SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

23 Nisan Yeniden Dirilişin Başlangıç Günüdür!

Yayınlanma:
ABONE OL
23 Nisan Yeniden Dirilişin Başlangıç Günüdür!

TBMM’nin açılışının 93’üncü yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını büyük bir gururla kutluyoruz. Çünkü 23 Nisan, ülkemizin işgaline karşı fiili duruşun ve yeniden dirilişin başlangıç günüdür.

Milli bayramlarımız, milletimizi birbirine kenetleyen, zor şartlarda kazandığımız zaferlerimizle bir kez daha gurur duymamızı sağlayan ve düşman işgaline kurtuluş darbesi vurarak, topraklarımızda kök salmaya çalışan emperyalizmi sonsuza dek defeden Büyük Önder Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmetle, saygıyla yâd etmemize vesile olan en kutsal değerlerimizdendir.

 

Biz, bu yıl Atamızın çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında çocuklarımıza kutlama mesajları göndermeyi çok isterdik. Ancak ne yazık ki, ortada çocuklarımızın coşkuyla kutlayacağı bir bayram bile bırakmadılar.

 

Son yıllarda yaşananlar çok dikkat çekicidir. Milli olan her şeye karşı adeta savaş açılmıştır. Aslında bu sürece nasıl gelindiğini anlamak zor değildir. Adım adım hayata geçirilen uygulamalar bugün karşımıza çözülmenin ta kendisi olarak çıkmaktadır. Çözülmenin şifrelerini çok iyi çözenler, bu millete benliğini, değerleri unutturmaktan geçtiğini anlayanlar, kollarını sıvayarak işe milli bayramlardan başlamışlardır.

 

Hatırlanacağı üzere 2011 yılında terör eylemleri nedeniyle 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri iptal edilmiş, daha sonra Van depremi gerekçe gösterilerek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları iptal edilmişti. Son olarak da Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği değiştirilmiş, yönetmelik değişikliği ile birlikte milli bayramların stadyumlarda ve alanlarda kutlanması yasaklanmış, milli bayramlar alışveriş merkezlerinin duvarları arasına hapsedilmişti. Nitekim geçen yıl 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları Türk milletinin kahramanlık mücadelesini yansıtmaktan ziyade, panayır havasında yapılmış, halkın coşkuyla kutlamasına imkân verilmemişti.

 

Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği kapsamında bu yıl 23 Nisan törenleri de 19 Mayıs törenlerinin akıbetine uğrayacaktır. Atamızın çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı aslına uygun olmayan,  23 Nisan ruhunu yansıtmayan, 23 Nisan’ın anlamından uzak bir şekilde kutlanacak, 23 Nisan’da halkın ve öğrencilerin geniş katılımıyla yapılan görkemli törenler tarihe karışacak, stadyum kutlamaları yapılmayacaktır. Stadyum kutlamalarını fazlalık ve sıkıcı ayrıntı olarak değerlendirenlerin bayram kutlamalarını KENAR DANTELİ gibi gördüğü anlaşılmaktadır.

 

Öte yandan yönetmelikle öğrencilerin devlet büyüklerinin makamına oturması uygulaması da kaldırılmış, ancak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamasına göre uygulamanın bu yıl yapılacağı belirtilmiştir. Gelenek haline gelen ve renkli görüntülerin yaşandığı bu uygulamanın yönetmelikte yer almaması, siyasi iradenin keyfiyetine bırakılması kabul edilemez bir durumdur. Bunun anlamı şudur: Önümüzdeki yıl siyasi irade, bu uygulamanın yapılmasını istemezse, yapılmayacaktır.

Şu anda devlet töreniyle kutlanan tek bayram 29 Ekim Cumhuriyet Bayramıdır. 19 Mayıs ve 23 Nisan’ın stadyumlarda kutlanmasını eften püften, üfürükten tayyare bahanelerle yasaklayanlar yakın bir gelecekte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını da bu milletin elinden alırsa, şaşırmayacağız. Zaten Cumhuriyet bayramı da milletimizin elinden alınırsa, geriye milli mücadeleyi, bağımsızlığımızı simgeleyen ne kalacaktır?

Milli bayramlarımız, Öğrenci Andı, hatta İstiklal Marşımız bile bugün tartışma konusu yapılmaktadır. Ana dilde eğitim talepleri bölücü güruh tarafından zamanı geldiğinde buzdolabından çıkarılıp ısıtılmaktadır. Bebek katili muhatap alınarak yürütülen sözde çözüm sürecinin de has incileri olan bu girişimler, gelecek nesillere bırakacağımız hiçbir şeyin kalmayacağının ayak sesleridir.

 

Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamalarında bölücü elebaşının sözde mesajlarına alkış tutmak, canilerle yeni bir Türkiye’nin inşasına soyunmak, paçavraları bayrak olarak açanlara, bölücü elebaşının boy boy resimlerini koca meydana asanlara yaptırım uygulamamak, bu vatanın şerefli, onurlu, cesur Mehmetçiğinin katillerini adam sıfatına koymak ve muhatap almak, eyalet sisteminin borazanlığını yapmak, Türk adından rahatsız olup, Türklüğe dair ne varsa silmeyi hedeflemek hatta Türk bayrağının adının değiştirilmesini teklif etmek, bazı kurum tabelalarından T.C. ifadesini kaldırmaya yeltenmek; ülkemizin bölük pörçük olmasına zemin hazırlamak değil midir?  İdeolojik saplantılarının esiri olanlar yakın bir zamanda Türkiye adını bile tartışmaya açmaya cüret edebilecektir. Aklı fikri yerinde olan, algıları açık olan her ferdin milli bayramlarımızın içinin nasıl boşaltılmak istendiğini, Büyük Atatürk’ün sağlam temeller üzerine kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nasıl alabora edilmeye çalışıldığını ve milletimizin bölünmenin eşiğine sürüklendiğini görmesi gerekmez mi?

Her ne kadar çocuklarımızın elinden 23 Nisan’ı, gençlerin elinden 19 Mayıs’ı almaya çalışsalar da başarılı olamayacaklardır. Türkiye’yi çözülme, ayrışma sürecine sürükleyenler okullarda Öğrenci Andını kaldırmaya çalışsalar da, ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ sözünü kalplerden silemeyeceklerdir. İstiklal Marşından rahatsızlık duyan güruh, milletimizin birbirine sıkıca kenetlenmesine ve coşkuyla İstiklal Marşını söylemesine engel olamayacaktır.

 

Bugün hür olarak aldığımız her nefesi, topraklarımıza özgürce her ayak basışımızı Atatürk’e ve şehitlerimize borçlu olduğumuzu bilen milletimiz, yağmacılarla, bozguncularla, bölücüler ile PAMUK HELVA olanları da affetmeyecektir. Zira bu millet ateş nöbeti geçirenlerin ateşini söndürmesini gayet iyi bilir ve değerlerimizi hercümerç etmeye kararlı olan odakların oyununu en kısa zamanda bozacaktır.

Bu vesileyle Yeniden Diriliş günü olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, Büyük Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi minnet, rahmet ve saygıyla anıyoruz.

 

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen

İstanbul İl Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

 

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]