SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

İstanbul’un ilk adı Tharakion

Yayınlanma:
ABONE OL

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, İstanbul tarihinde ilk yerleşimin Yunanlılar tarafından olmadığını savunarak, “Araştırmalarımda Tharakion adı verilen bir kapı olduğunu fark ettim, eski yerleşimlerde kapılar gidilecek yerin ismini alır ve o kapıda muhtemelen Tharakion adı verilen bir yerleşime açılıyor. Tharakion ismi, İstanbul’u kuran ilk insanların yerli olduklarını, bu toprakların insanları olduklarını ve Trakyalı olduklarını gösteriyor’’dedi.

Dr. Şevket Dönmez, İstanbul’un geçmiş tarihine ışık tutacak yeni arkeolojik bulgulara ulaştı. Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi’nde yayımlanan ‘Yeni Bulgular Işığında İstanbul Öntarihi’ adlı makalesinde, İstanbul’da yerleşimin günümüzden yaklaşık 6 bin yıl önceye uzandığı ve İstanbul tarihinin Byzantion’dan öncesine dayandığı bilgilerine yer verdi. Yapılan araştırmalar sonucu İstanbul tarihinin Yunanlılardan öncesine dayandığını ve Tharakion adı verilen bir yerleşim yeri olduğu belirtildi.

 

“İstanbul’a ilk yerleşimi kuran ve medeniyeti getiren topluluk Yunanlılar değildir’’

 

Yaklaşık 10 yıldır İstanbul üzerine çeşitli çalışmalar yaptığını ifade eden Dr. Şevket Dönmez, “Çalışmalarımda İstanbul üzerine yazılmış bir kitap okuduğumda hep, İstanbul’un tarihi Byzantion ile başlar ve eski Yunanları hatırlatan yazılar olur gibi klişe ibareler görüyorum. Orta Yunanistan’dan gelmişler ve Byzantion’u kurmuşlar. Hep böyle romantik bir hikaye ile İstanbul tarihi anlatılmaya başlanır. Fakat biz arkeolojik bulguları incelemeye başladığımızda durumun böyle olmadığını fark ettik. Yaklaşık 2002- 2003 yıllarından itibaren özellikle Sultanahmet bölgesindeki arkeolojik bulgulara baktığımızda bunların günümüzden yaklaşık 6 bin yıl önceye kadar uzandığını gördük. Orada bazı insan yüzlü çömlekler gördük ve bunun üzerine çalışmalarımızı devam ettirdik. Bu sürecin aslında sürekli olduğunu ve o bölgenin hiçbir zaman ıssızlaşmadığını, her zaman insan hareketlerine maruz kaldığını ve belirli yerleşmeler olduğunu anladık. Tabi bizim bahsettiğimiz dönemde daha Ayasofya yok, Hipodrom yok, Sultanahmet Camii yok ve orası insan yerleşimine uygun boş bir arazi’’ dedi.

 

‘‘İstanbul’da yerleşim Byzantion’dan daha önce başladı’’

 

‘‘ Bu araştırmaların üzerine 658 yılında Byzantion başladığı iddia edilen bu yerleşim ilişkilerini inceledim” diyerek sözlerini sürdüren Dönmez, ‘‘Yunanlardan önce olan bu yerleşimin de Byzantion’dan çok daha önce tarihlenmesi gerektiğini anladım. Bu varlığını fark ettiğim eski yerleşme ile Milattan Önce 658’de kurulan Byzantion’un ilişkisini irdelediğimde İstanbul yerleşiminin daha önce başladığını fark ettim. Bir takım çengelli iğneler, Yunanlılara ait olmayan çanak çömlek parçalarının bulunduğunu gördüm. Bunlar bizlere eski bir yerleşimin hatıraları ve arkeolojik kimlikleriydi. Daha sonrasında bu eski yerleşimin adını öğrenmek üzerine araştırmalara başladım ve İstanbul ile ilgili antik kaynakları taradım. Bu çalışma esnasında İstanbul ile ilgili yazılmış, İstanbul’un adı geçen bazı kaynaklarda Tharakion isminde bir yer isminin, meydan isminin varlığına rastladım’’ ifadelerini kullandı.

 

‘‘Tharakion’un kapısının Tharakion adı verilen bir yerleşmeye açıldığını düşünüyoruz’’

 

Bu araştırmaların öncesinde Tharakion isminde herhangi bir yerleşime, mevki ya da ırmak adına rastlamadığını belirten Dönmez, ‘‘Bunun ne olduğunu araştırdım ve bir Tharakion kapısı olduğunu fark ettim. Bu kapı bugün Ayasofya ile Aya İrini arasındaki Bab-ı Humayun’un olduğu yere denk geliyor. İncelediğim On Binlerin Dönüşü adlı bir eserde Tharakion meydanından ve orduların toplandığı büyük geniş bir meydandan bahsediliyor. Tarihi yarımada da bu kadar geniş bir meydanın olabileceği tek yer Sultanahmet ve Ayasofya düzlüğü. Bu meydan ve kapıyı birleştirince sanki İstanbul Byzantion hatırasında yaşamış Tharakion isminde bir yerleşmenin olabileceğini düşünmeye başladık. Tabi Tharakion kapısı önemli çünkü eski yerleşimlerde kapılar gidilecek yerin ismini alır. Örneğin Edirnekapı, Edirne’ye giden yolun başlangıcındadır. Bu bakımdan Tharakion da muhtemelen Tharakion adı verilen bir yerleşmeye açılıyordu ve çok da uzak olmayan bir yerleşmeydi’’ diye konuştu.

 

‘‘Daha derin arkeolojik çalışmalar ve kazılar yapılması gerek’’

 

İlk defa İstanbul tarihinde Yunan öncesi bulguların bir arkeolojik kimlik kazanmaya başlandığını ve tarihsel coğrafya anlamında da bir bütünlüğe ulaştığını ifade eden Dönmez, ‘‘Tharakion yerleşmesi tam nerededir onu bilmiyoruz ama yerini tahmin ediyoruz. Bu yerleşimin Byzantion ile olan ilişkisini tarihsel süreç ile ilişkisini anlamak için mutlaka daha derin arkeolojik çalışmalar ve kazılar yapılması gerek. Bu süreçte biz Byzantion tarihinde Tharakion ismini izleyebildiğimize göre, muhtemelen Byzantion genişlediğinde bu Tharakion yerleşmesi de kentin herhalde önce bir mahallesi oldu sonra bir meydana dönüştü. Bu İstanbul tarihi için önemli bir gelişme. Çünkü bu güne kadar bize hep İstanbul Tarihinin hep Yunanlılarla başladığı anlatıldı ama bize bunun arkeolojik bulgularını çok sunamadılar. Şimdi bir takım arkeolojik bulgular da var, bunlar üzerine de çalışıyoruz. Bu daha çok romantik bir söylem, bizlere İstanbul’un Arkeo politikasını şekillendiren bir söylem. Yani arkeolojiyi politik amaçlar doğrultusunda kullanmak ve güncel politikayı şekillendirmek olarak tanımlanabilir’’ ifadelerini kullandı.

 

‘‘İstanbul’u kuran ilk insanlar yerli ve bu toprakların insanları’’

 

İstanbul’un tarihinde her zaman Yunan varlığının olduğunu fakat İstanbul’a ilk yerleşimi kuran, ilk medeniyeti getiren topluluğun Yunanlılar olmadığını belirten Dönmez, “Bu coğrafya çok özel ve stratejik bir coğrafya, her zaman bu coğrafyada insanlar vardı. Tharakion ismi de bu İstanbul’u kuran ilk insanların yerli olduklarını, bu toprakların insanları olduklarını ve Trakyalı olduklarını gösteriyor. Bu bakımdan İstanbul tarihi için önemli bir keşfin eşiğindeyiz gibi görünüyor. Artık biz İstanbul tarihinin Byzantion ile değil daha erken bir yerleşmeyle başladığını ve bu tartışmaların artık başlaması gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul ile ilgili bu Tharakion çalışma Türkiye’nin tek ulusal akademisi olan Türkiye Bilimler Akademisi’nin arkeoloji dergisinde yayınlandı. Uluslararası bir dergidir bunu burada yayınlamamızın sebebi, bu durumun bilim dünyasında tartışılmaya başlanması gerektiğini anlatmaya çalışmamızdır. İstanbul tarihine artık yeni bir sayfa açılması gerektiğiyle ilgili bilimsel düşüncelerimizdir’’ diye konuştu.

İlgili Haberler

Belediye
24 Mart 2024
Murat Kurum, Beylikdüzü’ndeki Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde balıkçı esnafıyla bir araya geldi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Beylikdüzü’ndeki Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde balıkçı esnafıyla bir araya geldi. Mevcut İBB yönetimi tarafından balıkçı esnafının görmezden gelindiğini belirten Murat Kurum, “Her işte olduğu gibi yine balıkçı esnafımız da çaresiz bırakılmış, göz ardı edilmiş, görmezden gelinmiş. Aynı anlayışı aslında İstanbul’un her yerinde görüyoruz. İstanbul’un neresine gitseniz bir sorun, […]

Etkinlikler
23 Mart 2024
AKBANK SANAT’TA YENİ SERGİ “Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası”

Sanatın her disiplinine kapılarını açan Akbank Sanat, bu kez bilgisayar oyunları dünyasını sanatla buluşturan ‘Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası’ adlı sergiye ev sahipliği yapıyor.  Küratörlüğünü Zeynep Arınç ve Güven Çatak’ın üstlendiği sergi, 26 Mart – 18 Mayıs 2024 tarihi arasında Akbank Sanat’ta sanatseverler ve oyun tutkunları ile buluşuyor. Günümüzde bilgisayar oyunlarının hayatımızın vazgeçilmez bir parçası […]

Hüseyin Güler Gözyaşları İçinde Son Yolculuğuna Uğurlandı
Basında Kartal
23 Mart 2024
Hüseyin Güler Gözyaşları İçinde Son Yolculuğuna Uğurlandı

Kartal Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürü Hüseyin Güler Gözyaşları İçinde Son Yolculuğuna Uğurlandı Kartal Belediyesi’ndeki 35 yıllık çalışma hayatı boyunca Temizlik İşleri Müdürlüğü ile Basın ve Yayın Müdürlüğü birimlerinde müdürlük yapmış, son olarak atandığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’nde birim müdürü olarak çalışan ve geçirdiği bir rahatsızlık sonucu 55 yaşında hayatını kaybeden Hüseyin Güler, son yolculuğuna […]

Kartal Belediyesi’nin Acı Günü Hüseyin Caner Güler vefat etti
Basında Kartal
23 Mart 2024
Kartal Belediyesi’nin Acı Günü Hüseyin Caner Güler vefat etti

Uzun yıllardır Kartal Belediyesi’nde görev yapan, 4 buçuk yıllık Basın Yayın Müdürü görevinin ardından Kasım ayında Ruhsat Denetim Müdürü olarak atanan Hüseyin Caner Güler, tedavi gördüğü hastanede hayata veda etti. Merhumun cenazesi, 23 Mart Cumartesi günü (bugün) saat 16.00’da Kartal Cemevi’nde kılınacak cenaze namazı sonrasında saat 16.30’da yıllardır görev yaptığı Kartal Belediyesi önüne getirilecek, burada […]