SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Teknik Eğitim Fakültesi Hocalarının Hakları Gasp Edilemez

Yayınlanma:
ABONE OL
Teknik Eğitim Fakültesi Hocalarının Hakları Gasp Edilemez

02 Kasım 2009 tarih ve 15546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Teknik ve Mesleki Eğitim veren toplam 27 fakülte kapatılarak yerine 21’i Teknoloji Fakültesi, 2’si Sanat ve Tasarım Fakültesi ve 3’üde Turizm Fakültesi adıyla yeni fakülteler kuruldu. Ancak kapatılan fakültelerde görev yapan bine yakın öğretim elemanı yeni kurulan fakültelere dolu kadro aktarımıyla naklen atanması gerekirken YÖK’ün ve Rektörlerin keyfi uygulamalarından dolayı bu konuda büyük mağduriyetler yaşanmaktadır.

 

Yükseköğretim Kuru Başkanlığı tarafından 07.01.2009 tarihinde bütün Rektörlüklere gönderilen yazıda Yürütme Kurulu’nun 24.12.2008 tarihli toplantısında “Dolu kadro aktarımları” konusunda aldığı kararlar çerçevesinde taleplerin alınması ve uygun görülenlerin Başkanlığa tekliflerinin yapılması istenmektedir. Bunu fırsat bilen Rektörler, kapatılan Teknik Eğitim Fakültelerinden yeni kurulan Teknoloji Fakültelerine dolu kadro aktarımıyla geçmesi gereken öğretim elemanlarının büyük bir bölümünün geçişine izin vermemiştir. Yeni açılan Teknoloji Fakültelerine dolu kadro aktarımı yapılması gerekirken, keyfi uygulamalar içerisine girilerek ilana çıkma yoluyla kadro alımı ya da Rektör ve Dekanların istediği kişilerin kadro aktarımı yapılmaktadır. Bu durum Yürütme Kurulunun beş maddeden oluşan 2008/31. Kararına aykırıdır. Yine bu hukuksuz uygulamalar Yürütme Kurulunun 20.01.2010 tarihinde 2008/31. Kararına ilave olarak aldığı;

“1-Fakülte ve yüksekokulların Yükseköğretim Kurulunca yeniden yapılandırılması halinde bölüm/anabilim dallarında bulunan öğretim üyeleri ve yardımcılarının kadroları ile birlikte yeni kurulan bölüm/anabilim dallarına aktarılması,

2-Fakülte, Yüksekokul veya bölüm bazında tahsis edilen kadrolarda bulunan öğretim üyeleri ve yardımcılarının kadroları ile birlikte yeni kurulan bölüm/anabilim dallarına aktarılması” kararlarına aykırı olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

 

Rektörlerin Yürütme Kurulunun kararlarına aykırı olarak gerçekleştirdiği uygulamalardan dolayı, kapatılan Teknik Eğitim Fakültelerinde görev yapan öğretim elamanları; profesörlüğü gelmişse profesör olarak atanamamakta, doçentliği kazananlara kadro verilmemekte ve doktorasını tamamlayan araştırma görevlileri de yüz üstü bırakılmaktadır.

 

YÖK ve Üniversite Rektörleri, Teknoloji Fakültelerine “dönüştürülen” Teknik Eğitim Fakültelerinde görev yapan öğretim elemanlarını yok saymakta, kendilerine özgü uygulamalar içerisine girmektedirler. Teknoloji Fakülteleri, Teknik Eğitim Fakülteleri yerine kurulan fakültelerdir. Teknoloji Fakültelerininders programları tamamen Teknik Eğitim Fakültelerinde görev yapan öğretim üyeleri tarafından hazırlanmıştır. Yine Teknoloji Fakülteleri, kapatılan Teknik Eğitim Fakültelerinin binalarını, laboratuarlarını ve atölyelerini kullanmaktadır. Buna karşın Teknik Eğitim Fakültelerinde görev yapan öğretim elemanlarının Teknoloji Fakültelerine nakli gerçekleştirilmemekte ve bu konuda ayak diretilmektedir.

 

YÖK, el altından, bir taraftan Teknoloji Fakültelerine atanma şartının mühendislik dalında Lisans, Yüksek Lisans veya Doktora eğitimi şartını öne sürerken, beri taraftan da istediği öğretim elemanlarını mühendislik eğitimi yapıp yapmadığına bakmaksızın bu fakültelere dekan veya öğretim üyesi olarak atamaktadır. Ancak YÖK’ün unuttuğu veya görmezlikten geldiği önemli husus şudur: Anayasamızın 10. Maddesine göre “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz”.

Sayın YÖK Üyeleri ve Üniversite Rektörleri, Teknik Eğitim Fakültelerinin önünü açmanız gerekirken tam aksini yaparak bu kurumlarda çalışan öğretim elemanlarının özlük haklarını hangi gerekçeyle yok saymaktasınız? Teknoloji Fakültelerinde görev yapacak öğretim elemanlarına “mühendis” olma şartını getiremezsiniz. Çünkü Teknoloji Fakülteleri, Mühendislik Fakülteleri değildir. Ayrıca bilimsel çalışma ve araştırma yapma becerisi sadece mühendis unvanlı kişilere mahsus bir alan da değildir. Aksine bu alan kabiliyeti olan herkese açıktır. Dünyada bunun pek çok örneklerinin olduğunu en iyi bilmesi gereken kurum YÖK olsa gerektir.  Kaldı ki Mühendislik Fakültelerinde görev yapmak için “mühendis” olmak kriteri diye bir şart da bulunmamaktadır. Sonra Teknik Eğitim Fakültelerindeki hocalar Mühendislik Fakültelerinde ders verebilmekte, mühendislere doktora ve yüksek lisans tezi yaptırmakta ve Mühendislik Fakültelerine atanabilmektedirler.Teknoloji Fakültelerinin her türlü alt yapısını oluşturan Teknik Eğitim Fakülteleri öğretim üyelerinin bu fakültelere atanamaması büyük bir çelişki, haksızlık ve zulüm değil de nedir?

 

Karşılaşılan sorunların bir kısmı şöyledir:

ü  Doktorasını bitiren, Doçent olan ya da Profesörlüğü gelen akademik personel için kapatılan fakültelerde ilana çıkılamadığı için özlük haklarında ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır.

 

ü  Kapatılan fakültedeki bir öğretim elemanının Üniversite bünyesindeki başka bir fakülteye ya da yeni açılan fakülteye dolu kadro aktarımı yapılmayıp ilana çıkma yoluyla kadro verilmek istenmesi durumunda, ilan genel ilan olduğu için bir başka kişi de müracaat edip atanması düşünülen akademik personelin yerine bir başkası atanmak zorunda kalınabilmektedir.

 

ü  Yeni kurulan fakültenin ya da mevcut fakültenin ilgili Bölüm Başkanı, Dekanı, Müdürü vb. istemediği için yüzlerce akademik personelin geleceği diğer fakülte ve MYO yöneticilerinin insafına terk edilmiş durumda, onlar istemediği için kadrolara atanma ihtimalleri de bulunmamaktadır.

 

ü  Kapatılan fakültelerde öğrenci sayısı son derece azalmış olup yok denecek durumdadır. Diğer taraftan var olan Yüksek Lisans ve Doktora programlarına da öğrenci alımı yapılmadığı için mevcut akademik personel eğitimden uzak kalmakta bu yönüyle de kamu zarara uğratılmaktadır.

 

ü  Kapatılan Fakülte, MYO ve Yüksekokulların mevcut tüm atölye, laboratuar vb. alt yapıları da yeni kurulanlara devredildiği için, kapatılan akademik birimlerde ki öğretim elemanları aslında kendi bölümlerine ya da fakültelerine ait olan bu laboratuar, atölye vb. alanları kullanamaz hale gelmişlerdir. Dahası Dekanlıklar aracılığı ile haftalar, günler süren yazışmalardan sonra yeni kurulan Bölümün Başkanı ve Fakültenin Dekanı da uygun görürse kullanımlarına kısıtlı şartlarda izin verilmektedir.

 

ü  Atölye ve laboratuar gibi alt yapı kullanımlarında ciddi sorunlar yaşanabilmekte bu nedenle de öğretim elemanlarının ve hatta mevcut öğrencilerin bile kullanımları da sorun haline gelmektedir.

 

ü  Teknik Eğitim Fakültesinde bulunan Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim elemanlarının tamamı dolu kadro olarak Üniversitenin Eğitim Fakültesine ilansız olarak aktarılmaktadır.

 

ü  Yine kadrosu Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde olan bir öğretim görevlisi dolu kadro olarak kendi isteğiyle başka bir akademik birime aktarılabilmektedir.

 

ü  Kadrosu Meslek Yüksek Okulunda olan bazı Turizm İşletmeciliği Bölümü hocaları, İşletme Fakültesine dolu kadro olarak ilansız şekilde aktarıldığı görülmektedir.

 

ü  Aynı Üniversite bünyesinde birden fazla Fakülte aynı anda kapatıldığı için yüzlerce öğretim elemanına Maliye Bakanlığı ve YÖK’ün yeni ilanlar için kadro verme ihtimali olmadığı için bazı Üniversitelerde bu işlemlerin tamamı dolu kadro aktarımı olarak yapılırken bazı Fakültelerin öğretim elemanları için ilana çıkma yolu tercih edilmektedir.

 

ü  Doktora yapmamış öğretim elemanlarının ilanla yeni kurulan bir Fakülteye geçme ihtimalleri Yabancı Dil ve ALES vb. kriterleri nedeniyle imkânsız durumdadır. Bu yönüyle de ciddi sorunlara yaşanmaktadır.

 

YÖK ve Üniversite Rektörleri, her hangi bir haksızlığa ve hukuksuzluğa meydan vermeden kapatılan Teknik Eğitim Fakültelerindeki bütün öğretim elemanlarının kadrolarıyla birlikte Teknoloji Fakültelerine geçişlerini sağlamalıdır.

 

Teknoloji Fakülteleri; yalnız sanayiye uygulama mühendisi yetiştiren kurumlar olarak düşünülmemeli, on yıl sonra hat safhaya çıkacak teknik öğretmen ihtiyacını karşılayacak şekilde şimdiden gerekli planlama yapılmalıdır.

          

Teknoloji Fakültelerinin kurulmasıyla birlikte kapatılan Matbaa Bölümleri, Matbaa ya da Baskı Mühendisliği adıyla yeniden açılmalıdır.

 

Teknoloji Fakültelerine girişte Meslek Lisesi öğrencilerine öncelik tanınmalı, Meslek Liselerinin gelişmesinin önüne geçilmemelidir.

 

Türk Eğitim-Sen olarak, kapatılan Teknik Eğitim Fakültelerindeki öğretim elemanlarının özlük haklarının gasp edilmemesi için Sayın Cumhurbaşkanını acilen göreve çağırıyoruz.

         

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen

  İstanbul İl Başkanı 

author avatar
M. Hanifi Bostan

İlgili Haberler

Genel
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]

Dünyadan
07 Mart 2024
Kazancı, “Kerkük’teki Türkmenleri azınlık durumuna düşüren o imzalar”

Kerkük’teki Türkmenlerin Güneşte Eriyen Dondurma Misali Durumuna Düşürülmesinin Altında yatan imzalar. 03.03.2018 tarihli bu yazı,  2018 yılında Irak’ta gerçekleşecek Parlamento seçiminden tam bir ay önceki tarihi teşkil ediyor. Söz konusu yazıda,  dönemin ITC Başkanı Erşat Salihi ve dönemin ITC başkan yardımcısı Hasan Turan’ın (dönemin ITC yönetiminin bilgisi olmadan) katılımıyla Kürt ve Araplardan oluşan “Kerkük Komisyon”, […]

Dünyadan
25 Şubat 2024
Hicran Kazancı, “Bir Ağacı, Sapı O Ağacın Dalından Yapılan Baltayla Keserler”

12 Mayıs 2018 tarihinde, Irak’ta gerçekleşen parlamento seçimine, Kerkük noktasında Erşat Salihi başkanlığındaki Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük Türkmen Cephesi Listesi adı altında seçime katıldı. Listedeki 2.aday, ITC yardımcısı Hasan Turan idi. Netice, Kerkük genelinde 1 milletvekili ITC kazandı. Başka bir ifade ile, Kerkük’teki ITC’nin etkisi tamamen kırıldı ve Kerkük üzerindeki inisiyatifi rakip partilere altın […]

Basında Kartal
17 Şubat 2024
Kartal halkının tercihi kim olacak?

Kartal’da adayların seçmeni etkileyecek en önemli projesi hiç kuşkusuz Kentsel Dönüşüm vaadleri olacaktır. Zira adayların seçmeni ikna edebilecek en etkili proje vaadi, barınma konusunda yapılması gerekenler binaların yenilenmesi yani depreme dayanıklı sağlam binalarda yaşama arzusu olacak. Kartal’ın komşu ilçelere oranla imar ve şehirleşme konusunda geri kalması Kartal halkını hem çok üzüyor, hemde bu seferki yerel […]