir.

Sırça köşklerinden halkı seyrederken milletin biraz özgürleşip rahat hareket etmeye başladığını görerek feryat edenlere, kendi insanını köle gibi görenlere, insanların giyeceği kıyafetlerine bile müdahale etme hakkını kendinde bulanlara bu millet inanmıyor, inanmaz da.

Bu ve benzeri bütün yasaklara, bu saçmalıklara, bu zulme destek verenlerin, toplumun değerleri yerine kendi değerlerini ikame etmeye çalışanların ülkemiz siyasetinde çok partili hayata geçildiğinden beri halktan hiçbir zaman tek başına iktidar olacak desteği alamaması manidar değil midir?

Hepiniz şunu iyi bilin ki; kendini toplum üstü gören birileri bu milleti bölmeye çalışmasa, bu millet belki aç, belki işsiz, belki zengin ama birbiriyle problemsiz, huzur içinde yaşayacak. Sizlerin durduğunuz yerden göremediğiniz milletin sizin saçma sapan sıkıntılarınızı paylaşmadığıdır.

AHMET BERHAN YILMAZ

author avatar
Ahmet Berhan Yılmaz

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]