Eğitim Bir Sen İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Talat YAVUZ yaptığı yazılı açıklamasında, terör olaylarını değerlendirdi.
Üç yıllık meraklı bekleyişimiz seçimin ardından bitti. Terör, eskisinden daha acımasızca can almaya başladı. Hâlbuki az da olsa umutlanmıştık. 2071 vizyonu ve Yeni Osmanlıyı konuşmaya başlamıştık. Film başa sarıldı, ihale yenilendi ve taşeronlar sahne aldı.
Bizimkisi bir umuttu, olmadı. Devletimiz; karakolları, “kalekol” yaparken, kendi zırhlı aracını, İHA’sını yaparken, terör örgütü de boş durmadı. Şimdi daha büyük bir imtihana tabi tutuluyoruz. Artık karşımızdakilerle yanımızdakiler iç içe geçmiş durumda.
Dağdaki eşkıyanın yaptıkları bir tarafa, şu HDP sözcülerinin sahte yüzlerine sabredecek mecalimiz kalmadı. Hala barıştan bahsedebiliyorlar. Hala devlet bir şey yapmadı diyebiliyorlar. Duygusal kopuş yaşanıyormuş ve buna çok üzülüyorlarmış. Cizre’de, kanton ilan edebilmek için yapılanların ardından yaşananları, “duygusal kopuş” diye yorumlayan vekile, “tünelleri barış için mi açtınız?” diye soramayan sunucuya ne demeli?
Yeryüzünde, bu kadar cani ve acımasız bir terör örgütüne, ülkenin en büyük medya grubunun ve aydın kesiminin alenen destek olduğu bir başka ülke var mıdır acaba? Hangi gerekçe ile her gün onlarca evladını teröre kurban veren milletin gözünün içine baka baka bunu yapabiliyorlar? Millet olarak bu oyunu çözdüğümüzde terörü de çözmüş olacağız galiba.
Milletimiz her türlü tahrike rağmen yapılan sağduyu çağrılarını dikkate alıyor ve oyuna gelmiyor. Terörle ulaşamadıkları emellerine, çıkarmaya çalıştıkları kardeş kavgasını bahane ederek ve yurt dışındaki sahiplerini çağırarak ulaşmaya çalışıyorlar. “Bodrum, Cizre’ye uzak değil.” diyen eş elebaşı, ülkeyi karıştırmakla boşuna tehdit etmiyor. Unuttukları bir şey var, bu millet en zor zamanında bile o efendilerini, ülkesinden kovmayı bilmişti.
Biz Memur Sen olarak, Perşembe günü, Ankara’dan bütün dünyaya, “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” diye haykıracağız. Terörü de arkasındakileri de içerdeki hainleri de biliyoruz. Onların bu haykırışımızı anlamayacağını da biliyoruz. Ancak milletimizin, oyuna gelmemesi ve kardeşliğimizin bozularak birliğimizin dağılmaması için, Suriye ve Irak gibi olmamak için haykıracağız. Kardeş kalmayı başardığımızda, eşkıya yok olmaya mahkûmdur, yeter ki sabredelim, nefesimiz kesilmesin.
İlgili Haberler