MENÜ ☰
Esentepe Avrupa Konutları
Kartal Gazetesi » Yazarlar » Hükümet programında güvencesiz istihdama yer verilmemelidir
M. Hanifi Bostan

Hükümet programında güvencesiz istihdama yer verilmemelidir



Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, 61. Hükümeti kurma görevini 29 Haziran 2011 tarihi itibarıyla AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a vermiş bulunuyor. Kurulacak yeni Hükümetin milletimiz, ülkemiz ve kamu çalışanları için hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Yeni Hükümet Programında güvencesiz istihdama yer verilmemesi kamu çalışanları ve kamu çalışanı adaylarının en önemli beklentilerinden biridir.

İş güvencesinin sağlanması başta 158 sayılı İLO sözleşmesi olmak üzere değişik uluslararası sözleşmelerde açıkça düzenlenerek hüküm altına alınmıştır. Bu meyanda geçerli bir nedene dayanmayan işten çıkarmaya karşı çalışanların korunması ve işten çıkarmalarda geçerli neden zorunluluğu Avrupa Sosyal Şartının 24. maddesinde açıkça yer almaktadır.

Bunun yanı sıra; birçok insani hak ve korumadan yararlanamayan sözleşmeli personel sosyal devlet anlayışının sonunu getireceği muhakkaktır. Geleceğine güvenle bakamayan, işini kaybetme korkusuyla yaşayan, devletine güvenmeyen, silik bir toplumun kimseye fayda getirmeyeceği açıktır.

Konfederasyonumuza bağlı bir sendika tarafından Danıştay’a açılan davada “zayıf olan bireyin çalışma barışını ve güvenini bozup çalışanları sürekli olarak işten çıkarılma tehdidi altında bırakarak çalışma verimini etkileyecek düzenlemelerin iptal sebebi olacağı” vurgusuna yer vermiştir. Çünkü çalışanları ayrıma tabi tutan düzenlemelere gerekçe gösterilecek hiçbir evrensel hukuk normu bulunmamaktadır.

Kamuoyunda Torba yasa olarak bilinen 6111 sayılı kanun (25 Şubat 2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında neşredilerek yürürlüğe girdi) ile 657 sayılı kanuna tabi devlet memurları hakkında olumlu ve olumsuz çeşitli düzenlemeler yapılırken 657 sayılı yasanın 4/B ve 4/C statüsünde yer alan personelin hakları geride bırakıldı.  Türkiye Kamu Sen’in ve bağlı sendikaların yoğun mücadelesi sonucu, seçim arifesinde 60. Hükümet, 4 Haziran 2011 tarihli Resmî Gazete mükerrer 27954 sayısında yayınlanan 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 300 bin sözleşmeli (4-B ve 4-C’li) personelden, yaklaşık (657 sayılı Kanunun 4/b maddesi ve 4924 sayılı kanun uyarınca çalıştırılan) 192 bin kişiyi kadroya geçirilmesine karar verdi. Geriye kalan yaklaşık 110 binin üzerinde sözleşmeli personel ise yok sayıldı. Türkiye Kamu-Sen olarak, sözleşmeli personelin bir kısmının kadroya geçirilmesini, olumlu bir gelişme olarak görmekle birlikte, sorunun tam anlamıyla çözülmediğini kamuoyuna bildirmeyi bir gereklilik olarak görmekteyiz. Ümit edilir ki yeni kurulacak olan 61. Hükümet, geride kalan diğer 4-B ve 4-C’li SÖZLEŞMELİ MEMURLARI daimi kadroya geçirir.

Ancak, 6111 Sayılı Kanunla memurlar aleyhine getirilen bazı hükümler bu ümidimize gölge düşürmektedir. Kurulacak olan 61. Hükümet bütün sözleşmelileri daimi memur kadrosuna geçirmekte kararlı olduğunu açıkça beyan etmelidir. Ayrıca 6111 Sayılı Kanunla memurlar aleyhine getirilen aşağıda hükümleri yürürlükten kaldırmalıdır:

1- Kamuya özel sektörden üst düzey yönetici atanması sağlanarak, hükümet memuru uygulamasına geçilmiştir.

Kanunla kamuya özel sektörden üst düzey yönetici atanmasının önünü açan madde ile kamuda kariyer ve liyakat ilkesi zedelenmekte, siyasetle özel sektör ilişkisi yasallaştırılmakta, hükümet memuru uygulamasına geçilmekte, kamunun işleyişini bilmeyen kimselerin tepeden inme bir şekilde kamuda üst düzey yönetici olabilmelerinin önü açılmaktadır. Kamu yönetiminin üst düzey yöneticilik makamları, siyasi iktidarla gelip gidecek siyasi kadrolara dönüştürülmekte, memuriyet kariyer sisteminin taşıyıcısı olan piramidin tepesi kariyer sistemine kapanmaktadır.

2- Kadrosu kaldırılan memurların sürgün edilebilmelerinin önü açılmıştır.

Siyasi iktidarın “kadro kaldırma yetkisini” sık ve yaygın olarak kullanabilmesine imkân verilmekte, temel memur güvencesi ortadan kaldırılarak, “kadro kaldırma yetkisi” bütün kamu sistemini sürekli tehdit edecek bir yetki olarak kullanılabilecek serbest yetkiye dönüştürülmekte, siyasi iktidarın kamu personeli üzerinde yapacağı partizanca işlemlerin kapısı sonuna kadar açılmaktadır. Kadrosu kaldırılan memurların tamamının Devlet Personel Başkanlığı bünyesinde bir havuza gönderilerek, istekleri dışında farklı kurumlara nakil edilebilmeleri sağlanmaktadır. Bu çerçevede özellikle müfettişlerin de aynı şekilde değerlendirilerek farklı kurumlarda farklı unvanlarla değerlendirilecek olması, kamuda denetimsiz bir yapı oluşturulmasının yolunu açacak bir uygulama olarak görülmektedir. Bu uygulama kamu çalışanlarına baskı ve yıldırma politikalarının daha da sert bir şekilde sürgüne dönüşeceğinin işaretidir.

3- Geçici görevlendirmelerin bir yılda 6 ayı geçemeyeceği hükme bağlanarak, sendikal baskılar ve yıldırma politikalarına yasal kılıf hazırlanmıştır.

Geçici görevlendirmelere bir üst sınır getirilmesi olumlu olmakla birlikte, toplu görüşmelerde mutabakat altına alınmasına ve konuya ilişkin 2005/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi hükmünün geçici görevlendirmeleri, toplu görüşmelerde sağlanan mutabakata uygun olarak geçici görevlendirmeleri bir yılda 2 ay olarak sınırlamasına rağmen, tasarıda bu sürenin 6 ay olarak belirlenmesi, hem mutabakata hem yürürlükteki Başbakanlık Genelgesine hem de kadro gereklerine aykırıdır. Bu denli uzun bir süre personel ihtiyacı duyulan bir kadroya asaleten atama yapılması esas olmalıdır. Bir yılda 6 ay boyunca geçici görevlendirme yapılabilmesine imkân tanınması memurların adeta sürgün edilebilmelerinin yasal dayanağı oluşturulmuştur. Özellikle sendikalarımıza üye olan memurlar için geçici görevlendirme yoluyla uygulanan baskılar yargı konusu olmuştur. Bu madde ile baskı ve yıldırma politikalarına yasal dayanak oluşturulmaktadır.

4- Kamu görevlilerine ilave kademe verilmesi için öngörülen süre 6 yıldan 8 yıla çıkarılmıştır.

Son 6 yıllık sicil notu ortalaması 90 olan kamu görevlilerine ilave bir kademe verilmesi uygulamasının, son 8 yılda disiplin cezası almamış olanlar şeklinde değiştirilmesi; memurların ilave kademe ilerlemesi elde etmesi için gerekli süreyi uzatmakta ve kamu görevlilerinin haklarında bir kısıtlamaya yol açmaktadır.

5- Sicil sisteminin kaldırılmasıyla, kamunun yapısı ve işleyişi değiştirilmek istenmiştir.

6111 Sayılı Kanunla kamuda sicil sistemi kaldırılmaktadır. Böyle bir uygulama kamuda kurumların ve kurum yöneticilerinin keyfi bir şekilde yeni disiplin ve sicil uygulaması getirmesine yol açacak, yeknesaklığı, objektifliği ve adaleti zaafa uğratacaktır. Bu şekilde kamunun işleyişi büyük yara alacaktır.

 

Kamuda iç barışın sağlanması ve verimliliğin artırılması için güvencesiz istihdama son verilmeli, görevde yükselmeler kariyer ve liyakat esas alınarak yapılmalı, kamu çalışanları kimseye ihtiyaç duymayacak bir ücrete kavuşturulmalı ve eşit işe eşit ücret uygulamasına hemen geçilmelidir.

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

 

📆 30 Haziran 2011 Perşembe 16:20   ·   💬 0 yorum   ·  
Esentepe Avrupa Konutları

KARTAL'DA HAVA

İSTANBUL

BLOG

YENİ SAYI
Kayakla Atlama Olimpiyat Sporcusu Milli Kayakçı Fatih Arda İplikçioğlu’nun kayak takımları kayboldu

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

BAĞLANTILAR