SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kartal Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

Cevat Akşit Hocadan çarpıcı açıklamalar, Fetullah Gülen öldürüldü mü?

Yayınlanma:
ABONE OL

Prof. Dr. Cevat Akşit, SuperHaber röportaj editörü Hülya Okur’a “Fetullah Gülen’in öldüğünü” açıklayarak gündemi sarsmıştı. Ancak Akşit’in anlattıkları bununla sınırlı değil…

Hülya Okur’a 2 kez FETÖ, 1 kez Süleymancılar cemaati tarafından öldürülmek istendiğini söyleyen, Menzilcilerin hükümete verdiği destek için “Siyasi” diyen Prof. Dr. Cevat Akşit, yeni FETÖ için de uyarıp adres gösteriyor.  Eleştirilerinin odağında ise “3 kez başkanlık teklifi aldım” dediği Diyanet İşleri Başkanlığı var.

İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, Adnan Menderes ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki benzerlikleri yaşadığı bir tanıklıkla anlatıyor. Amcası vasıtası ile görme imkanı bulduğu Menderes’in kendilerine yaptığı konuşmadan “Hüngür hüngür ağladı adam, benim müsteşarım masonların başı, dedi.” sözlerini aktaran Cevat Akşit, Menderes gibi Erdoğan’ın da yalnız olduğunu belirtiyor. “Ben biliyorum. Türkiye’de her şey planlı programlı. Hep o plan gereği oluyor Menderes’i astıranlarda onlar, Erdoğan’ı da yalnız bırakanlar onlar.” diyor.

Demirel’in kendisine milletvekilliği ve bakanlık teklifi yaptığını anlatan Akşit, bu tekliflere Mehmet Zahid Efendi’nin “Sen İlim irfan adamısın ne işin var orada”dediğini aktarıyor. 3 kez de Diyanet İşleri Başkanı olmasının istediğini ifade eden Akşit bunları da reddettiğini söylüyor ve ekliyor; “Bir baktım diyanet diyanet değil, hıyanet. Herkes birbirinin aleyhinde. Kendisi iyi herkes kötü.” 

Bazı liderlerin batıda el pençe divan durduğunu, Menderes’in ise bunu yapmadığı için asıldığını hatırlatan Cevat Akşit, “Tayyip Erdoğan ne yapıyor karşılarında dimdik duruyor. İşte Tayyip Bey de bu şuur, bilinç var. Bunu bildikleri için onu her yönden yok etmek istiyorlar.” diyor.

“İslam dinine göre, Kur’an-ı Kerim’e göre laiklik olmaz. Herkes Allah’a inanmak, iman etmek zorunda.” diyen Akşit, “Laiklik, Yahudinin oyunudur. Yahudiler laikliği hiç kabul etmedi ama dünyaya kabul ettirdiler” diyerek oyunun yönetmenini açıklıyor.

Türkiye’nin FETÖ kumpasında büyük bir tehlike atlattığını anlatan Cevat Akşit, Diyanet’teki sorunun temelinde yatanı da şu sözlerle aktarıyor; “Söyledim Tayyip Beye. Diyanet Din Kurulu Yüksek Kurulu’da cennete, cehenneme inanmayan adam var. Kabir azabına inanmayan adam var. İnancı yok. Ahtapot gibi sarmışlar her yanı. 15 Temmuz Allah’ın bir lütfudur.  Dünyanın hepsi Türkiye’yi yok edecekti, Allah tuttu elimizden kaldırdı.” 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a desteğini açıklayan Menzil tarikatı içinse “Tamamen siyasi.” diyor. Ve ekliyor “Siyasette onun ne işi var. Bir adam gerçekten Şeyh olsa gösteriş merakı olmaz, adam olacağım, Başkan olacağım sevdası asla olmaz.Tayyip Beyi övüyor ki, ona dokunulmasın. Hakimleri övüyor ki, ona dokunulmasın, konu bu.” 

FETÖ ile ilgili de çok çarpıcı bir iddiası var Cevat Hoca’nın: “Amerika’ya gittim, oradaki iş adamları, alimler sordular, “Bu adam kafirdir” deyince onun adamları da varmış, beni öldürmek için 2 defa komplo kurmuşlar. Ama Allah beni korudu öldürmediler ama sonra itiraf ettiler…”

Ama tek öldürme girişiminin FETÖ’den de gelmediğini kaydediyor Cevat Akşit “Beni Süleymancılar da öldürmek istedi. Bir kaymakam; herkes görmüş, dilekçe ver dedi. Dilekçe vermedim, istihbarata vermedim, sağım dedim vermedim.”sözleri ile…

Ve yeni FETÖ için uyarıyor; “Bir tane televizyon var, sünnet vs diyorlar, İngilizler destekliyor, FETÖ’nün yerine koymak istiyorlar herifi.” 

Akşit, bir paragraf da “mümin adam” sıfatını uygun gördüğü Hulusi Akar için açıyor. “Hulusi Akar olmasa 15 Temmuz’u başaramazdık” diyor.

İşte, Prof. Dr. Cevat Akşit’in Hülya Okur’un sorularına verdiği yanıtlar…

“1 SAATLİK ADALET, 60 SENELİK İBADETTEN ÜSTÜN”

“KAFİRİN OTURACAĞI HAKİMLİK KOLTUĞUNA SİZ OTURUN”

Hocam siz hukuk eğitimi de aldınız. Adil yönünüzle birleşince, adalet mevzularına çok değinir oldunuz. Hakimler için… “La haffet emanetuhum… emanetler hiçe sayıldığında işler birbirine girmiş demektir demiştiniz…” Yani nasibin kilitlendiği an anlamına gelir. İşte o zaman evine kapan arkadaş insanlara karışma, ifadelerini kullandınız. Hakimlerin yarı tanrı Zeus özelliğini kendilerinde görmelerini ve benimsemelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hakimlik güzel bir şey tabi. 1 saatlik adalet, 60 yıllık ibadetten üstün. Çünkü her şey adalete kaim, ayakta durabiliyor. Hakim toplumun en önde gelen sınıfı. E tabi havaları oluyor.  Şeriat hakimi olmak şart değil. Ömer Nasuhi Bilmen Hocanın, babamın arkadaşı olduğunu sonradan öğrendim, beni çok severdi, ölünceye kadar evine giderdim, çocukları kendi yolunda değildi. Bir keresinde oradayken 40 tane hukuk talebesi geldi. Kuranı Kerim’de: Allah’ın hükümleri ile amel etmeyen kafirdir, fasiktir, münafıktır diye ayetler var. Biz hukuktan mezun olacağız; Medeni Kanun İsviçre’den, Ceza Kanunu İtalya’dan alınmış, Ticaret kanunu Almanya’dan alınmış, biz bu ayetlerin günahına girmez miyiz bırakalım mı, dediler. Hoca çok değerli bir alimdir: “Yavrularım siz bu işi bıraksanız hukuk düzelecek mi, o zaman ayrılmayın bir sarhoşun, dinsizin oturacağı hakimlik koltuğuna siz oturun, kal bir kafirin yerine sen otur, bu da emri maruftur” dedi.

“MENDERES, YALNIZIM DEDİ AĞLADI”

Menderes’in katıldığı bir Bakanlar Kurulu toplantısında kendisinin “Türk milleti ayakta kalıyorsa, beyaz bir ninenin veya ak sakallı bir dedenin kucağında büyümüş olmasındandır. İslam ve ahlak olmadan ayakta kalamaz” dediği anlara tanıklık ediyorsunuz. Hatta “Yalnızım” diyerek ağladığı, laiklik engeli yüzünden bu düşüncelerini hayata geçiremediğini söylediği anlara da…

Amca oğlumuz Hüsnü Akşit ile beraber kurmuş partiyi ve Baha Akşit dolayısıyla da Menderes’i seviyoruz zaten ama çocuk olarak orada bulunma nedenim, amcam vasıtasıyla randevu almaktı, ihtilalin ayak sesleri duyulduğu için kimseyle konuşmuyormuş, aramızda halk partililer var, Menderes 2,5 saat konuştu, Masonik, Komünist faaliyetleri anlattı, hüngür hüngür ağladı adam, benim müsteşarım masonların başı, dedi. İman, ahlak olmadan Türk milleti ayakta duramaz, ayaktaysak aksakallı bir dedenin, beyaz bir ninenin kucağında büyümüş olmamızdan dedi ve herkesi ağlattı. Muhalif olanlar, rey için müslüman gözüküyor, dedi, onlar da ağladı. Öyle bir anlattı ki hepsi hizaya geldi, elini öpmek istedi. Hayatıma da mal olsa İmam Hatip okullarının yüksek kısmını açacağım, dedi. Güçlü bir adamdı, zaten boksörmüş. Ben de 17 yaşındayım. Ben sol elimle dirseğini tuttum, sağ elimle çevirdim elini öptüm. Arkamdan ‘aferin’ dedi.

“TAYYİP ERDOĞAN BİZİM ARAMIZDA BÜYÜDÜ”

“ERDOĞAN YALNIZ, BEN  BİLİYORUM”

Sayın Cumhurbaşkanımız da “Yalnızım” dedi. Menderes’ten sonra etkilendiğiniz siyaseten de yanında durmanın gururunu yaşadığınız birisi diyebilir miyiz Tayyip Erdoğan için?

O da yalnız. Ben biliyorum. Türkiye’de her şey planlı programlı. Hep o plan gereği oluyor Menderes’i astıranlarda onlar, Erdoğan’ı da yalnız bırakanlar onlar. Dış mihraklar. Kimisi fetocu çıkıyor, kimisi Müslüman kılığında çıkıyor ama hepsinin arkasında Türkiye’yi parçalamak var, birleşmesin diye yalnız bırakmak var. Tayyip Bey benim kanaatim; çok iyi niyetli, vatanını milletini seven, kültürlü, kişilikli bir adam, tam bizim adamımız, ama batı böyle şeyler istemiyor. Demirel için bunu söylemiyorum, sorarsan Demirel hakkında her şeyi söylerim. Gizli şeyleri de biliyorum yani. Ben siyasete hiç düşmedim. Herkesin bir sahası var. Demirel bana, iki fakülteliyim ve sülalemiz meşhur diye bakanlık teklif etti. Ama Mehmet Zahid Efendi “Sen İlim irfan adamısın ne işin var orada” dedi. 3 defa da bana Diyanet İşleri Başkanlığı teklif ettiler, onları da reddettim, benim yolum bu. Tayyip Erdoğan bizim aramızda büyüdü. Ben çocuğum, o da genç o zamandan biliyorum, İskenderpaşa’ya gelirdi, oraya bağlıydı, o havada yetişti.

“DİYANET İMTİHAN ETSE, TAYYİP BEY MÜFTÜLERİ GEÇER”

“TAYYİP ERDOĞAN BATININ OYUNLARINI BİLİYOR”

Hocam Sayın Cumhurbaşkanımızın diplomasına yükleniyorlar, sizin geçtiğiniz medreselerden geçtiğinizi söylüyorsunuz. Yetişmiş, kalifiye olduğunu söylüyorsunuz.

Tayyip Erdoğan’ı, Diyanet imtihan etse, müftüleri geçer. O kadar sağlam dini bilgisi var. Öyle bir ortamda yetişmiş. Hem güzel Kuran okuyor, kırat ilimi almış, hem de dini bilgisi çok kuvvetli. O zaman Milli Türk Talebe Birliği ile ilgileniyordu. Ben o zaman çok sofuydum. Hoca Efendi’nin müridi olarak hiç öyle şeylere girmezdim ama biliyordum, beni o toplantılara götüremezlerdi, abdestsiz yere basmaz, her gün oruçluyum. O zaman belliydi zaten siyasetçi olacakları. Ben inanıyorum ki; sağlam inançlı, milletini seven batının oyunlarını bilen bir insan. Onlara alet olmuyor. Ecevit Amerika’ya gitti el pençe divan durdu. “Tuu…” dedim tükürdüm televizyona. Sen bir milletin başbakanısın, bizim idarecilerimiz böyleydi, batı böylelerini getiriyordu, Menderes buna uymadığı için asıldı, adamın kanunen hiçbir kabahati yoktu. Tayyip Erdoğan ne yapıyor karşılarında dimdik duruyor.  Amerikan başkanı gavur değil mi, dinimize göre ‘La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah’ demeyen kafirdir değil mi, Kur’an sözü bu: Bir kafire karşı boyun eğen sabaha kadar namaz kılsa kurtulamaz, Kişiliğini koruyacak, Allah’ın emri bu.  Hz. Ömer, kolunun üstüne yatıyor ama bir Yahudi geldiği zaman haykırıyor, dayılanıyor, Allah böyle istiyor. Müslüman kişilikli olur. Kenan Evren Amerika’ya gitti, o da böyle yaptı, Paşasınız siz, orgeneralsiniz. İşte Tayyip Bey de bu şuur, bilinç var. Bunu bildikleri için onu her yönden yok etmek istiyorlar. Araya bakan sokuyorlar, Müslüman bakan ama kendilerinin sözlerini dinleyen bakan. Araya adam sokuyorlar ama kendilerinin sözlerini dinleyen adam, o kadar basit değil. Sizin zannettiğiniz kadar.

“KURAN’A GÖRE LAİKLİK OLMAZ”

“LAİKLİK, YAHUDİ OYUNUDUR”

Menderes’in yapacaklarının önündeki en büyük engel olarak laikliği görmesi önemli. Siz de Laikliğin İslam’ı yıkıcı bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Laiklik ve şeriat bir arada düşünülebilir mi? yürütülebilir mi?

İslam dinine göre, Kur’an-ı Kerim’e göre laiklik olmaz. Herkes Allah’a inanmak, iman etmek zorunda. Dinde zorlama yok ama emrini kabul etmek zorunda. Hristiyan olabilir, Yahudi olabilir ama İslamiyetin hakimiyetini kabul edecek. Ona vergi verecek. İslam onu koruyacak, hakim olan İslam olacak. Laiklik, Yahudinin oyunudur. Yahudiler laikliği hiç kabul etmedi ama dünyaya kabul ettirdiler, kendileri fedakarlık etmiyor ama milletleri kullanmak, birbirine düşürmek için sadece İslam’a değil hıristiyanlara da öyledir. Yahudilerin Kanunu’nda karısını aldatan erkek idam edilir. Yahudi şeriatı budur ve ondan hiç taviz vermez. Bir Fransalı Yahudi  olmuş ise havrada Yahudi ile yan yana otutturmuyorlar, Yahudi üstündür diyorlar. Cumhurbaşkanı takkeyi giyiyor. Beni doktora tezinden dolayı, 97 yılında Amerika’ya çağırdılar, Fransızca, Arapça biliyorum bir de gelmişken İngilizce öğreneyim dedim. 55 yaşında İngilizce okuluna kaydoldum. Kocası genç bir bayan, son derece dekolte geliyor ama kimsenin örtüsüne ve çıplak gelenlere karışmıyor fakat iç disiplini var, 1 dakika geç geldin mi, ödevini yapmadın mı profesör demiyor neler söylüyor kadın! Sınıfta iki Yahudi var, onlara hiç sesi çıkmıyor, çekip sordum, iki tarafına baktı, dişlerini sıktı, “Onlara bir şey söyleyemiyorum, özel kanunlar var, evet biz onların esiriyiz” dedi. Ben bunu Lübnan danışmanından da duydum. 2 defa trafik polis durdurdu, başımda takke vardı, beni Yahudi zannederek ceza yazmadı.

“BİZ HOCALARDA İŞ YOK”

“İMAMLARDA CEMAATİ 2 İKEN 3 YAPAYIM ATEŞİ YOK”

Hocam peki biz neden ezici çoğunluğa sahip değiliz, dünyaya hakimiyet konusunda bizim eksiğimiz nedir?

Biz hocalarda iş yok. Bunu İtiraf edelim, biz hocalarda iş olsa, gerçekten o imamlık makamını bilen şuurda imamlarda olsa, İsmetpaşa dinin kılına dokunamazdı. Medeni kanunun eskisini okudunuz mu, resmi belgedir, İsmet Paşa, Kuran, tefsir yazıyor, bu safsataları kaldıracağım, diyor. Eğer din adamları “böyle şey mi olur” deselerdi, gık diyemezdi. Ama her şeyi kaldırdı yasakladı. Koca bir devlet şapka ile uğraşır mı hanımefendi? Şapka için adam astılar mı Türkiye’de? Şimdi Hakim, bakan, Cumhurbaşkanı eşi örtülü. Bu ülke battı mı, örtüde değil kafada değil mi iş? Ama batılılar koca devleti bununla uğraştırdılar. Birbirimize düşürüyorlar. Bunların hepsi bir batı oyunu. Tayyip Bey bunları bildiği için dik duruyor ve onun için gelmesin diye her türlü yolu deniyorlar, O da yılmıyor, kadere inanmış, yoksa pekala kaçabilirdi, kaçmadı, sokağa çıkın dedi, Allah da tuttu tersine çevirdi. Biz hocalarda dik duracak kişilik olsa ve bir de bizde mihraba geçmenin ne anlama geldiğini bilecek şuur olsa!. Memur gibi geliyor, gidiyor, cemaati 2 iken 3 yapıyım ateşi yok, bilgini 2’ye çıkartayım ateşi yok imamlarda.

“HANEFİ MEZHEBİNE GÖRE KONUŞUYORUM”

Neden Hocam?

İsmet Paşa yasaklamış. Isparta müftüsü anlattı bana,ben kapıcı mı kaza müftüsü yaptım dedi ağladı, atama yapacak adam bulamadım, kapıcım girip çıkarken benden bir şeyler öğrenmiş, kaza müftüsü yaptım, dedi. Ben sünnet inancına, Hanefi mezhebine göre konuşuyorum televizyonda, sarhoşlar bana telefon ediyor, hocam hiç namaz kılmam,her akşam içki içerim ama seni canımdan çok seviyorum, sen benim ruhumu okuyorsun, diyor. Gelenek halinde, mayamızda bu var. Paşalar telefon edip şunu söylüyorlar: Hocam biz herkesi dinliyoruz ama senin dediğini tutuyoruz. Çünkü senin dediklerin Bizim dedelerimizden duyduklarımızın aynı.

“DİYANET, DİYANET DEĞİL HIYANET”

Siz niye Diyanet İşleri Başkanı olmadınız peki?

Bunun için olmadım. Ilk defa 2 fakülte bitiren din adamı benim, sonra çoğaldı. Beni askerliği bitirir bitirmez başkan yapmak istediler, 3 ay kadar Amerika’ya gönderip zemin hazırlamak istediler, Diyanete gidip bak dediler, ikinci sınıf müfettiş yapmak istediler, Bakana telefonda “Bunu hemen 2.sınıf müfetttiş yapın” deyip kapatınca telefonu, beni kapıda karşıladılar, 1967’de. Sonra Özal zamanında da teklif oldu. Tayyip Bey zamanında da olmayacağımı söyledim. Bir baktım diyanet diyanet değil, hıyanet. Herkes birbirinin aleyhinde. Kendisi iyi herkes kötü. Sadece Lütfi Doğan kimsenin aleyhine konuşmadı, o zaman yardımcı idi. O günden beri hala birbirimizi severiz. Ben geldim milletvekili olan dayıma söyledim, diyanete gidemem dedim, bakan sana neden sahip çıktı orayı kurtarmak istiyor, dedi. Ben toy bir delikanlıyım, onlar canavar, dedim.

“15 TEMMUZ ALLAH’IN LÜTFU”

“KADINLAR ŞİMDİ ÇOK DEKOLTE AMA İMANI VAR”

Hala mı iyileşme görmüyorsunuz diyanette?

Hala öyle. Hala. Söyledim Tayyip Beye. Diyanet Din Kurulu Yüksek Kurulu’da cennete, cehenneme inanmayan adam var. Kabir azabına inanmayan adam var. İnancı yok. Ahmet Necdet getirmiş, biliyorsun anasının cenaze namazını kılmayan bir herif o. Birinci sınıf memurdur bu. “Bunları temizle” dedim. -Hoca, ikindin atıyorum, sabahleyin Danıştay geri gönderiyor, kanun var dedi. Başkanlık sistemini istemesinin nedenleri şimdi anlıyor musun? Yalnız adam dedim ya sana, Türkiye’de her tarafı ahtapot gibi sarmışlar. 15 Temmuz Allah’ın bir lütfudur.  dünyanın hepsi Türkiye’yi yok edecekti, Allah tuttu elimizden kaldırdı. Malazgirt’te savaşanların hepsi evliyadır, alperendir. 50 bin kişi 250 bin kişiyi duman etmedi mi? Bomba yok, kılıç kılıca, önemlidir bu, yeke yek. Çanakkale’de savaşanlar Allah’ın, resulünün sevgilileridir. Yatanların hürmetine Allah elimizden tuttu ve bütün dünyanın planlarını ters yüz etti. Evet ben eleştiriyorum, kadınlar çok dekolte şimdi, edepsiz, hayasız, güzelliğini kocana sakla. Türklerde namus çok önemlidir ama şimdi sokağa döküldüler ama iman var… Bu Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da yok, Kuzey Afrika’da hiç kalmamış, Fransa tamamen dejenere etmiş, namaz kılan yok, abdest alan yok. Sadece adı Müslüman.

“DEKOLTE KADIN, KÜPELİ ADAM TANKIN ÖNÜNE YATTI”

Siz de imana mı sarıldınız, bel bağladınız hocam?

Türkiye’de dekolte kadın gitti tankın önüne yattı, çünkü imanı var, kulağında küpesi ile oğlanlar gitti tankın önüne yattı çünkü maya var, güzel bir iman var. Allah da tuttu kaldırdı ve oyunları bozdu şimdi inşallah güzele gider ama bizim hocalar da çok büyük kabahat var çalışmıyoruz kendimizi yetiştiremiyoruz ve ayrıca gidiş böyle olacak çünkü kıyamet. Peygamber, Ahir zaman Peygamberi. Zaman dilimi bitmiş. Güzel insanlara kıyamet kopar mı? Her şey bozulacak ki kopacak. Ama şimdilik bir umut ışığı var. Hadisler var. Biz Amik ovasında Yahudileri yeneceğiz.

“VAAZLARIMA İTİRAZ EDEN PAŞA GÖRMEDİM”

Labüttü.. mutlaka olacak.. Kıyametin kopacağını gösteren 6 olayı şöyle sıralıyorsunuz: Peygamberimizin ölümü, vebalı hastalıklar çoğalacak, Müslümanlar zenginleşecek, Şii, Rum ve Yahudilerle Barış..Sulh Anlaşması olacak tabii durmayacaklar sözlerinde tekrar savaş olacak, 80 sancak altındaki Avrupalılar, 960 bin kişilik ordu Müslümanlara saldıracak… Müslümanların zenginleşmesini Ak Parti iktidarına bağlayanlara cevabınız ne olur?

Sen bizim vaazları dinlemişsin. 15 cilt halinde tercüme çalışması yapıyoruz. Bağdat Caddesi’nde emekli paşaların kıraathanesi var, cuma günleri geliyorlar, beni dinliyorlar, hiç itiraz eden görmedim, Kenan Paşa’ya, Hilmi Üner benim ismim vermiş, emekli orgeneral Hilmi Üner 6 defa beni dinlemiş, soyunma odama gelmiş sivil giyinmiş ama paşalık dökülüyor, “Ben seni çok seviyorum, beyefendi deme, dobra konuşuyorsun, ikili oynamıyorsun, neysen öyle gözüküyorsun” dedi. Biz vatandaş diliyle konuşuyoruz, ondan seviliyoruz. Zenginlik hassas bir konu, insanı sapıtma ya çok elverişli bir şey. Hocalar görevini yapsa sorun olmaz. Zengin olmadan cami, okul yaptırabilir misin, dinimiz emrediyor bunları, zenginlik kötü değil de ama insan zengin olunca çok daha kolay sapıyor, herkes buyrun beyefendi emredersiniz diyor. Hz Osman zenginmiş ama hayattayken cennetle müjdelenmesine engel olmamış. Çünkü sefer dediğin zaman hepsini vermiş.

“İSLAM BİR CEMAAT DİNİDİR”

“TÜRKLER, TASAVVUF YOLUYLA MÜSLÜMAN OLDU”

Hafızlar İslam’ın sancaktarlarıdır diyorsunuz ama  cemaatler ve tarikatler İslam’ın neresinde? Ali İmran 104: Sizden hayra çağıran, iyiliğe emreden, kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. Tevbe 119: Ey iman edenler, Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. Tevbe 119: Namaz kılın, zekat verin, rüku edenlerle siz de rüku edin ayetlerine baktığımızda İslam bir cemaat dinidir diyebilir miyiz?

Evet öyledir. İslam cemaat dinidir. İşin aslı öyledir de. Zaten biz Türk milleti olarak tasavvuf, tarikat, evliyaullah yoluyla Müslüman olduk. Onun için bizim milletimiz şeyhleri eskiden beri çok sever. Fakat istismar edilince böyle şeylere sebep oluyor. Hakiki gerçek durumunda aslolan şeriattır. Tarikat yok değil, dinde var ama asıl temel, şeriattir, 5 vakit namaz, oruç, hac, zekat bildiğimiz farzlar. Gece namaz kılmak, farzdan evvel sünnet kılmak farz değildir ama bizim Türkiye hala tarikatçi. Tarikat yoluyla Müslüman edildikleri için ana halleri devam ediyor. Sünnet Kabe’de yok, Araplar kılmıyor, Kabe imamı kılmıyor ama bizim millet tasavvuf yoluyla geldiğimiz için, işimiz ne kadar sıkı olsa da 39 tesbihleri dahi çekeriz. Kabe’de ne tesbih var, ne sünnet var, biz böyle bir milletiz.

“ŞEYH OLMAK İÇİN ÖNCE ALİM, SONRA AMİR OLACAKSIN”

Kabe’den daha mı iyi yaşıyoruz İslam’ı?

Yaşıyoruz da, şimdiki hocalarımız şartlara uymuyor. Bir adamın şeyh olması için önce şeriat alimi olacak, Şeriat alimi olmak yetmez ilmiyle amir olacak. Ben Tayyip Okiç hocamdan duydum, kendisi de karısı da Yahudi alimidir, İslamı yıkmak için İslam alimi olmuş, dünyanın en büyük İslam alimi Yahudidir, dedi bana. O kadar zeki, çalışmış ama Yahudi. Şeyh olmak için bilgi yetmez, namazını kılacak, fazladan yapacak, gece teheccüd kılacak, orucunu tutacak, günde şu kadar bin “Allah, Lailahe İlallah” diyecek. Mesela birisi ona tecavüz etmiş zulmetmiş, Şeriatta hakkını alacaksın, tasavvufta affetmek emirdir, vazgeç der. Bunu yaparsa şeyh olabilir. Mevlana’ya ib..e demişler, kimseye dava açmamış, bu fedakarlığı yapan şeyh olabilir. Diyorlar ki: şu kadar tesbih çekersen uçarsın.  Olmaz. Şeriat olmadan zikir fayda vermez.

“BİZ HOCALAR BÜYÜK HESAP VERECEĞİZ”

“BUGÜN CAMİLERDE HARAMI SÖYLEYEN VAİZ YOK”

Hocam siz, ‘niçin yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz’ ayetini çok vurgularsınız.  Mutlak amelde bulunmak gerek, dersiniz.

Biz Hocalar çok büyük hesap vereceğiz. Bütün insanoğlunun hesabını vereceğiz. Hoca namazının hesabını verecek, namazınız garanti, evde kılsanız doğru mu okudunuz yanlış mı okudunuz bilemezsiniz, kafanızı çalıştırın camiye gelin, yıkın imamın üstüne sorumluluğu dedim. İmam bilmezse hepsi birden güme gidecek. Biz bunları bildiğimiz için İslam Hukuku temel kitabını tercüme ettik, 10 sene uğraştım, ekip kurdum, iki tercümana güvendim bir profesör ve ben kontrol ettik. 30.cildine geldik. Ama camilerde şu harami bu haram diyen vaiz gördün mü sen? “Kardeş olun, temiz olun, birbirinizi sevin…diyor, iyi de haramı, helali kim öğretecek” Camiye geliyor, mayasında iman var, abdest almasını bilmiyor. Bir Alman beni mahkemeye verdi, televizyondaki konuşmamdan dolayı, ama savcı mümin, “Kuran’dan ayet göstermiş, kendi kanaati değil” diye beni çağırmadı bile. Geçen Ramazan’da mazereti olsa bile sokakta orucunu yiyen yanlış dedim, günah olur dedim, televizyoncu sordu dayak yer dedim, 8 CHP milletvekili dava açtılar, ama bizim savcı Müslüman. Savcı bey bir adam evinde zina etse? Karışamam, dedi. Parkta zina etse? Karışırım, dedi. Evinde içki içse? Karışamam, dedi. Parkta nara atarak içse? Karışırım, dedi. TCK’nın 526.maddesi var, halkın dini, ahlaki duygularını rencide etmek suçtur, kanunda var mı? Var, dedi. İslam’da da var dedim. Herkes oruç tutuyor, o çıkıyor meydanda sigara içiyor. Bu da onların duygularını rencide etmiyor mu, dedim. Tamam, dedi attı imzayı.

“MENZİL’İN ERDOĞAN’A DESTEĞİ TAMAMEN SİYASİ”

Bir şeyin sahtesinden kaçın demek, iyisinden de kaçın demek değildir. Menzil tarikatı Tayyip Erdoğan’a desteğini açıklıyor, samimiler mi?

Tamamen siyasi. Siyasette onun ne işi var.

Dünyada örnek göstereceğiniz şeyhler var mı?

Tabii var, olmasa dünya ayakta durmaz. Var tabi de, %80 bozuk, %20’ye düştü. Maalesef bu ilimsizlik ten oluyor, önce ilim, bilgi sahibi olacak, ilmiyle amir olacak, ondan sonra tasavvuf sahası gelir. Tayyip Bey bütün tarikat şeylerini topladı, Mevlevi tekkesi var, beni de çağırdılar ben de konuştum. Öyle şeyler konuşuldu ki, falancaya elini değdiğinde, uçuyormuşsun, saçma dedim. Etmeyin dedim. Peygamberimiz Peygamberken, Hz. Ömer’i adam etmek için 23 sene uğraştı, dedim. Bir anda dokunma ile olsa Peygamberimiz dokunurdu. Böyle  propaganda yapıyorlar, adamı putlaştırıyorlar, öyle şey olur mu? O adam alim olsa böyle şeylere asla müsaade etmez, onun için ilmi yerleştirmemiz lazım.

“GERÇEK ŞEYH’TE BAŞKAN OLACAĞIM SEVDASI OLMAZ”

Cemaatler neden manevi alanda kalamıyor?

Bir adam gerçekten Şeyh olsa gösteriş merakı olmaz, adam olacağım, Başkan olacağım sevdası asla olmaz. Ahlakının güzelliği ile feyzi bereketiyle, o kaçsa bile insanlar koşar arkasından. Şimdi adamın kendi işi olmayınca, işi siyasete döküyor. Siyasi partiler gibi piyasaya değnekçiler koyuyor, bizim şeyhin elini öperseniz uçarsınız propagandası yaptırıyor, tutunabilmek için. Tamamen sahtekarlık.

“SAHTE ŞEYHLER KİTABI İÇİN TEHDİT ALDIM”

Cemaatlerin babadan oğula geçen yapısınI nasıl değerlendirirsiniz?

Kesinlikle öyle bir şey yok. Adam öldü, oğlu üniversitede okuyor, oğlunda namaz abdest yok, getirip şeyh yaptılar. Böyle bir saçmalık olur mu?  Benim elimde Mehmet Zahid Efendi’nin sahte şeyhlerle ilgili yazdığı defter var, yayınlamak istedim ama seni yaşatmazlar diye tehdit ettiler.

“TAYYİP BEYİ ÖVÜYOR Kİ, ONA DOKUNULMASIN”

Peki o zaman para, güç ve iktidar ihtirası içinde olan bütün oluşumlara sahte diyebilir miyiz?

Tutunabilmek için, kendi sahtekarlığını ayakta tutabilmek için tamamen siyasi davranıyor, böyle hesapların içine giriyor, Tayyip Beyi övüyor ki, ona dokunulmasın. Hakimleri övüyor ki, ona dokunulmasın, konu bu.

“FETÖ İKİ DEFA ÖLDÜRMEK İSTEDİ”

“FETHULLAH GÜLEN, TELEFONLARIMI AÇMADI”

Adnan Oktar, Fetullah Gülen gibi din bezirganları nasıl oluyor da, böylesine okumuş, aydın, zenginlik sahibi insanları etkileri altına alabiliyorlar?

Ben İzmir’de İslam Enstitüsü’nde hocaydım ve aynı zamanda avukatım Çünkü param yetmiyordu. Avukatlık yaparak 2 daire aldım, arsa aldım, araba aldım, o da lazım çünkü 4 çocuğum var. Erzurum’dan giderken, Vali, devlet senden çok memnun, dedi. Çünkü Fahri Korutürk’ten teşekkür almışım, paşalar seviyor, çünkü ben okuluma ilimden başka hiçbir şey sokmadım, kendimi riske ettim, vurdum kırdım hakim oldum, o dönem yolumu kesen 9 Prof. var, şimdi dua edip elini öpüyorlar, bir sıkıntın varsa Ankara’ya gidip tayini durduracağım dedi. Hayır, dedim. Vali bey, maaşım yetmiyor, dedim. Turgut Özal düzeltti maaşları. İzmir’e geldim avukatla başladım, öğretmenlik de yapıyorum, Cuma günleri ediyorum, bütün hakim ve savcılar geliyormuş haberim yok. Ben Ehli sünnet Hanefiyim. Şafi düşmanı değilim. “İmamı Azam bin sene evvel yaşamış şimdi devir değişti” diyen ilahiyat profesörleriyle biz kavgalıyız. Bir FETÖ’cü İzmir’de grupları var, beni destekledi, 3 defa evine gittim yemek yedim yurdunda konuşturdu beni, inandırdı kendine ama ve ilim adamıyım. “Tesettür teferruattır, Cebrail parti kursa girmem” diyen o değil mi, “Bu kafirlik” dedim ben. Tesettür, Allah’ın emri, farzdır, adam yapmaz mümindir, inkar ederse kafir olur ama inkar etmediyse hesabını verecek. Fethullah Gülen’i aradım, o kadar yakın davranıyor bana, 3 ay çıkmadı karşıma. Ondan sonra ben Amerika’ya gittim, oradaki iş adamları, alimler sordular, “Bu adam kafirdir” deyince onun adamları da varmış, beni öldürmek için 2 defa komplo kurmuşlar. Ama Allah beni korudu öldürmediler ama sonra itiraf ettiler ve helallik dilediler. Beni ilim kurtardı.

“BENİ SÜLEYMANCILAR ÖLDÜRMEK İSTEDİ”

Peki bu eksikliği gidermek için kurumların devreye girmesi gerekiyor belki ama? Sadece Kuran’a gidin demek bir Müslüman için yeterli mi?

Yok. Kendisi örnek olacak. Hukuk bitiren herkesi hakim yapıyorlar mı, stajı var, sonra şurada yap diyorlar, dinde de böyle. Hocalara büyük iş düşüyor hem bilgi sahibi olmalılar, hem fedakarlık etmeliler, kişiliklerini toplum hayatına gösterip örnek olmalılar. Beni Süleymancılar da öldürmek istedi. Bir kaymakam; herkes görmüş, dilekçe ver dedi. Dilekçe vermedim, istihbarata vermedim, sağım dedim vermedim. Beni öldürmeye kalkıyor, yanılıyorsam ayet, hadis göstererek düzelt. Bu ilimsizlikten. Kıbleye dönmüş, namaz kılmış adama kafir diyemeyiz, öldüremeyiz, Müslümandır, günahkar da olsa mümindir, kardeşimizdir. Fethullah Gülen’i de CIA kullanmış, daha başkaları da var merak etme, ben biliyorum. Bu Avrupalı, Amerikalı bizi dağıtmak için her yola başvuruyor.

“İLİM BİZİ KURTARACAK”

Fethulah Gülen ile aranızda hep bir mesafe mi vardı, daha evvel nasıl bir gözle bakıyordunuz?

Daha evvel çok güzel konuşuyor, herkesi duygulandırıyor. İzmir’de cami dolup taşıyordu, maşallah diyordum ama bu lafları söyleyince anladım ne mal olduğunu. Diriliş dizisinde de var haktan görünüyor ama devleti yıkmaya çalışıyor, değil mi? Adem aleyhisselamdan geliyor bu, iki oğlundan biri diğerini öldürmüş ama kardeş. İmtihan dünyası bu, ilim bileceğiz o ilim bizi kurtaracak, duygularımızın önüne geçecek.

Tasavvuf yolunda bir adres veremiyorsunuz bize galiba hocam?

Nasibi olana zaten bunlar gösterilir. Sana rüyanda görünür. Mecbur olmadığı için söyleyemiyoruz ama şeriatı söylüyoruz, oruç tut diyoruz, namaz kıl diyoruz.

El fitnetü eşeddü minel katl. Fitne, anarşi adam öldürmekten beterdir. Allah, önce kolunu sonra bacağını en sonunda kellesini kesin, diyor…FETÖ’nün dünyadaki akıbetini yakın görüyor musunuz?

Bir kimse ona teşebbüs etmesin diye. Mesela İmamı Azam Hz çok sevilen bir kimse, Emeviler zorla ele geçirmişler, hak Peygamberimizin ailesi Hasan, Hüseyin Efendilerimiz, onlar çok güzel yetişmiş insanlar, ama Emeviler Hz.Osman’ın hakkını siz almadınız diye devlet kurmuşlar, Hz.Hüseyin efendimizin ailesinden bir zat Horasan’dan gelmiş, Muhammed adında, İmamı Azam ehli beyti çok sever, hocam arkasında ordu var, Emevilere savaş açmış, oğlum hak senin, yenemeyeceksin, başaramayacaksın, güçleninceye, yenecek duruma gelinceye kadar sus, kıpırdama demiş, kendisi katılmamış, para vermiş, yardım etmiş ama hepsi de kılıçtan geçirilmiş. Kafir bile olsa, memlekette can, mal, nizam koruyorsa, ona isyan edilmez. Halbuki kafire razı olmak küfürdür ama emniyeti sağlıyor, itiraz edersen anarşi çıkacak, Suriye’ye döneceksin. Şimdi orada namusta kalmadı, can, mal da kalmadı, İslam da prensip bu. Onun için anarşiste çok ceza veriyorlar ki, teşebbüs etmesinler diye ama haksızlığa, küfre karşı bir saniye imkanın varken susarsan, sen de kafir olursun, buna rağmen itiraz etme diyoruz, başarıya ulaşamazsan bir sürü insanın kellesi gidecek. El fitnetü eşeddü minel katl bu işte.

“FETÖ ÖLDÜ”

FETÖ’nün de anarji yarattığını gördüğümüzden terör örgütü diyoruz, bu dünyadaki akıbetini yakın görüyor musunuz? Şu an nası lbir ruh hali içindedir, vicdanının içinde onu çürüttüğünü, Rabbimin zulmünü…?

Gizli şeyleri söyletiyorsun bana… FETO öldürüldü hanımefendi, sağ değil. Yaşamıyor şu anda Yahudi mezarlığında mezarı da… ” Yoksa bizim polis onu getirecekti Türkiye’ye, şimdi onun öldüğünü biliyor bizim polislerimiz. Burada papaz var ya bir tane ‘onu vermezseniz biz de bunu vermeyeceğiz’ diyorlar. Öldürdüler onu, çoktan öldü. Öldüğü yeri de biliyorum ben; New Jersey’de… Yahudi mezarlığında gömüldü. İstihbaratta adamın var mı, özel konuşabileceğin adam varsa sorabilirsin. Yok oldu gitti.

“SARHOŞ EDİRNELİ CAMİYİ DOLDURDU”

15 Temmuz’un milli şuur açısından derinden yaşıyoruz, İslami şuur noktasında eksiğimiz var mı? Selalar, vicdanlarda ve iman tahtalarındaki boşlukları doldurmaya yetti mi?

Esas olan meseleler meydana gelmeli. Tayyip Bey, şimdi İstanbul Müftüsü olan Hasan Kamil’i göndermiş, gidin Hocanın görüşlerini alın demiş, İstanbul’a geldiler. Kanaatimi söylüyorum, şimdiye kadar vaizler: Kardeş olun, birlik olun, birbirinizi sevin dediler, doğruydu. Çünkü şu haram dediğiniz zaman dava açılıyordu. Ben Edirne’ye 14 sene sürgün gittim, beni oraya sıkıyönetim komutanı sürdü, sıkıyönetim savcısı takipsizlik verdi ‘suçu yoktur’ dedi, özel savcı takipsizlik kararı verdi, yasaktır ama hazırlıklı ol diye dosyayı sana veriyorum, dedi. Şikayet edenler kim biliyorum, benim elimi öpenler.. Atatürk düşmanıdır, Cumhuriyet düşmanıdır, şeriatçıdır, beni ipe götürecek şeyler. O zaman sıkıyönetim komutanlarının tasarrufları, yargı denetiminin dışındaydı, ihtilalden sonra onlar da yargı denetimine sokuldu, ben de mimarlık fakültesinde iş hukuku okutuyorum, Müftü bey ben sürgünüm, sokakta bekleyen iki adam beni kontrol ediyor, olsun sorumluluğu alıyorum dedi. Edirne’de 8 pavyon, 80 bin nüfusu var, içkisiz bir tane bakkal dükkanı yok, bende bunu bildiğim için Allah bana soracak, Allah bana soracak, neden sen söylemedin diye. Evimin yakınındaki Mustafa Paşa Camisi’nde konuştum, ertesi hafta yılbaşı günü, herkes duymuş profesör konuşuyor diye, sarhoş Edirneli profesör konuşuyor diye doldular, bahçe, avlu almadı, ben de o kalabalığı görünce coştu, dediler ki cemaat, bakın bizim insanımıza; beynamaz, pavyoncu ama mümin, mayası sağlam, herşeyi söyledim, söylerken bir üslubum var biliyorsunuz. Hocam biz buraya sığmıyoruz, Selimiye’ye gidelim. Kürsüden inerken, bir adam: Ben resmi vaizim, hocam sende şeytan tüyü mü var, dedi. Bu Edirneliler ben, kadınların örtünmesi farzdır dedim, beni mahkemeye verdiler, sana Selimiye’ye gidelim diyorlar, dedi. Din budur, onları incitmeyecek şekilde 14 sene cami doldu. Hatta çok kalabalık olunca istihbarat başkanı, valiyi (Enver Hızlan), komutanı, müftüyü, hakimi, savcıyı çağırmış. Bu adam tehlikeli, camiyi dolduruyor demiş. Emniyet Müdürü: ilk günden beri bizzat kendim konuşmalarını kayda alıyorum, adam suç işlemiyor, dini öğretiyor, paşam burası sınır şehri burada din heyecanlı olsun demiş. Hepsi aynı fikirde olunca sınıfı geçmişim. Kenan Paşa, çok çocuk yapmayın diyordu, kürsüden o hadis geldi: Çok çocuk yapın, sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim diyor Peygamberimiz, Kenan Paşa söylemese bile Peygamberimizi sevenler çok çocuk yapın dedim. Kapıdan çıkıyorum, yaşlı bir amca Kenan Paşa’ya bir küfür etti, bir çocuk daha yapacağım dedi. Bizim insanımız bu. Samimi olacaksınız, bilgili olacaksınız, malzememiz çok güzel.

15 Temmuz, müstakim ilim adamlarına ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu da ortaya çıkarttı.

Ben ırkçı değilim ama Mısır’da, Kuzey Afrika’da ahlak yok. Ne kadar da eleştirsek, onlara göre yine iyiyiz. Allah tuttu kaldırdı. Bunu canlandıralım.

“2.FETÖYÜ HAZIRLIYORLAR”

Nevzat Tarhan geçen gün “Yeni FETÖ kim olacak?” diye sormuş. Yeni FETÖ beklentisi de var galiba?

Var çalışıyorlar, bir tane televizyon var, sünnet vs diyorlar, İngilizler destekliyor, FETÖ’nün yerine koymak istiyorlar herifi.

Bir de Adnan Oktar vakası var tabii. Hz Ebubekir kendi zamanında yalancı peygamberlerle çok mücadele etti,  Hz Ömer’de hadiseyi, devleti sistematize ederek, teşkilatlandırarak ele aldı.

“AFRİN, HADİSTE GEÇEN AMİK OVASI”

Adnan Oktar bana çattı biliyorsunuz. Ama Allah razı olsun polisler beni çok sever, “Hocam cevap verme senin sayende meşhur olmak istiyor bu” dediler. Ben hiç gık demedim, sahtekar olduğunu biliyorum. O, İsrail’in adamı. O kadar akıllı, aydın insanların dini bilgisi olsaydı, böyle bir sahtekarı bilmezler miydi. Ben adamın biri cümlesi ile ayıldım. Mehdi diye kabullendiler, o kızlar da kendini teslim etmiş o ahlaksıza. Şimdi davacı oluyorlar, tamamen yabancıların projesi. Durmayacaklar. Ama önümüz açık, ne kadar sürer Allah bilir. Avrupa ve Amerika menfaat çatışmasından anlaşamıyor biz onların çatışmasıyla Yahudileri yeneceğiz.  Peygamberimiz Amik Ovası diyor, Afrin dediğimiz yer, hadiste geçen Amik Ovası. Ben gittim baktım, aynen uyuyor, Peygamberimiz, Yahudi askeri Kaçarken taşın arkasına saklanacak, Ağaç taş dile gelecek ‘Gel öldür, burada Yahudi askeri var diyecek’ diyor. Buhari Müslim Hadisi bu. Yahudi biliyor bunu, bir ağaç söylemeyecek, gargaç ağacı diyorlar, gargaç ağacı dikiyorlar, İnşallah yeneceğiz biz. Tayyip Bey biliyor, bu dersleri biliyor, onun için üstüne üstüne gidiyor.

“HULUSİ AKAR OLMASAYDI 15 TEMMUZ’U BAŞARAMAZDIK”

“HULUSİ AKAR, MÜMİN ADAM”

Burkina Faso Müslümanlarının FETÖ tarifinde; fakir sevmeyen, zenginlerle iş tutan, Müslüman olduklarını söyledikleri halde hiç bir İslam nişanesi bulunmayan, Müslüman azınlığı değil Hıristiyanları tercih eden bir örgüt. 2.FETÖ hazırlanıyor dediniz ya, bundan sonra algılarımızı hangi yönde açmalıyız?

Dedim ya, Tayyip Bey yalnız diye. Hükümette, devlet teşkilatında da var. Eski Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, temiz adam, o temiz adam olmasaydı orada (15 Temmuz) başaramazdık biz. Benim arkadaşımın oğlu Doğubeyazıt’ta komando çavuşu, nöbette, PKK’lıları İran sınırından girerken görmüşler, “Komutanım PKK’lılar atış sahasına girdi, ateş ediyim mi?” diye sormuş, “Sakın haa ateş etme” diye bağırmış Komutan. O sesi duyunca kaçmışlar oradan. Ben gittim oralara, yalan değil. Sonra gelmiş demiş ki; oğlum ben Güneydoğu’daydım, Amerikan helikopterinin PKK’lılara yiyecek, içecek, silah indirdiğinin fotoğrafını çektim, beni buradan sürdüler, senin terhisine 1 ay kaldı, defol çek git, demiş.  Ordu da karışıktı, idare de karışıktı. Hulusi Akar, güzel adam, mümin adam, oraya sabah namazında gelmiş, askerler de abdest alıp öyle gidiyorlarmış, şehit oluruz diye. Bu FETÖ,  o kadar kapasiteli bir adam değil. Bir paşa FETÖ’ye tabi olmaz, biliyor ki arkasında CIA var, Amerika var, onun için onun emrine girdi.  Yoksa onun emrine girmez, paşa adam bilmez mi? İnşallah önümüz açık, korkma, ama kaç sene sürer bilmiyorum.

“KOMÜNİSTLİĞE ÇOK ELVERİŞLİYİM”

“ÜNİVERSİTELERDE 187 ADAMIM VAR”

“İnsanlığa nasıl hizmet ederim diye okuyun, nasıl para kazanırım diye değil” diye seslendiğiniz gençlik, sınavdan sınava ya da bir özgürlük alametinin binmiş koşuyor, siz konferanslarınıza, ‘Kuran ve Sünnet yolunda gençlik’ ismi veriyorsunuz ama bu konuda ne kadar umutlusunuz? Bir de en çok kazandıran amel için, Essalatuvaktiye.. Vaktinde kılınan namaz diyorsunuz. Namaz kılmaya imkanı mı yok gençliğin, ya da namaz kılacak imanı mı yok?

Güzel sorular yakalamış sormuşsun. Hukuk fakültesinde okurken, ekonomi hocamız marksist, komünistti. Karl Marx’ı anlatırken coşardı, ağzından köpükler çıkardı. Kaç kişiyi komünist yaptı.

Sizi yapamadı mı hocam?

Benim hocam var arkamda. Dualıyım dedim ya. E tabii çok düştüler üstüme. Bir hakimin çocuğu: Biz ana babanın değil, toplumun çocuğuyuz diyecek kadar komünist. Babası hüngür hüngür ağlıyordu beni görünce. Ben yetim okudum, hayatımı kendim kazandım, komünistliğe çok elverişliyim, zengin düşmanı olabilirim, elhamdülillah şuurlu Müslümanım. Bir anlaşma yapalım seninle dedi, ben senin söylediğin dinsiz filozofun kitabını okuyacağım, Sen de benim dediğim kitap (Benim kitabım: Ahmet Hamdi Akseki/ İslam, fıtri, tabii, umumi bir dindir) okuyacaksın dedim sonra bir süre sonra sen beni imtihan edeceksin, ben de seni imtihan edeceğim, babası Müslüman ya, Müslüman olmaktan korkuyor. Ben kabul ettim. O kabul etmedi. Okusa Müslüman olurdu. Ben bütün öğrencilerime, üniversiteye gidin, hoca olun diyorum, üniversitelerde 187 tane adamım var, hoca çok etki ediyor. Üniversitelerin bozukluğu inşallah düzelir.

“ÇOCUK TACİZİNDE ALLAHIN DEDİĞİNİ YAPMIYORUZ”

“İMANIMIZI, AHLAKIMIZI ÇALDILAR”

Vemelaiketihi diye başlıyorsunuz anlatmaya, çocukların ırzına geçen sapıklar için sizin öngörünüz nedir, tıbben olsun olmasın, dinen ıslahı mümkün mü bunların?

Biz bu konuda Allah’ın dediğini yapmak zorundayız, yapmıyoruz. Diyanet ondan dolayı suçludur. Kur’an’a göre bu sapıklığı yapan öldürülür. Öldüren öldürüleceğini anlayınca, can tatlıdır yapamaz. Ama af kanunu çıkar, zaten öldürmek yok hapis var, bir tane Afgan çıkar cinayetler çoğalır, eğitim zaten sakat, terbiye görmemiş. Suçların sebebi bu. Sistem olduğu gibi düzelmeli. Avrupa’ya tabi olduk. Amerika’da 30 sene evli kadın,  başka bir erkekle yatacağım diyor ve kocası izin veriyor, kocası da karısından izin alıyor yatıyor, bunu biz gördük. Kültürleri, kanunları böyle, homoseksüellik yasal biliyorsunuz. Bizde de kabul ettirmek istiyorlar. Bizi aklımızdan koparmak istiyorlar. Türklerde Müslüman olmadan bile namus çok önemlidir. Ama şimdi…. Herif karısını veriyor, elin kucağında dans ediyor, o da gülüyor, Anadolu’da buna başka bir şey derlerdi, şimdi şak şak. Bize duygumuzu kaybettirmek istiyorlar, bu duyguyu kaybetmeden önce Kanuni olduk, Fatih olduk emir verdik. Anladılar ki bizi yenemeyecekler, tanzimat dediğin şey odur. Oturdular düşündüler. Bizim imanımızı, ahlakımızı çaldılar. Ama yerde yatanların duasından mı nedir, bir türlü Suriye’ye çeviremiyorlar. Irkçı değilim ama ben milleti, vatanımı seviyorum. Peygamberimiz bile doğduğu yerden geçerken, gözü yaşlı “Ey Kabe seni çok seviyorum, hemşerilerim beni sürdüler” İnsan doğduğu yeri sevmez mi?

“ERDOĞAN, ALLAH’IN LÜTFU”

Tayyip Erdoğan, Cenabı Allah’ın bir lütfu. 15 Temmuz’da gördük, Elhamdülillah imanımız ve Peygamber sevgimiz var, camiye girdik mi tesbihleri farz gibi çekip çıkıyoruz, Peygamberin sünnetini yapan da Aziz olur.

“BABAMIN YERİNE NÖBET TUTTUM”

1938 yılında, Şakir Efendinin 13.çocuğu olarak dünyaya geldiniz. Ve şimdi de 13 torun sahibisiniz. Bu uçtan uca yaşamın hayatında Cevat Hoca, annesinden, babasından, ailesinden, kendisinden razı mı?

Elhamdülillah Allah’a hiç bir şikayetimiz yok. Dualı adamım. Babam, dedem memur olursan hakkımı helal etmem dediği için çiftçilik yapmış, molla okutmuş bir alim. İstiklal harbinde babamı askere almamışlar, hoca sen köylerden bize asker gönder demişler. Annemin anlattığına göre babam “şerefli bir meslek olan askerliği yapamadım çok üzgünüm” demiş. Onun için ben askerdeyken nöbet günlerinde babamın yerine de nöbet tutardım.  Bizim sülalenin karın kasları zayıf olduğu için hepimiz de fıtık var. Sancı tutmuş, fıtık içeriye girmeyince zehirli ot içirmişler ve Ramazanda vaazdan gelince, ondan gitmiş. Cevat üstüne geliyor denilince babam: “Benim duam ona yeter” demiş. Ben bunu her yerde elimle tutar gibi gördüm. Herşeyim mükemmel elhamdüllillah. Hak etmediğim şeyler yaşıyorum.

“ALTIN HARFLER SAYESİNDE NAMAZA ALIŞTIM”

İslam güneşi yüzünüze doğar doğmaz vurmuştur ama siz yüreğinizde İslam bilimiyle ilgilenme arzusunu ne zaman hissettiniz?

Annem diyordu ki, sen namaza gidersen altın harflerle yazılıyor, ben o altın yazı yazdıracağım diye camiye giderdim böyle böyle namaz alıştırmış. O zamanlar Kur’an okumak yasaktı, amcam bana geceleri Kur’an öğretti. Gramer kitaplarını ezberletti. İlkokul öğretmenim köyü çok seven gayretli bir adamdı, beni ortaokula kaybettirdi. Rahmetli Menderes iktidara geldi ve 5 yerde imam hatip okulları açıldı, birisi de Isparta’da. Bizim köy el sanatları ile geçinir, kemiklerden, hayvan boynuzlarından bıçak, çakı, makas, tarak yapılır, Isparta’ya getirilir. “Yatağan’da hoca olunmaz diyerek gizlice kayıtlarımı Isparta’ya giden amcaya verdim.

“BEN HOCA OLACAĞIM DEDİM”

Sonra İstanbul hayaliniz oldu, onu da gerçekleştirdiniz. Duaların hikmetini hep hissettiniz.ama bunun içinde kendinize olan inancınız da vardı sanki. İlim öğrenmek ve öğretmek için her şeyi yaptınız. İmamlık, müezzinlik, müdürlük, öğretmenlik ve Alimlik. Resulullah gibi her şeyi Allah’tan beklemem, ümit etmem bana yeter diyerek mi bu yola çıktınız? 

O Allah’ın lütfu. Kimisi ben zengin olacağım der, kimisi paşa. Ben “Hoca olacağım” derdim. Babam hoca, dedem hoca, sülalem hoca. Yatağan’daki medrese osmanlılardan 100 sene önce kurulmuş. İçinde astronomi, cebir olan bir üniversite imiş.

“MEHMET ZAİD EFENDİDEN ETKİLENDİM”

“Öğrenmek için alimlerle yanyana oturup kalkarak hemhal olmalıyız ki ana hedefimize ulaşabilelim” demiştiniz. Siz yaşayıp gördüğünüz hangi alimlerden ilham aldınız?

İstanbul’da ucuz ev buluncaya kadar parklarda yatıyorduk, 9 arkadaş bir ev tuttuk, her gün bir somon ekmek tüketiyoruz, imam hatip okulu halk evinde başladı, sınıfın arka kısmına otururdum, her sene takdir alırdım, benim içimde İstanbul ateşi vardı, pazar günleri kaçak sinemaya gidip İstanbul’u görüyorum, ilkokulu bitirdiğim hocama mektup yazdım, müdür yardımcısı hocasıymış, gelmemi söyledi, tasdikname için müdüre çıktım, seni bütün hocalar seviyor, ben seni okutacağım dedi, gitme orada kimse sana merhaba demez dedi. Get lan get dedi, kızdı, kovdu. Fırıncı bir hemşerimi buldum, un çuvallarının arasında yattım, Samatya’ya geldim, İlim Yayma Yurdunun ahşap binası, Müdür beni almayacağını çünkü talebelerinin üstün olduğunu söyledi, talebelerin kimi vaiz, kimi müftü, mevlüthandı, Arapça biliyorlardı, dediği doğruydu, 1 hafta daha kaldım un çuvallarının arasında, muavin müdüre söylemeden kaydetti. Hoşgeldin diyen yok, aç mısın diyen yok, Halbuki Isparta’da herkes Mustafa diyordu. Şehremeni’den Vefa’ya her gün 55 dk yaya gelirdim. Etki dediniz de… Mehmet Zaid Efendi’den etkilendim.

SuperHaber-ÖZEL RÖPORTAJ

İlgili Haberler