SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Fişleme, Hak Gaspı ve Sürgünler Nereye Kadar!

Yayınlanma:
ABONE OL
Fişleme, Hak Gaspı ve Sürgünler  Nereye Kadar!

 

 

 

AKP haksızlıkları, yolsuzlukları, hak gasplarını, zulümleri ortadan kaldırmak ve adaleti tesis etmek vaadiyle iktidara geldi. On iki yıldır devam eden bu iktidar vaat ettiklerini gerçekleştirmediği gibi, tam aksine haksızlıklar, yolsuzluklar ve hak gaspları tavan yaptı. Bütün uyarılarımız kulak ardı edilerek hükümetler bildiğini okudu.

 

 

Haksız ve kanunsuz atamalarla başlayan süreç, sonunda büyük yolsuzluklara, fişlemelere ve sürgünlere dönüştü. Dün (2002 yılı öncesi) haksızlık yapan hükümetlere karşı yaptığımız tenkit ve uyarıları manşet yapanlar, bugün (2003 yılından bu yana ) bu hükümete karşı yaptığımız uyarı ve eleştirileri görmezlikten gelmektedirler. Biz temel değerlerimizden ve inançlarımızdan vazgeçmedik. Dün 28 Şubat zulmüne nasıl tavır koyduksak, bugün de yapılan zulümlere, haksızlıklara, fişlemelere, hak gasplarına ve sürgünlere karşı koyuyoruz. Kınayanların kınamasına aldırmadan Hakkı tutup kaldırma görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

 

 

Dün olduğu gibi bugün de fişlemeler devam ediliyor. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatındaki memurları fişleyen belgeler basına yansıdı. Yine apar topar yüzlerce polis ve polis müdürünün görevinden alınarak kızağa alınması ya da sürgüne gönderilmesi bunun en açık delilidir.

 

 

Bugün Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve diğer Bakanlıklar ile Üniversitelerde yaşanan hak gaspları zirve yaptı. Nitekim hak ettiği halde yedi yıldan beri profesörlük kadrosu verilmeyen öğretim üyeleri, dört-beş yıldan beri kadrosu gasp edilen doçentler bulunmaktadır. Dokuz ve on yıldan beri yardımcı doçentlik kadrosu bekleyen doktorasını tamamlamış araştırma görevlilerinin varlığı söz konusudur.

 

 

İmtihana girmediği halde şef kadrosuna atananlar yanında, hakkını aramaya kalkanların sürüldüğü ve mobinge maruz kaldığı bir düzen hüküm sürmektedir. Yine üniversitede müdür iken dört yıldan beri ilgisi olmayan birimlere 13/b ile görevlendirilen, birimden birime ve ilçeden ilçeye sürülen çoluk çocuk sahibi bayan memurlar mağdur edilmektedir. Üniversitelerde keyfi olarak yapılmayan Görevde Yükselme Sınavlarından dolayı, çok sayıda lisans ve yüksek lisans mezunu memura hizmetli kadrosunda görev yaptırılmaktadır.

 

 

Köklü üniversitelerde keyfi olarak bazı bölümlere öğretim üyesi kadrosu verilmediği için yüksek lisans ve doktora programları zorunlu olarak kapatıldı. Bunun yanında bazı bölümlerde yeterince öğretim üyesi olduğu, öğretim üyelerinin özel üniversitelerde derse girmesinden anlaşılmaktadır. Ancak bu bölümlere sürekli kadro yağdırılması, diğer taraftan da yıllardır kadro verilmediği için başka üniversitelere geçmek zorunda bırakılan öğretim üyelerinin varlığı; zulmün ve haksızlığın hangi boyuta ulaştığını açıkça göstermektedir.

 

 

Milli Eğitim Bakanlığında fişlemelerin yanı sıra, hak gaspları sonucu feryad-ı figanlar arş-ı alaya çıktı. Ancak bu çığlıkları duyan yok. Hak, hukuk rast getire. İş o kadar ileriye vardırıldı ki, mahkemeler bile yanıltılmaya çalışıldı. Öğretmenlere, idarecilere ve memurlara akıl ve izan dışı suçlamalar yapılmakta ve isnat edilen suçlamalar konusunda öğretmen, idareci ve memurların savunmaları alınmadan yargısız infaza tabi tutularak sürgüne gönderilmekte ve idarecilik görevleri üzerlerinden alınmaktadır.

 

 

On iki yıldır Milli Eğitim ve diğer Bakanlıklara 76. madde ile haksız ve hukuksuz olarak kurum müdürleri ve şube müdürleri atanmaktadır.

 

 

Bu zulümlerle yetinmeyen Hükümet, Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmeliği değiştirerek şube müdürlüğü, müdür ve eş kadrolara sözlü sınavı ile personel alınmasını kararlaştırdı. Bu kararla kamuda adam kayırmacılığının önü iyice açıldı, liyakat yerine torpil sistemini esas alan yönetmelikle, ülkeyi yönetenlerin hak ve adalet anlayışı bir kez daha gözler önüne serildi. Nitekim bu yönetmelik gereği Milli Eğitim Bakanlığında yapılan okul müdürlükleri sözlü sınavında yandaş olmayıp yazılıdan 80-100 arasında puan alanlara sözlüden 27-45 puan verilerek bütün ahlaki değerler altüst edildi. Yazılıdan 70-80 puan alan yandaşlara sözlüden 90-100 puan verilerek okul müdürü yapıldı. Şimdi de şube müdürlüğü sınavlarında aynı tezgâhın uygulamasına hazırlık yapılıyor. Fazla hazırlık yapmalarına gerek yok. Çünkü Bakanlar Kurulu, Görevde Yükselmeye Dair Genel Yönetmelikte şube müdürlüğü sınavlarında yazılı sınavdan kaç puan alınırsa alınsın sözlü sınavın esas alınmasını kararlaştırdı. Görüldüğü üzere yandaşlara mevzi kazandırmak için her türlü ayak oyunu, her türlü rezillik ve her türlü ahlaksızlık mubah hale getirildi.

 

 

Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı ve Hayrettin Karaman Hoca nasıl fetva verir bilinmez!..

 

 

Ancak unutulmamalıdır ki, gücünü Hakka ve adalete dayamayan yönetimler, çökmeye mahkûmdur. Bir kurumda çalışanların %90’ı haksızlıktan, adaletsizlikten söz ediyor ve kurumuna güvenmediğini ifade ediyorsa o kurumun ömrünü tamamlamasına az bir zaman kalmış demektir.

 

 

Olsun be aldırma Yaradan yardır

 

Sanma ki zalimin ettiği kârdır

 

Mazlumun âhı, indirir Şâhı

 

Her şeyin bir vakti vardır”.

 

 

(Yunus Emre)

 

 

 

 

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

 

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Dünyadan
09 Nisan 2024
Irak’ın Sahipsiz (Üçüncü) Unsuru; Türkmenler

Irak, farklı etnik ve mezhep gruplarından oluşan değişik oluşumların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Tipik Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta yaşayan farklı etnik-mezheplere mensup olan her bir toplumun kaderi, arkasında olan farklı ülkelerin desteğine bağlıdır. Tipik Ortadoğu ülkesi demenin de anlamı budur. Örneğin, Iraklı Kürtlerin arkasında ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği var, Iraklı  Şiilerin arkasında […]

Dünyadan
30 Mart 2024
Zararın Neresinden Dönersen Kârdır

2017 yılında Türkmen “stratejisinde” köklü bir değişim yapıldı. Yani, 1995 yılından 2017 yılına kadar olan süre içerisinde yapılanların tümü bir tarafa bırakılarak yeni bir döneme geçildi. Başka bir değişle, sil baştan başlamak oyunu misali Türkmen siyasi harekatındaki ortak akıl ve istişarenin egemen olduğu dönemin kapatıldığı bir dönem olarak Türkmen siyasi tarihine geçti. Değişen bu “strateji” […]

Nerden Tutarsan Elinde Kalır
Dünyadan
22 Mart 2024
Nerden Tutarsan Elinde Kalır

Ferhat Sengaw, beynini, kalemini, iradesini dış mihraklara kiralayan, onların maşası olup talimatları doğrultusunda Iraklı Türkmenlerin tarihine, varlığına ve geleceğine düşünür kisvesi altında medya aracılığıyla hakaret eden sünepe ve pespaye bir Iraklı Kürt yazarıdır. Yukarıda bahsi geçen sünepeye, Hasan Turan başkanlığındaki ITC imzalı verilen cevap “Iraklı oluşumların arasındaki kardeşliği bozmaya yönelik yalan içerikli açıklamaları kınıyor, mahkemeye […]

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]