Krallar ülkelerini yakmaz, yıkmaz, zarar vermez ve kaybetmek istemez çünkü en kötü kral bile en büyük zararı kendisinin göreceğini bilir.
Ülkeleri hırslarıyla, iki yüzlülükleriyle, yalanlarıyla yakan, yıkan ve zarar verenler; kraldan çok kralcı olan menfaatperest riyakâr dalkavuklar ile krala olan düşmanlıkları sebebiyle gözlerini kan bürümüş kişiliksiz zavallılardır.
Bu iki çıkarcı, zalim, riyakâr ve hatta hain grup arasında olan; vatanını, milletini, memleketini hakikaten seven, doğruları haykırmaya çalışan, ülkesine zarar gelmemesi için mücadele veren kişilere olmaktadır.
Çünkü krallar da, kralcılar da, muhalifler de gerçekleri duymayı sevmezler, dalkavukları, kendilerini pohpohlayanları, yalan söyleyen sahtekârları severler, yanlarından ayırmazlar. Doğruları söyleyenleri ise düşman ilan ederler.
Ve şu bir gerçektir ki; ha çıkarcı kraldan çok kralcılar, ha vatan hainleri, ha krala olan düşmanlıkları sebebiyle gözlerini kan bürümüş muarız muhalifler. Hepsi aynı leşten beslenen akbabalar gibidir. Çünkü nefret, kin, düşmanlık, iftira, yalancılık onların besin kaynağıdır ve eninde sonunda aynı çukurda buluşurlar.
İlgili Haberler
Bugün terörsüz Türkiye için önemli bir adım atıldı
Okan Algün, Teknolojinin Geleceği Tehlikede, Yapay Zeka ve Veri Zehirlenmesi
Hüseyin Yücel mi Serdal Adalı mı?
İtina ile Çökertilen Bir Toplumun Siyasi Davası
Irak Türkmen Milletinin Hali; Hal-i pür melalimiz
Saddam Gerçekten Bir Devlet Adamı Mıydı?