SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Nevruz Ayrışma Değil Birlik Günüdür!

Yayınlanma:
ABONE OL
Nevruz Ayrışma Değil Birlik Günüdür!

İnsan, meydana getirdiği kültür sonucunda bugünkü sosyal yaşantısına kavuşmuştur. Hiçbir toplumla karşılaştırılamayacak kadar köklü, güçlü ve zengin bir geçmişi bulunan Türk milleti, binlerce yıldan beri güçlendirerek ve üzerine yenilerini ekleyerek yükselttiği kültürünü, bugünlere kadar taşımıştır. Bu kültür, bazı günlere önem atfederek toplumun ortak hareket etme bilincini geliştirmiş, birlik ve beraberliği pekiştirici bir unsur olmuştur. Türk kültürünün vazgeçilmez değerlerinden birisi de kuşkusuz “Nevruz” yani “Yeni Gün”dür.

 

Doğa ile iç içe yaşayan ve toprağı “ana” olarak kabul eden Türk milleti, soğuk ve çetin geçen kış günlerinin ardından gelen ve ölümden sonra dirilişi, zorluklardan sonra gelen zaferi, kıtlıktan sonra bolluğu ve Allah’ın rahmet ve bereketini simgeleyen baharı büyük coşku içinde karşılamış, Nevruz Bayramı olarak kutlamıştır.

 

Nevruz, Türk insanını birbirine kenetleyen, Ergenekon’da demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarını yaşatan ve güzel günleri müjdeleyen bir ateştir. Büyük bir kültürün ürünü olan bu ateş, binlerce yıldır bütün ihtişamıyla yanmaktadır; bundan sonra da yanacak ve yine güzellikleri müjdeleyecektir.

 

Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Gagauzya, Başkurdistan gibi tüm Türk coğrafyasında “milli bayram” olarak kutlanan Nevruz Bayramımız, ne yazık ki bugün bazı kesimlerin, milli birliğimizin temellerine dinamit koymak amacıyla kullandıkları bir ayrıştırma aracı haline getirilmek istenmektedir. Çoğu zaman “Ergenekon Destanı” ile olan bağlantısından dolayı “Ergenekon Bayramı” diye de kutlanan ve Türklerin bilinen en eski ve en büyük bayramı olan bu özel gün, şimdi bazı kesimlerce Türklerin elinden alınmakta ve siyasi ve etnik bir çatışmanın argümanı olarak kullanılmakta, üzerinde siyaset yapılan bir malzeme haline getirilmeye çalışılmaktadır.

 

Oysa Nevruz, bizleri birbirimizden ayıran bir gelenek değil, Anadolu ve Avrasya coğrafyasında yaşayanların ortak kültürü, binlerce yıllık kardeşliğimizin en büyük göstergesidir. Nevruz, bu coğrafya insanının, kendisini hangi etnik kökene dâhil hissederse hissetsin, etle tırnak gibi birbirinden ayrılamayacağının ifadesidir. Nevruz, bizi biz yapan, bu milletin binlerce yıldır bu topraklara nakşettiği; genç kızlarımızın halılara işlediği motif, analarımızın ellerine yaktığı kına, düğünlerimizin halayı, zeybeği, barı, horonu, Yüce Yaradan’a yönelen gönüllerimizin ortak duasıdır.

 

Neresinden bakılırsa bakılsın binlerce yıldır aynı coğrafya üzerinde iç içe yaşayan ve ortak bir yaşam tarzı geliştirmiş olan toplumun ürettiği kültürel bir değerin, bir ayrışma unsuruymuş gibi gösterilmesi bilimsel temeli dahi olmayan, son derece yanlış ve art niyetli bir yaklaşımdır. Bu bakımdan bayramı bir, acısı bir, sevinci bir olan, aralarında kan ve akrabalık bağı kurarak bir aile ocağı içinde kaynaşmış milletimizin duası da birdir. Bu millet, bir arada yaşama iradesini Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda kanıyla yazmış, canıyla ortaya koymuştur. Son zamanlarda siyasi rant kaygısı taşıyan bazı kesimlerin bebek katili, vatan haini bir teröristi, milletimizin asil ferdi olan Kürt kardeşlerimizin temsilcisi haline getirme ve milletimizi Türk-Kürt gibi etnik ve Nevruz-Ergenekon gibi kültürel açıdan ayrıştırarak, devlet yapılanmamızı değiştirme gayretleri, toplum nezdinde asla karşılık bulmayacaktır. İnanıyoruz ki Nevruz Bayramı, 76 milyon vatandaşımızın bir ağızdan aynı duayı tekrarlayarak, bizi biz yapan değerlerin yeniden hatırlandığı, ayrıştırma projelerinin parçalanıp atıldığı, birlik ve beraberliğimizin dost düşman herkese bir kez daha ifade edildiği bir gün olacaktır.

 

Dört bir yanımızda isyan ateşinin yanmaya başladığı; şiddet ve vahşetin hüküm sürdüğü; kan ve gözyaşının çağladığı bugünlerde, tüm Avrasya coğrafyasının, Nevruz ateşinin çevresinde dostluk, kardeşlik ve barış içinde el ele, gönül gönüle yer alması dileğiyle, binlerce yıldır Edirne’den Kars’a kadar hepimizin her Nevruz günü hep bir ağızdan söylediği, gönülden dilediği “Ey gece ve gündüzün tedbircisi, ey gözleri ve gönülleri başka hale çeviren, ey kudret ve halleri değiştiren! Halimizi en güzele çevir!” dualarına, can-ı gönülden eşlik ederek, milletimizin Nevruz Bayramını kutuluyoruz.

 

 

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen

İstanbul İl Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]