SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

KPSS Hırsızlığı Örtbas Mı Edilmek İsteniyor?

Yayınlanma:
ABONE OL
KPSS Hırsızlığı Örtbas Mı Edilmek İsteniyor?

10 Temmuz 2010 tarihinde yapılan KPSS sınavında kopya çekildiği belgelendiği ve gözaltına alınan şahıs tarafından itiraf edildiği halde, yenilenen Eğitim Bilimleri sınavının sonuçlarının açıklandığı gün (12.11.2010) YÖK Başkanının kalkıp “Tam puan alamadığına göre kopya iddiaları güçlendi” beyanında bulunması tuhaf karşılandı.  Sayın YÖK Başkanı elinizde güçlü deliller olmadan Eğitim Bilimleri sınavını iptal edip, tekrar neye göre yaptırdınız?  YÖK ve ÖSYM bu konuda hala net değil mi?

ÖSYM ilk defa neden “Adaylar, TC Kimlik Numaraları ve başvuru esnasında ÖSYM tarafından verilmiş olan şifrelerini kullanarak, sınav sonuçlarına” erişebileceklerini duyuruyor?  Daha önceki uygulamalarda TC Kimlik Numarası ile sisteme girip sınava giren diğer adayların  aldığı puanlar öğrenilebildiği halde bugün kamuoyu bundan hangi sebeple mahrum ediliyor? Önceki sınavda kopyacılar özel şifre olmadan TC Kimlik Numaraları ile tespit edilmedi mi? Kamuoyunun otokontrolü olmadan ÖSYM’yi ve YÖK’ü “kopya verildiği” iddialarından ve birilerinin “kayrılarak devlet kurumlarına” alınacağı şaiasından nasıl kurtaracaksınız? ÖSYM’yi şeffaf  hale getirmeden bunu nasıl başaracaksınız? Kamuoyunun otokontrolü olmadan ÖSYM şeffaf hale gelebilir mi? Kamuoyunda ÖSYM bu son işlemiyle, KPSS’deki hırsızlık olayının örtbas edilmesine destek verdiği kanaati oluşmaya başladı. ÖSYM, kamuoyundaki bu kanaatin ortadan kalkması için biran önce, adayların “şifrelerini kullanarak sınav sonuçlarına erişebilecekleri” işlemini iptal etmesi gerekmektedir. Ayrıca 31 Ekim 2010 tarihinde yenilenen KPSS Eğitim Bilimleri sınavında, önceki sınava oranla daha fazla net yapanların puanlarının düştüğü iddia ediliyor. Bu doğru mudur? Bunun nedeni ikinci kez sınava girmeyen yaklaşık 60 bin adaydan kaynaklanıyorsa sınava girenlerin suçu nedir? Bütün bu sorulara cevap verilerek kamuoyu vicdanı rahatlatılmalıdır.

İkinci kez yapılan KPSS Eğitim Bilimleri sınavının sonuçları, kopya olayına katılımın ne derece büyük olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Bir önceki sınava yaklaşık 15 bin kişi, bu sınava da 60 bin kişi katılmadı. Daha önceki sınavda 100 ve üzerinde net yapanların sayısı 7 bin kişi iken, bu sınavda belirtilen rakamlarda net yapanların sayısının 2 bin 718 olduğu açıklandı.  Önceki sınavda 120 net yapanların sayısı 350 kişi iken, bu sınavda 120 net yapan aday olmadı. En yüksek puan alan aday 120 soru üzerinden 111 net yapabildi.

Çok önemli delillere rağmen bugüne kadar sınavda kopya çekenlerden yalnız bir kişinin şüpheli olarak gözükmesi ve diğer kopya çekenlerin bulunamaması düşündürücüdür. İptal edilen sınavda tam puan alanlardan bazılarının rapor alarak tekrarlanan sınava girmedikleri belirtilmektedir. Bu doğru mudur?

Herhangi bir haksızlığa meydan vermemek için;

* Savcılık, eski istatistiklerle, yenilerini karşılaştırmalı şüpheli olanları tespit etmelidir.  Yine Savcılık bugüne kadar elde ettiği tespitleri kamuoyu ile paylaşmalıdır.

* Şüpheli olan kişilere öğretmenliğe başvuru hakkı verilmemelidir.

* Kamuoyunun büyük bir çoğunluğu ve sınava girip hakkıyla puan alan KPSS adayları, bu soruşturma sonucundan bir şey çıkmayacağına, bir takım kişilerin korunduğuna inanmaktadır. Yetkililer bu konuda açıklamalar yaparak kamu vicdanını rahatlatmalı, bu hırsızlık organizasyonunun sorumlularının mutlaka bulunup, cezalandırılacağı en yetkili ağızlardan açıklanmalıdır.

* Genel Kültür ve Genel Yetenek sınavlarında da kopya çekildiği açıktır, sınav sonuçları Genel Yetenek ve Genel Kültür testleri bakımından da değerlendirilmeli, tespit edilen kişilere KPSS -3 puan türüyle memur kadrolarına başvuru hakkı tanınmamalıdır. Daha önceki sınavda Eğitim Bilimleri sorularının tamamını doğru cevaplandıran (120’de 120 neti olan) iki eşlerden birinin TRT gibi kuruluşlara KPSS-3 puan türü ile başvurduğu iddia edilmektedir.

* TBMM’de bir KPSS Araştırma Komisyonu mutlaka kurularak bu konu üzerine gitmeli, başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerimiz, gençlerimizin geleceğine ne kadar önem verdiklerini göstermelidir. Böyle bir komisyonun oluşturulması, aynı zamanda şeffaf bir soruşturma yapılabilmesini sağlayacaktır. TBMM’nin Cumhuriyet Tarihinin en büyük hırsızlık olayına kayıtsız kalması, araştırma komisyonu oluşturulması teklifine milletvekillerinin olumsuz oy vermesinin kamu vicdanında karşılığı bellidir.

* Öğretmen ve memur ataması yapılsa bile, kopyaya karışanların tespit edilmesi halinde, atamalarının iptal edileceği, ödenen maaş ve ücretlerin yasal faizi ile geri alınacağı yetkililer tarafından kamuoyuna ilan edilmeli, bu konudaki yasal boşluklar düzeltilmelidir.

* Sayın Başbakan; bu büyük hırsızlık sebebiyle büyük mağduriyet yaşayan, büyük stres ve psikolojik sıkıntı içerisine giren öğretmen olarak atama bekleyen 374 bin gencimizin acısını hafifletmek, öğretmen açığını da azaltmak adına elde bulunan 70 bin boş öğretmen kadrosunu bu atama döneminde kullanacaklarını açıklamalıdır.

* Bazı Televizyon ve bazı basın organları KPSS hırsızlığını ortaya çıkartmamıza rağmen sendikamıza yönelik karalamalarda bulunmaktadır. Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen hırsızlığı kim yaparsa yapsın (Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen üyesi veya onların çocukları olsa dahi) ortaya çıkmasını istemektedir. Milli ve manevi değerlere bağlı olduğu bilinenlerin hırsızlık yapanların ortaya çıkması hususunda daha hassas davranmaları beklenmektedir.

Hırsızlar ortaya çıkarılmadan ne ÖSYM’nin ve ne de Devletin yapacağı diğer sınavlara güven duyulmayacağı ortadadır. Ülkemizdeki çürümüşlüğün ortadan kaldırılması için herkesi daha aklıselim davranmaya davet ediyor ve hırsızlık yapmış olanların bir an önce ortaya çıkarılmasını ve önümüzdeki yıllarda aynı kumpasın tekrarlanmaması için tedbir alınmasını istiyoruz.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen

İstanbul İl Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]

Dünyadan
07 Mart 2024
Kazancı, “Kerkük’teki Türkmenleri azınlık durumuna düşüren o imzalar”

Kerkük’teki Türkmenlerin Güneşte Eriyen Dondurma Misali Durumuna Düşürülmesinin Altında yatan imzalar. 03.03.2018 tarihli bu yazı,  2018 yılında Irak’ta gerçekleşecek Parlamento seçiminden tam bir ay önceki tarihi teşkil ediyor. Söz konusu yazıda,  dönemin ITC Başkanı Erşat Salihi ve dönemin ITC başkan yardımcısı Hasan Turan’ın (dönemin ITC yönetiminin bilgisi olmadan) katılımıyla Kürt ve Araplardan oluşan “Kerkük Komisyon”, […]

Dünyadan
25 Şubat 2024
Hicran Kazancı, “Bir Ağacı, Sapı O Ağacın Dalından Yapılan Baltayla Keserler”

12 Mayıs 2018 tarihinde, Irak’ta gerçekleşen parlamento seçimine, Kerkük noktasında Erşat Salihi başkanlığındaki Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Türkmen Cephesi Listesi adı altında seçime katıldı. Listedeki 2.aday, ITC yardımcısı Hasan Turan idi. Netice, Kerkük genelinde 1 milletvekili ITC kazandı. Başka bir ifade ile, Kerkük’teki ITC’nin etkisi tamamen kırıldı ve Kerkük üzerindeki inisiyatifi rakip partilere altın […]

Basında Kartal
17 Şubat 2024
Kartal halkının tercihi kim olacak?

Kartal’da adayların seçmeni etkileyecek en önemli projesi hiç kuşkusuz Kentsel Dönüşüm vaadleri olacaktır. Zira adayların seçmeni ikna edebilecek en etkili proje vaadi, barınma konusunda yapılması gerekenler binaların yenilenmesi yani depreme dayanıklı sağlam binalarda yaşama arzusu olacak. Kartal’ın komşu ilçelere oranla imar ve şehirleşme konusunda geri kalması Kartal halkını hem çok üzüyor, hemde bu seferki yerel […]